Ahmet CAN - acan@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2019 11:11
Bir startup’ın etkili bir şekilde büyümesini sağlayan en önemli desteklerinin başında kendi kaynağını yaratabilmesi geliyor. Yani ürün ve servislerini satabilmek. Bunun için de kurum ve şirketlerle bir araya gelmek startup’ların en kritik noktası. Geçen yıl kurulan Workinlot ise şirketlerle startup’lar arasında köprü oluyor.
STARTUP’ların başarıya ulaşabilmelerinin en önemli kaynağı aldıkları yatırımlar. Yatırımlar kadar önemli bir kaynak daha var. O da; geliştirilen ürünün şirketlerde ve kurumlarda kullanılması. Yani ürünün veya servisin satışı... Bu konuda şirketlerle startupları bir araya gelmesi gerekiyor. Maalesef Türkiye’de şu ana kadar bu konuda çok fazla çalışma yapılmadı. Oluşturulan yeni platformlar ise startup’larla şirketleri bir araya getirmeye başladı. Bunlardan biri
Workinlot. Bir startup’ların ticarileşmesi, hayatta kalabilmesi için kurumlarla bir araya getiren Workinlot, yaklaşık 1 yıl önce hayata geçirildi. ‘Dreamer’ yani ‘hayal kuran’ olarak ifade edebileceğimiz üyesi 5 bini geçmiş durumda.Biz de Workinlot’ın kurucu ortakları olan Atilla Erel ve Baran Korkut ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Ortağı Baran ile beraber yaklaşık 2 yıl girişimci adayları ve kurumlarla görüşmeye başladıklarını ve bu hizmeti dijital olarak Türkiye geneline nasıl sunabilecekleri üzerine çalıştıklarını ifade eden Workinlot Kurucu Ortağı Atilla Erel, “Yolda bir çok girişimci bize ilham oldu. Yaptığı hibrit araba ile geçimini sağlamak için taksicilik yapan teknoloji girişimcisi Furkan, Kütahya’da 16 yaşında sokak lambaları erken açılıyor ben ne yapabilirim deyip devre prototiplerini üreten genç Mustafa, Kahramanmaraş’ta yaşadığı sorunlar karşısında biz de yapabiliriz diyen ve teknoloji çözümleri üreten bir fabrika kuran Doktor Mahmut Bey ve sayısız diğerleri. Onların var olduğunu, ürettiğini ve ürettiği çözümlerin değerlerini en yakından gören bizler, her gün binlerce girişimcinin hayallerinin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.
TECRÜBELİ TAKIMFarklı kurumsal alanlarda ortalama 15 yıl tecrübeli 5 kişilik ana ekibe sahip olduklarını belirten Workinlot’un diğer kurucu ortağı Baran Korkut, “Kurumların fırsat ve problemlerini çok iyi anlayabiliyoruz. Diğer taraftan yüzlerce girişimle birlikte çalıştığımız için ve tabii biz de bir girişim olduğumuz için girişimcinin ne demek istediğini ve ihtiyaçlarını da doğru yorumluyoruz ve onların ortak paydada buluşmalarını sağlayabiliyoruz. Bizim için en önemli hedef doğru kurum-girişim ilişkisini kurgulamak, ki iki taraf da zaman ve para kaybetmesin, tam tersine yeni ihtiyaçlarda yeni ilişkiler kurulsun. Şimdiye kadar da birçok kurum ve girişimle bunu başardık” diye konuştu.
KURUMLARIN DA GİRİŞİMCİLERE İHTİYACI VARKurumlar büyüdükçe maddi ve manevi kaynaklarının arttığını ama sorun ve fırsatlarının da farklılaştığını belirtiyor Baran Korkut, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bir yandan karlı büyürken, tüm sorunları kurum içinde çözmek, bir yandan da yeni alanlara girmek hiç de kolay değil. İşte bu yüzden kurumlar girişimcilerle birlikte çalışmaya ihtiyaç duyuyor. Girişimcilerin müşterisi olmak, çok farklı yetkinlik setlerinde kendilerini çok spesifik çözümlere adamış takımlarla sorunlarına çözüm bulma fırsatı tanıyor onlara. Girişimlerle çalıştıkça kurumların da girişimci kasları güçleniyor. Bu iş birliklerini yatırıma çevirmek istedikleri zaman da sıfırdan yeni alan aramak ve kendi bürokratik süreçlerinde doğru alana karar vermek, denemek yanılmak yerine yıllardır bu alanda çalışan ve pazar potansiyelini kanıtlamış bir girişime yatırım yaparak işe başlamak onlara hem zaman kazandırıyor hem odaklanabilmelerini sağlıyor.”
1 YILDA 9 PROGRAM
BUGÜNE kadar Brisa, DuPont Türkiye, Borusan EnBW Enerji, Habitat gibi kurum ve derneklerle, KWORKS, Sucool, Impact Hub gibi girişimcilik ekosisteminin önemli oyuncularıyla 8 program tamamladıklarını ifade eden Atilla Erel, “Her programda kurumların ve girişimcilerin ihtiyaçlarına dair daha fazlasını öğrendik. Doğru ihtiyaçla doğru çözümü bir araya getirdiğimizde girişimlerin odaklanıp çok başarılı işlere imza attıklarını, kurumlarınsa hem problemlerini çözmenin, hem açık inovasyonu deneyimlemenin hem de bir startupla çalışabilmenin başarısını hissettiklerini gözlemledik” diye konuştu.
YAPAY ZEKÂ PROGRAMI BAŞLIYOR
MAYIS ayında İş Bankası Workup ortaklığında Yapay Zekâ programına başladıklarını belirten Atilla Erel, “2025’e geldiğimizde global yapay zeka pazarının 200 milyar civarında olacağı tahmin ediliyor. Pazarın her yıl en az iki katına çıkması bekleniyor. Bu yüzden yapay zeka son zamanlarda çok konuşulan, korkulan, medet umulan teknolojilerden biri. Kurumlarla konuştukça pek çok sektörde her gün karşılaştıkları pek çok sorunun yapay zeka ile çözülebileceğini, ve Türkiye’deki girişimlerin bu konuda çok iyi işler çıkarabileceğini gördük” dedi.