Güncelleme Tarihi:
Türkiye’de 14 bin çalışanımız var. Ortalama yaş 34-35. Yaklaşık 10 kişiden 6 ila 8’i Y jenerasyonu. Genç ve dinamik bir organizasyon. Yüzde 95’i üniversite mezunu. Yüzde 54’ü kadın.
Pozitif ayrımcılık yapıyor musunuz?
Hayır, herkese eşit şans veriyoruz.
İnsan kaynağını geleceğe nasıl hazırlıyorsunuz?
Uzun zamandır devam eden bir stratejik dönüşümümüz var kendi içimizde. Dönüşümümüze Yeni Nesil Akbank adını verdik.
Bu dönüşüme adapte olmak için yaptığımız pek çok var. İşveren markamızı yenileme ihtiyacı da böyle ortaya çıktı. Gelecekte ve bugün ihtiyaç duyacağımız yetkinliklerin listesini çıkardık. Bu yetkinliklere göre 14 bin Akbanklıyı objektif yöntemlerle bir değerlendirmeden geçirdik. Herkese kişiselleştirilmiş bir yetenek programı ve kişiye özel bir gelişim yolculuğu hazırladık.
Bu gelişim programlarıyla beraber mulitidisiplinerlik bakış açısını da getirdik. Esasında herkes birbirinin işinden ve farklı şeylerden anlar hale gelmesi lazım. Bunun için birçok araç kullandık. 2016’nın ocak ayında Akbank buluşmaları diye bir şey başlattık. Her ay en az 1 kişiyi Akbank’a getiriyoruz, yılın başında temaları belirliyoruz, yapay zeka dijital pazarlama, kişisel marka yönetimi, sağlık, wellness ve insan psikolojisi diyoruz, her ay en az bir kişiyi getiriyoruz. Bunu webinar ile sahaya da yayıyoruz. Herkesi oturduğu koltuktan kaldırıp farklı düşünmeye teşvik ediyoruz. Herkesin perspektifini açmak... Ben buna Rönesans insanı diyorum, bizim önümüzdeki dönemde ihtiyacımız olan şey Rönesans insanı. Artık bir insan değil birçok insan olmak lazım.
Ne sıklıkta şube ziyareti yapıyorsunuz?
Geçen yıl 100 şube gezdim, bu yılın ilk 6 ayında 80 şube. Her gittiğim şubede çalışanlarla görüşüyorum, sadece şube müdürünün odasında oturup çıkmıyorum.
Neler konuşuyorsunuz ziyaretlerde, teknolojinin gelişimiyle işsiz kalma korkusu var mı çalışanlarda?
Bunu sormalarını ben de teşvik ediyorum. Şunu söylüyorum, ‘henüz vakit varken sizi geleceğe hazırlamaya çalışıyoruz, bu yolculukta hepimiz beraberiz ve aynı gemideyiz’ mesajı veriyoruz. Yaptığımız şeyleri neden yaptığımızı anlatmak için vesile oluyor bu. Aslında bütün kurumlarım bu bakış açısıyla future of work’ü (işin geleceği) düşünmesi gerek. Gelecek için şimdiden hazırlığa başlamalıyız, deneyimlerimizi, nelerin iyi, nelerin kötü gittiğini birbirimizle paylaşırsak daha hızlı yol alırız.
Çalışanları geleceğe hazırlamak için spesifik eğitimler veriyor musunuz?
‘Geleceğe Hazırlıyoruz’ diye bir program hazırlıyoruz. Onun içinde Türkiye’de çok bulunmayan ileri analitik akademisi, inovasyon akademisi, tasarımsal düşünme yolculuğu gibi eğitimler var.
Bankacılıkta ne tür yeni roller türedi?
Türkiye’de bankacılar iş çeşitliliği açısından, değişeme hızlı adapte olma açısından çok güçlü. Bunun getirdiği yeni roller oluyor. Bizde binin üzerinde bilgi teknolojileri uzmanı çalışıyor. Scrum master diye bir rol var mesela, önceden yoktu.
1.300 KİŞİYİ İŞE ALIYORLAR
Yılda kaç kişi işe alıyorsunuz?
Genelde 1.300 civarında kişi alıyoruz. Biz daha ziyade meraklı mı, istekli mi, heyecanlı mı, dinamik mi? Ne kadar iyi okuldan mezun olursa olsun o heyecanı var mı diye bakıyoruz.
Gençlere tavsiyeleriniz?
Gençlere en çok meraklı olmalarını, hiç durmamalarını tavsiye ederim. Durmak bir şeyleri başardım demek, ben artık oldum demek herhalde bu da en büyük tehdit. Sürekli olarak bir şeylerin değiştiğinin farkında olmak, algılarının açık olması çok önemli.