Startuplar artık kapanmıyorlar

STARTUP demek, denemek ve hata yapmak demek. Yapılan bu hatalar ise yeni nesil şirketlerin en büyük destekçisi. Çünkü bu hatalardan öğrenilenler şirketlerin ve ürünlerin daha başarılı bir şekilde kullanıcılarla buluşmasını sağlıyor. Peki ya yapılan bu hatalardan geri dönüş olmazsa. İşte o zaman kapanmayla yüz yüze kalıyorlar. İşin aslında bakacak olursak girişimlerin yüzde 95’i kapanma riskiyle karşı karşıya. Bu risk karşısında ya kapanıyorlar, ya da başka şirketler tarafından satın alınıyorlar. Ancak son yapılan araştırmalara göre girişimlerin kapanma riskleri her geçen gün azalıyor.

EN AZ 2018’DE KAPANDI
Yapılan araştırmalara göre 2010 yılında Türkiye’de kurulan startupların yüzde 3.9’u başka bir şirket tarafından satın alındı. Yüzde 64.6’sı ise hayatlarına devam etmeyi başardı. Geriye kalan yüzde 31.5 ise kapandı. Kapanma konusunda rekor yıl ise 2011’de, startupların yüzde 34’ü kapandı, yüzde 3.3’ü başka bir şirket tarafından satın alındı. Yüzde 62.7 startup çalışmalarına devam etti. Bu rakamlar 2016 yılına kadar üç aşağı beş yukarı aynı şekilde devam etti. Ancak 2016 yılından sonra hızlı bir düşüş yaşandı. Yani daha az startup kapandı, daha fazla startup çalışmalarına devam etti. Paylaşılan bilgilere göre 2016 yılında kurulan startupların yüzde 0.4’ü başka bir şirket tarafından satın alındı. Yüzde 89.5’i ise çalışmalarına devam ederken, yüzde 10.1’i ise kapandı. Yani 2016’da kapan startupların oranı 2011 göre üçte birinden daha az. 2017’den itibaren kapan startupların oranının tek haneli rakamlara düşmesi ise verilerde dikkat çeken detaylardan. Buna göre 2017’de yüzde 0.2 girişim başka bir şirket tarafından satın alındı. Yüzde 93.7’si hayatta kalmayı başardı. Yüzde 6.1’i ise kapandı. 2018’de ise kapanma rakamları yüzde 4.3’e kadar geriledi.

Peki girişimlerin kapanma oranının azalmasındaki sebepler neler? En büyük sebeplerinin başında Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin artık daha fazla profesyonel destek görmeye başlaması geliyor. Hem TÜBİTAK başta olmak üzere devlet kurumları hem de kurumsal şirketler bu profesyonel desteği verenlerin başında. Kurulan kuluçka merkezleri, hızlandırma programları girişimlere doğru yönlendirmeler yaparak onların hayatta kalma risklerini azaltıyorlar. Ancak en önemlisi konulardan biri mentor destekleri. Girişim hızlandırma programları içinde yer alan mentorler, startupları kendilerine özel iş modelleri için doğru yönlendirmeler yapanlar arasında yer alıyor. Kısacası artık startupların geleceği artık daha parlak görünüyor.