Deniz TÜRSEN - dtursen@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2018 19:29
PwC’nin Küresel Ekonomik Suçlar 2018 raporuna göre çalışanlar tarafından işlenen ekonomik suç ve hile oranı iki yılda yüzde 46’dan yüzde 52’ye çıktı. Üst düzey yöneticilerin bundaki payı yüzde 16’dan yüzde 24’e yükseldi. ACFE’nin araştırmasına göre ise firmalar ortalama yıllık gelirlerinin yüzde 5’ini şirket içinde personel tarafından yapılan hile ve ekonomik suçlar nedeniyle kaybediyor.
Denetim ve danışmanlık firması PwC, Küresel Ekonomik Suçlar 2018 çalışmasını yayımladı. Çalışmaya yüzde 52’si üst düzey yönetici olmak üzere dünyanın 123 farklı bölgesinden 7 bin 200 kişi katıldı. İki yılda bir yapılan araştırmanın sonuçlarına göre katılımcıların yüzde 49’u şirketlerinin son iki yıl içinde
ekonomik suç veya hileyle karşı karşıya kaldığını aktarıyor. Bu oran 2016’da yüzde 36’ydı. Şirket varlıklarının kötüye kullanımı (yüzde 45), siber suçlar (yüzde 31), müşteri hileleri (yüzde 29) ve işyerinde suistimal (yüzde 28) araştırmaya katılanların son iki yılda en çok karşılaştıkları
hile ve ekonomik suçlar.
İÇERİDEN SUÇ ARTIYORÇalışmaya göre, şirket içinden yani çalışanlar tarafından gerçekleştirilen ekonomik suç oranı iki yıl içinde yüzde 46’dan yüzde 52’ye çıkarken, bu oranda üst düzey yöneticilerin payı da yüzde 16’dan yüzde 24’e yükselmiş.
Çalışanları ekonomik suç veya hile yapmaya iten üç ana faktör bulunuyor. Katılımcıların yüzde 59’una göre bu faktörlerin en çok öne çıkanı bu durumun bir fırsat olarak görülmesi. Bunu yüzde 21 ile performans baskısı izliyor. Son olarak da yüzde 11 ile etik dışı olmasına rağmen yapılan işin rasyonelleştirilmesi yani makul kılınması geliyor. Katılımcılar şirkette yaşanan bir ekonomik suçun ortaya çıkmasının en çok çalışanların moralini olumsuz yönde etkilediğini düşünüyor. Bunun ardından şirketin iş ilişkileri ve itibarı/marka gücü geliyor.
SORUMLU YÖNETİCİLERGenel olarak bir organizasyonda olup biten her şeyden haberi olması gerektiği düşünülen üst düzey yöneticiler, bir şirkette yaşanan etik olmayan bir durumdan da direk sorumlu tutuluyor. Üst düzey yöneticilerden “haberim yoktu” bahanesi kabul edilmiyor. Araştırmaya göre şirketlerdeki suistimal vakalarından yüzde 91’i üst yönetim ile paylaşılmış. Katılımcıların yüzde 17’si de bir organizasyondaki etik ve uyum konularının üst düzey yöneticilerin temel vazifesi olduğunu düşünüyor. Bunun yanında, katılımcıların yüzde 42’si çalıştıkları şirketin ekonomik suçlarla savaş için ayırdıkları bütçeyi arttırdıklarını, yüzde 44’ü de önümüzdeki 2 yıl içinde daha da arttıracaklarını açıklıyor.
ALINABİLECEK ÖNLEMLER· Suistimal risk değerlendirmesi yoluyla şirketlerde potansiyel risk alanlarının tespit edilmesi ve önleyici aksiyonların alınması,
· Ekonomik suçlarla ilgili hesap verebilirliği ve şeffaflığı şirketlerde en üst düzeydeki yöneticilerin önceliği haline getirmek,
· Ekonomik suçların önlenmesi veya tespit edilmesi süreçlerini daha verimli hale getirmek için veri analitiği, makine öğrenmesi ve yapay zeka gibi teknolojileri uygulamak,
· Kişiyi suça iten ana motivasyon kaynakları olan suistimal üçgeni; yani performans baskısı, suç fırsatı ve rasyonalizasyon imkanlarını kısıtlamak; özetle insan faktörünü yönetebilmek.
GELİRİN YÜZDE 5’İ KAYBOLUYORSertifikalı Hile İnceleme Uzmanları Kuruluşu (ACFE) ekonomik suçları ve hileleri inceleme amacıyla 1988’de ABD’de kuruldu. Bu kurumun çalışmalarına göre şirketler ortalama olarak gelirlerinin yüzde 5’ini şirket içi
personel tarafından gerçekleştirilen ekonomik suç veya hile nedeniyle kaybediyor. Şirket içinde en çok rastlanan bazı hileler ise şu şekilde:
· Şirkete ait bir envanterin çalınması,
· Kasadan para çalınması,
· Masrafların şişirilmesi,
· Daha yüksek prim alabilmek için satış rakamlarını şişirmesi,
· Şirket aracının kişisel işlerde kullanılması,
· Rüşvet alma,
· Şirket içinden veri hırsızlığı.
FARKINDALIK ARTTIPwC Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Şirket Ortağı Serkan Tarmur, son 2 yılda şirketlerinin bir ekonomik suç veya suistimale maruz kaldığını belirtenlerin arttığına dikkat çekerek, “Bunun nedenlerine bakıldığında temel olarak suistimal ve ekonomik suçlar konusunda şirketlerde farkındalığın arttığını söyleyebiliriz” diyor. Bunun yanında Tarmur, son 5 yıllık dönemde iki temel dinamiğin ortaya çıktığını aktarıyor. Bunlardan birincisi teknolojinin gelişmesi ile birlikte siber suçlar ve bunların verdiği zararların çok yüksek boyutlara ulaşması. Diğeri ise küresel düzeydeki yolsuzluklar ve şirket skandallarının toplumlar ve devletler nezdinde daha fazla dikkat çekiyor olması. Tarmur’a göre bu iki temel dinamik ekonomik suçları şirketlerin en üst düzey yöneticilerinin gündemine sokuyor ve aynı zamanda regülasyonlara uyum ve itibar anlamında şirketlere ciddi riskler doğuruyor.