İki yıla kadar gözaltı süresi

Malezya"ÖZGÜRLÜKLER benim sonraki tercihim, benim için güvenlik ve istikrar önce gelir".

Başbakanın bu sözlerinden sonra hızla kabul edilen bir yasa, Malezya’da bardağı taşırıyor. İnsanlar sokaklara dökülüyor. Müslüman Malezya’da kimsenin bayram filan dinlediği yok, gösterilerin ardı arkası kesilmiyor.

Bir zamanlar bizde manşetlerden inmeyen, TV röportajlarından geçilmeyen Malezya’da işler iyi gitmiyor. Eleştiriler karşısında Başbakan Badawi’nin sinirleri fena halde bozuluyor. Dünyanın her yerinde olduğu gibi, bozulan sinirlerin klasik hastalığı var: Sertlik. O da, sonun başlangıcı demek.

Badawi’nin bulduğu çözüm, gözaltı süresini iki yıla çıkarmak. İki yıllık gözaltı süresi, insan hakları ihlalinde bir rekor. Diktatörlükler dahil, bütün zamanların en uzun gözaltı süresi.

ANKET VE YARGI

Malezya, sanki aslında sizin çok iyi bildiğiniz bir ülke.

İnsanlar sokaklara döküldükçe, Başbakan Badawi anket yaptırıyor. Yooo, hiç de öyle değil, anketlere göre, halkın yüzde 54’ü hükümeti destekliyor.

Bu anket ve bu oran size bir şey anımsatıyor mu?

Malezya’da yargı atamaları büyük sorun yaratıyor. Yargıç atamalarında, hükümet "bizden birileri olsun" peşinde. Hatta, buna bazı rüşvet iddiaları da karışıyor. Muhalefet ve halkın sokaklara dökülmesindeki nedenlerden biri de bu. Bağımsız yargının sona ermesi. Buna iki yıllık gözaltı süre eklendiğinde, gerisini siz düşünün.

Yargıyı ele geçirmek tartışmaları size bir şey anımsatıyor mu?

HİNDRAF VE TAMİL

Malezya’da yaşayan Hintliler kendi haklarını istiyor. Onların haklarını koruyan bir örgüt var. Hindu Rights Action Force, kısaca Hindraf.

Sokak gösterilerini ilk başlatan bu örgüt. Etnik sorun var. Gösteriler böyle başlıyor, başka nedenlerle yayılıyor. Hükümet Hintli örgütün Tamil terör örgütü ile bağlantısı olduğunu öne sürüyor. İş çığırından iyice çıkıyor.

Etnik sorun, terör örgütü ve ötesi, size bir şey anımsatıyor mu?

Malezya, Müslüman topluluğun gözdesi. Malezya, doğunun cenneti. Malezya, İslam bankacılığının kalbi. Malezya, İslam’la birlikte modern yaşamın at başı gittiği örnek ülke.

Malezya, şimdi İslam’la birlikte koyu bir diktatörlüğe yol alan ülke.

Deniz bile kana bulandı

AHMEDİNEJAT’in Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra İran’a gidiyorum. İran şimdi ne olacak, merakıyla. İki yıl önce.

İran’da kaldığım günler Kurban Bayramı’na denk düşüyor. Tahran’da bayram sabahı sokak sokak dolaşıyorum. Sanki kurban kesilmiyor. Ne boğalar insan kovalıyor, ne sokaklar kesim nedeniyle kan gölüne dönüşüyor, ne kurban fiyatı nedeniyle insanlar birbirine bıçak çekiyor. Ne pislik, ne çamur, ne sokaklara yağmur gibi akan kanlar. Orası İran.

Burası Türkiye, AB iddiası var, modern ülke iddiası var. Doğu ülkelerine tur bindirir iddiası var.

Kurban manzaralarındaki felaketten Boğaziçi bile nasibini alıyor. Tepelerden akan kurban kanları Boğaza karışıyor, Boğaz kana bulanıyor.

Kopenhag kriterleri, savunma harcamalarının denetimi, töre cinayetleri, onlardan vazgeçiyorum, siz bir AB ülkesi olsanız, bu manzaralardan sonra Türkiye’yi AB’ye alır mısınız?

Belediyeler yetersiz ve beceriksiz. Sadece o mu?
Yazarın Tüm Yazıları