Güncelleme Tarihi:
Langenberg, yetenek yönetimi ile ilgili dört küresel trendi şöyle sıralıyor:
1- Bütünsel yetenek yönetimi stratejisi performans artışı sağlıyor: Araştırmalar gösteriyor ki, yetenek yönetimini başaran şirketler üç katı kadar daha iyi çalışan performansına ulaşabiliyor. Burada iş stratejinizden başlıyorsunuz. Gerekli yetkinlikleri tespit ediyorsunuz, mevcut durum ile gelecek vizyonu arasındaki farkı tespit edip, bunu gidermek için gerekli aksiyon planını yapıyorsunuz. İhtiyaçlarınız doğrultusunda, işe alımdan, performans yönetimi ve eğitime, yedekleme planından, kültür ve liderlik gelişimine ve hatta ücretlendirmeye kadar uzanmanız lazım.
2-Bilimsel temeller: Yetenek yönetimi artık çok daha belirgin bir şekilde bilimsel temellere oturtulmalı. İşe alım ya da içerden atama yapılırken yetkinlik bazlı görüşmeler, testler ve vaka çalışmaları ile verilen kararların desteklenmesi, yüksek potansiyelin doğru tespit edilmesi için öğrenme çevikliğinin ölçülmesi buna bir örnek.
3- İşveren markasını yönetmek: İşveren markası kavramının gelişmiş olması gerekiyor. Şirketler nasıl kendi ürünleri ve servislerinin pazarlanması için ciddi stratejik planlar yapıyorlarsa, artık kendi işveren markalarını da oluşturuyorlar. Bu çalışma şirketin özüne çok yaklaşması demek. Buradaki başarı, şirketin, hem mevcut hem de gelecekteki çalışanları ile iletişim kurmasında ve bağlılık yaratmasında çok önemli rol oynuyor.
4- Çeşitlilik gücünüzdür: Çeşitlilikten ne anladığımız ve neye ihtiyaç duyduğumuz, ülkesel, bölgesel ve şirket dinamiklerine çok bağlı. Ama bazı temel ve genel kurallar var. Bu alandaki çalışmalarda gördük ki, şirketlerin çeşitlilik arz eden çalışanları arasında, iletişim, işbirliği ve uyuma dayalı yeterlilikleri geliştirerek kültürel çeviklik oluşturması gerekiyor.