Güncelleme Tarihi:
Perakende yıllarca ‘geçici iş’ olarak görüldü, askere gidene kadar, evlenene kadar çalışayım diye bakıldı hep ama son dönemde yıldızı parlayan sektörlerden biri oldu, siz bunu gözlemliyor musunuz?
Perakende son yıllarda yetenekleri çekmeye başladı, bunu çok net görüyorum, son yıllardaki alımlarımıza bakıyorum telekomdan, dijital işlerden, bankacılıktan daha çok tercih edildiğini görüyorum.
Bir hayalim var, kamuyu, STK’ları bir araya getirip yaratmak istediğim bir kampanya hayali: ‘Perakendede iş var’. Çünkü iş yapış şekilleri çok değişti. Çok sıkı lojistik roller, dijital roller açıldı, bireye dokunarak iş yaptığımız için pazarlamanın en zevkli hali perakendede uygulanıyor. Bir çok yetenek de ben artık bunları perakendede uygulamak istiyorum diye kendiliğinden başvuruyor. Bu sadece merkez pozisyonları için değil mağaza pozisyonları için de geçerli. Çünkü yurtdışında üniversite öğrencilerinin mutlaka perakendede iş deneyimi vardır ya, Türkiye’de de oraya doğru gidiyoruz. Kısa zamanda hızlı para kazanabileceğin, çok insanla tanışabileceğin, satış tecrübesi kazanabileceğin ve saatini de kendine göre ayarlayabileceğin bir iş alanı verdiği için gençlerin ilgisini çekiyor.
Siz bu yıl kaç kişi alacaksınız?
1.000 civarı, hem turnover’ın karşışılığı hem de yeni açılacak mağazalar sebebiyle. Hopi, Morhipo kadroları da artacak.
Kimleri arıyorsunuz?
Alımların çoğu satış teşkilatına, mağazalara oluyor. Orada değerlere uygunluk, cesaret, müşteri odaklılık arıyoruz.
Merkez kadrolarında lojistik, proje yönetimi, tedarik zinciri, dijital işler, sosyal medya, CRM gibi alanlarda alım yapıyoruz.
Yetenekleri çekmek için neler yapıyorsunuz?
Kurumsallık, adalet, ücretlendirme açısından rekabetçi bir yerdeyiz. Asıl mülakatlarda şunu çok duyuyorum, Boyner Grup’u yenilikçi, icat çıkaran bir yer olarak görüyorlar, böyle görünmesinden çok memnunuz.
İçeride açık pozisyonları duyuruyor musunuz?
Evet. Geçen sene 16 direktörlük ve üstü pozisyonun yüzde 60’ı içeriden dolduruldu.
Mağazadan merkeze geçişler oluyor mu?
Son iki ayda 8 kişi mağazadan merkeze geçmiş.
HAMİLİ KARTI DESTEKLİYORUZ
Sirkülasyon oranı?
Yüzde 18.
Çalışanları nasıl elde tutuyorsunuz?
Birincisi perakendenin okulu diye biliniyoruz, insanlar tercih ediyor. Diğer taraftan hamili kartı destekliyoruz, çalışanlarımızın tanıdıklarını, referanslarını işe alıyoruz, bonus veriyoruz. Onun için çok akraba, karı koca, dede torun çalışır bizde. Bize benzeyenlerle çalışmaktan mutluyuz, bu aile havasını korumamıza sebep oluyor. İnsanlar çeşitli sebeplerle ayrılmak da isteyebilir, sonra geri dönmek isterse buna da imkan tanıyoruz. Çalışanlara bizi en iyi anlatacak kişiler ayrılmış ve geri dönmüş kişiler. Böyle de çok çalışan var. Bunlar da turnover’ı çok düşüren faktörler.
KEYİFLE ÇALIŞMAK LANGIRT MASASI KOYMAK DEĞİL
Boyner Grup, şirket içinde pozitif yönetim ilkelerini uygulamaya çalışıyor. Hatta İdil Türkmenoğlu’nun bu konuda bir kitabı da var. Türkmenoğlu, pozitif yönetim kapsamında hayata geçirdikleri uygulamaları şöyle anlatıyor: “Herkesin güçlü yönlerine odaklanmak felsemiz. Bunu formalize ettik, performans değerlendirme sürecinin içine koyduk, yıl sonunda performans değerlendirme yapılırken, yöneticiler, çalışanların güçlü yönlerinin geribildirimini de vermek zorunda.
Pozitif yönetimin bir diğer özelliği işyerinde keyifle çalışmak. Sadece işini, arkadaşlarını ve hedeflerini düşünmen lazım. Bir haksızlığa mı uğrarım, acaba bana adaletsiz mi davranılıyor gibi dertleri bertaraf edip, huzurlu, keyifli çalışmak önemli. Bazen bu da yanlış anlaşılıyor, keyifle çalışmak langırt masası koymak değil ki. Bir başka şey iletişim dili. İK’ların yaptıkları yanlışlardan biri de ‘şu yasaktır’, ‘şu tarihe kadar getirilmesi zorunludur’ gibi talimat veren dil. Onun için çalışanlara yaptığımız iletişimde de talimatlar yerine hatırlatmalar, ricalar yapıyoruz.”