Önce kadın dostu, sonra anne dostu ve şimdi de ebeveyn dostu şirketler var. Ebeveyn dostu şirketler, çalışanının ailesi ve işini birarada götürmesine olanak sağlayan ve destekleyen böylece onun işe katkısını da optimize edeceğine inanan şirketler. Ve bu şirketler çalışanlarının daha iyi ebeveynler olabilmeleri, mutlu nesiller yetiştirebilmeleri için çalışanlarına ebeveyn koçluğu eğitimleri aldırıyorlar.
Ebeveyn koçları, çocukla bebeklikten itibaren doğru iletişim kurmayı, doğru yönlendirme yapmayı, çocuğun mizacını tanımlayarak ona göre çocuğa yaklaşmayı ve aynı zamanda baş etme becerileri kazandırmayı öğretiyor.
Bir çocuğun doğuştan getirdiği mizaç, karakterinin yüzde 20 ila 50’sini oluşturuyor, bunu değiştirmek mümkün değil ama geriye kalan yüzde 50’ye etki edebilme şansı var. Çocuk dışa dönük mü, içe dönük mü?, Yoksa yaratıcı mı, ya da gözlemci mi? Bunu bilip çocuğa ona göre yaklaşmak gerekiyor. Anne ve babalar, özellikle çok çocuklu olanlar, daha çok bir çocuğun dominant diğerinin ezildiğinden şikayetçiler ve dominant olanı nasıl bastırım diye çare alıyor ama dominant olanı bastırmak değil, kendini donatamayana baş etme becerileri yüklemek lazım. Birisi diğerini eziyorsa diğerinin empati kurması sağlanmalı, diğer yandan ezilenin de onunla baş etmeyi öğrenmesi gerekiyor. Bunun için çocuğun mizacını bilmek gerekiyor.
Flow Coaching Akademik Direktörü, ebeveyn koçu Talyaa Vardar, 4 tip mizaç olduğunu ve çocuklara da mizaçlarına göre davranmak gerektiğini
söylüyor:
Başaran tipi: Bu kişiler çok dayanlıklı, başarılı ve sonuç odaklıdırlar. Sözel tipler değil yaparak öğrenen tiplerdirler. En uç örnekleri Donald Trump, Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Terim.
Düşünür ve gözlemci: Veriyle kafaları çalışır. Ona her durumda veri sunmalısın, birşey yapmasını istediğinizde veri sunmalısınız. “Oyuncakları hâlâ toplamamışsın” demek yerine, “Birazdan masa hazır olacak, şimdi senden rica etsem masa hazır olana kadar oyuncakları toplayabilir misin” gibi. Einstein, Bill Gates en iyi örnekleri. Bu kişiler akademisyen, iyi bilim adamı olurlar. İyi bir ekip arkadaşı olurlar. Mesela girişimci bir başaran ekibinde böyle birisini bulundurursa birbirlerini tamamlarlar, başaran iyi bir lider olabilir, düşünür de daha çok danışman rolünde prosedür yazabilir, planlama yapabilir.
Yardımsever, barışçıl, destekçi: Arabulucudurlar, ailedeki huzursuzluktan daha çok etkilenen hassas çocuklardır, anne ve baba kavga ederse veya iki kardeş kavga ederse aralarını yapmaya çalışırlar. Başkalarını önceliklendiren tiplerdir. Bu kişilere kendine bakmayı, duygu regülasyonu yapmayı öğretmeli, yoksa tükenmişlik sendromuna yakalanırlar. Kendini korumayı öğrenmezse stres, anksiyete olur. Bu tiplerden koç, terapist, öğretmen, arabulucu olur.
Yaratıcı profili: Başkalarını etkilemeyi severler, sanatçılar, motivasyonel konuşmacılar bu grupta. Sahneyi seven satış direktörleri de bu grupta.
Zorlanınca koça danışıyorlarKPMG, Coca Cola, BASF, Schneider Electric, Philips, Pfizer, Chiesi, Yapı Kredi, Denizbank, Garanti Bankası, Finansbank, İpek Kağıt, Eureko Sigorta, LC Waikiki gibi şirketlere ebeveyn koçluğu eğitimleri veren Figen Kırca, “Ebeveynler olarak çocuklarımızın en önemli rol modelleriyiz. Çocuklarımızı; olmasını istediğimiz şekilde yetiştirmek için önce kendimize dönüp bakmalıyız: Ben nasıl bir anneyim ve babayım? Nasıl davranıyorum? Çocuğuma nasıl örnek oluyorum? Nasıl olmak istiyorum? Ebeveyn koçluğu anne babaların bu sorgulamayı yapmasına ve adım atmasına yardımcı olur” diyor.
Anne-babalar aile hayatlarında zorlandıkları bir dönem olduğunda çözüm arayışına giriyorlar ve ebeveyn koçlarına gidiyorlar. Örneğin, 2-2,5 yaş, anaokulu ya da okula başlama dönemleri ve ergenlik en çok zorlanılan alanlar. Çatışmaları yönetme, öfke ve kriz anlarının üzerinden gelme, sınır ve kural koyma, bunları tutarlı bir şekilde yürütme, çalışan annelerde iş-ev dengesi, vicdan azabı, suçluluk duygularıyla başetme, ders-ödev-okul ile ilgili sorunlar ve doğru iletişim kurabilme konusunda yardıma ihtiyaç duyuyorlar.
Figen Kırca, anne babaların yaptığı en büyük hatanın çocukları değiştirmek olduğunu söylüyor: “Anne babalar çocuklarıyla ilgili yaşadıkları herhangi bir sorun veya zorlukta çözümü çocuklarını değiştirmekte arıyorlar. “Ah şu inatçılığı olmasa” “sorumluluğunu bilse, derslerini çalışsa” “sözümü bir dinlese” gibi. Sanki tüm sorumluluk çocukta ve yanlış yapan o! Oysa ki onu o hale getiren biz anne babalar değil miyiz? Onu değiştirmek yerine ben bu durumla başa çıkmak için ne yapabilirim? Ben kendimde neleri değiştirebilir veya iyileştirebilirim noktasına odaklanmak gerekiyor.”
Anne-babaların en sık yaptıkları hatalarTalyaa Vardar, çocuk yetiştirirken yapılan en büyük hataları sıralıyor:
- Özellikle anneler çocuklarından ayrışamıyor, yapışıyorlar, söylemleri “biz” oluyor. Bu yanlış. (Sınava girdik, çok ders çalıştık, babamız gelecek.)
- Sevgiyle şımarıklık sınırı bizde kayıp. Çocuğa sürekli sen harikasın demek narsizm gelişmesine sebep oluyor.
- Çocuklar cinsiyet ayrımıyla yetişiyor (burada öğretmenlerin de hataları büyük), kızlar fazla korunarak yetişiyor ve ilerisi için ciddi bir özgüven sorunu oluşuyor; erkek dışa dönük, egosu yüksek kişiler olarak yetişiyor.
- Bebeğin ağzına zorla kaşık tutmak, elinde kaşıkla çocuğun peşinden koşmak, çocuğa sen kendi ihtiyacını bilmiyorsun, ben biliyorum mesajı veriyor.
- Yanlış cümleler kuruyorlar, giymezsen üşürsün, düşersin gibi.Çok erken yaşta bilinç altında koşullandırma yapıyor bu cümleler. Doğru cümle: Dışarısı soğuk, üşür müsün acaba?
- Her çocuk, kendi kendini oyalamayı, kendi başına vakit geçirebilmeyi öğrenmeli, bu yaratıcılık ve iç huzur için de önemli.
- Olur olmaz her şeye aferin demek de çocuğun algısını olumsuz etkiliyor.
- Aileler hırslarını çocuklarına yansıtıyorlar, herkes başaran lider yetiştirmenin peşinde.
- Teknoloji kullanımının sınırlandırılmaması çocuklarda odaklanamayan dijital beyinler yaratıyor, hiperaktiviteyi de besliyor.
Liderlik evde başlarTalyaa Vardar, bugün Y kuşağı ile yaşadığımız sorunların tamamı ebeveynlikten kaynaklandığını söylüyor: “Y kuşağı bağlanmıyor, aidiyet hisettmiyor, bir şeye değer veren adidiyet hisseder, bugüne kadar onlara hep verilmiş, çocuğun bir şey alması sağlanmamış. Başladığı işi bitirmek yok, ebeveynlikle alakalı, onun yerine yapan olmuş çünkü. Çocuk ne derse, ne isterse onu yapmışlar, challenge yok, çocuk başladığı işe odaklanmıyor. Çocuk evde kurallar olduğunu bilmeli, ‘annem-babam beni çok severler, ama kuralları vardır, sevgide bonkör, kurallarda sıkı’dırlar diye düşünmeli. Önce ebeveynin kendisini lider olarak konumlaması lazım. Liderin Türkiye’de dominant olun, sert olun gibi bir algısı var ama liderlik o demek değil, lider harekete geçirendir, yol gösteren kişidir, ilham veren, motivasyon veren kişidir, güçlü yanların açığa çıkarılmasını sağlayan kişidir. İyi bir ebeveynin elinde yetişmiş bir çocuk geleceğin başarılı bir
kişisidir.”