Yeni dünya yeni yetenek

Güncelleme Tarihi:

Yeni dünya yeni yetenek
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2017 14:50

Robotlar işimizi elimizden alacak mı?

Haberin Devamı

Bugün yapay zeka gündeminde yaşanan yıkıcı gelişmelerin gündelik hayata yansıması bu soru etrafında şekilleniyor. https://willrobotstakemyjob.com/ web sitesine girip mesleğinizi yazdığınızda sizin için ön görülen risk seviyesini görebiliyorsunuz. Şimdilik eğlenceli görünse de kariyer planınızı şekillendirmek adına dikkate almakta fayda var. Her ne kadar insanların hayatlarını sürdürebilmek adına para kazanacakları bir mesleğin kalmayacağı dünya düzeni bugün için kurgu bilimin konusu olsa da, teknolojinin ve yeni ekonominin iş hayatını derinden etkilediği bir döneme girdiğimiz yadsınamaz bir gerçek.

Konuyu, Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketlerinden birinin insan kaynakları ve kurumsal iş birimlerini uzun yıllar yönetmiş olan Selen Kocabaş’la birlikte değerlendirdik.

- Yeni teknoloji ve iş modellerinin organizasyon yapılarına etkisi nasıl oluyor?
İçinde bulunduğumuz ve “yeni dünya” olarak tanımladığımız dönemde artık telefonlar, tabletler, televizyonlar, robotlar, sensörler, kısacası her şey birer bilgisayara dönüştü. İşimize ve ihtiyacımız olan diğer her şeye, zamandan ve mekandan bağımsız, anında bulut üzerinde erişebilir vaziyetteyiz. Sürekli bağlantıda olma durumu ile paralel olarak organizasyon yapılarında da kitlelere dayalı modeller (crowdsourcing/funding) gitgide artıyor. Örneğin, GE gibi bir dev, ürün geliştirme süreçlerini FirstBuild üzerinden geniş kitlelere yaptırıyor, Twentify kitleleri kullanarak firmalar için denetleme yapıyor, sosyal medyada kitlelerden anında geri besleme alınabiliyor, Aviici oyunlaştırma kurguları ile kitleler ile birlikte yeni şarkı yaratıyor...

Ayrıca, aradığımız yetenek her zaman kurumun içinde olmayabilir veya olmak istemeyebilir. Tedarikçilerimiz, iş ortaklarımız ve çalışanlarımız ile bir bütün olarak değer yarattığımız yeni ekonomi, dış kaynakları da insan kaynağı olarak görüp hareket etmemizi gerekli kılıyor. Dünyada Upwork, Catalant, Türkiye’de BiOnluk gibi start-up’lar firmalara yüzbinlerce “freelancer” sağlıyor ve bu gibi platformlarda firmanın ihtiyacını – bazı durumlarda iç kaynaklardan daha iyi – karşılayabilecek kişiler var.

- İK’nin rolü de değişiyor diyebilir miyiz bu durumda?
Tabii. Bir kere firmada olmasını istediğimiz yeni yetkinlikler mevcut. Teknoloji yönetimi eskisinden çok daha önemli. Ekosistem yönetimi yeni ve kritik bir yetkinlik. Firmalar iç kaynakların yanısıra dış kaynakları da yönetebilir duruma gelmeliler. İşte bu noktada insan kaynakları yönetiminin rolü de “business partner” olarak işi anlamayı ve firma stratejisini destekleyecek kurumsal ve bireysel yetkinlikleri kuruma kazandırmayı (iç kaynak veya dış kaynak olarak), bu kişi/grupların bağlılığını sağlamayı gerektiriyor.

- Değişen çalışan profilinden ve yetenek bulma / geliştirmedeki dinamiklerden bahsedebilir misin biraz da?
Biraz önce de bahsettiğim gibi hayatımıza giren yeni roller var. Örneğin, bugün çok revaçta olan “veri bilimcisi” (data scientist), “kullanıcı deneyimi direktörü” gibi roller 10 sene önce yoktu. Kişilerin tek bir kurum için çalışmak istememesi de başka bir zorluk. Unutmayalım ki kurumlar yetenekleri içerisine katıp, korurken; bir grup profesyonel de birden fazla kurumla eş zamanlı çalışmak isteyecekler. Özellikle Y ve Z jenerasyonları için durum böyle. Bizler bu yeteneklerden mahrum kalmayacağımız yapıları yaratmak zorundayız. Doğru dış kaynakları tespit etmek ve yönetmek, kurum içi girişimciliği özendirmek ve start-up’ları girişimci ruhlarını kaybetmeden kurumlara entegre edebilmek şirketlerin farklılaşmayı sağlayacağı alanlar olacak.

Selen’e verdiği bilgiler için teşekkür ederiz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!