Mesleki ve Teknik Eğitim Çalıştayı

Güncelleme Tarihi:

Mesleki ve Teknik Eğitim Çalıştayı
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 2012 10:20

Haberin Devamı

Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerden sonra bu kez mesleki ve teknik eğitimi ele alıyor. Antalya’da 24-25 Şubat’ta yapılacak çalıştaya Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer bizzat katılacak. Mesleki eğitimi tamamen değiştirmeyi düşünen ve kafasında bu konuda üç model olan Bakan Dinçer, çalıştaydan çıkan karar sonucunda birini tercih edecek. Çalıştayda şu konular ele alınacak:
* Örgün mesleki eğitimin yapısı ve modellemesi, 
* Mesleki eğitim stratejilerini etkileyen ve yön veren kurum/kuruluşlar,
* Mesleki eğitimde öğretim programları ve işletmelerde mesleki eğitim uygulamaları,
* Mesleki eğitimin finansmanı, yönetimi ve sektörle ilişkileri,
* Mesleki eğitimin toplumsal algısı ve öğrenci profili, 
* Yaygın ve informal öğrenme

Diyabete okulda önlem
Malum gittikçe obezleşen, diyabete yaklaşan çocuklarımız için nihayet okullarda ciddi ciddi adımlar atılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın kantinlerdeki düzenlemeleri bu konuda önemli adım oldu. Ama, nafile. Çünkü, öyle hayallerdeki gibi meyveler tezgahlarda değil, gazlı içecekler el altından satılıyor. Umarım en kısa zamanda Bakanlık bu konuda denetimlerini arttırır.
Ama, bana umut veren diğer proje “Okulda Diyabet Programı”. Bu program iki yıl önce başladı, 10 milyon kişiye ulaştı. Düzenlenen eğitimler sayesinde öğretmen ve veliler diyabet olduklarından şüphelendikleri çocukları tedaviye yönlendirdi. Çocuklarda pek hoşa giden şişmanlığın aslında sağlık belirtisi olmadığı inancı yavaş yavaş yerleşmeye başladı.

Okul kütüphaneleri
Çocukluğumuzda öyle kütüphaneler, kitapçılar bugünkü gibi çok değildi. Okulun kütüphanesine gider, imzamızı atar, bir süre sonra geri vermek şartıyla kitapları alırdık.
Gittiğim her üniversitede, okulda kütüphaneleri hep merak ederim. Kimi zaman en altlarda, herkesin ulaşamayacağı kuytu bir köşede yer alır. O beş yıldızlı otel gibi yapılan kampuslarda kütüphaneler ne yazık ki pek göz önünde olmaz.
Bazı okullarda okulun bir odasına kitap yığarak kütüphane oluşturulduğu sanılır ya da bilgisayarla donatılmış bir oda ve internet bağlantısı ile ‘okul kütüphanesi’ oluşturulur.
Oysa öğrencinin dolaştığı, bulunduğu ortamın içinde yer almalı. Hatta koridorlar, sınıfların bir köşesi küçük kütüphanelerle donanmalı.
Ne kadar dijital çağa girsek de, bilgi elektronik ortama taşınsa da kütüphanelerin, kitaba dokunmanın işlevi asla sona ermeyecek. Belki mekanlar farklılaşacak ama kütühphane ve kütüphanecilerin önemi artacak.
Okul Kütüphanecileri Derneği işte bu yazdıklarıma dikkat çekmek için 28 Nisan’da Marmara Eğitim Kurumları’nın işbirliği ile önemli bir çalıştay düzenliyor.
Çalıştayın amacı Türkiye’de okul kütüphaneleri standartlarını belirlemek, okul kütüphaneleri konusunda kamuoyunda farkındalık yaratmak.

Hiperaktif öğrencinin okul arayışı
Bir öğrenci düşünün, anaokulundan itibaren aynı okula gidiyor. Çocuğa iki yıl önce çağımızın dillerden düşmeyen hastalığı ‘hiperaktif’ tanısı konuluyor. Tedaviye başlanıyor. Öğretmenlerine göre de başarılı ve zeki. Ama gel gör ki, böyle çocuklara tahammülü olmayan okullardan birinde okuduğu için kapı dışarı edilmek isteniyor.
Karda, kışta dönemin ortasında aile okul arayışı içine giriyor. Bir yandan da okul yöneticilerine “Bu seneyi bitirsin seneye alırız” ricasında bulunuyor.
Çocuk ise şaşkın. Yıllardır gittiği okuldan, alıştığı ve yetiştiği doğal ortamdan, çok sevdiği arkadaşlarından, öğretmenlerinden fiziksel ve duygusal olarak koparılmak istemesinin nedenlerini sorguluyor.
Hem aile, hem çocuk mağdur. Okulun ve çocuğun ismini yazmıyorum, çünkü her ikisi de zarar görür. Çünkü, burada yanlışı yapan yöneticiler. Devlette çok olmasa da, kolejlerde bu tür manzaralara ne yazık ki sık sık rastlıyoruz. Bahane her seferinde farklı olsa da çocuklar zorunlu eğitim çağında sistem dışına itilmeye çalışılıyor, kapı önüne konuluyor.
Oysa bu örnekte olduğu gibi çocuk tedavisine başlamış, ilaçlarını alıyor, yapılabileceklerin hepsini yapıyor. Daha ne yapsın? Bir kere damgalanmış, karar verilmiş. Çaresi yok gidecek. Peki ama böyle çocuklar nerede okuyacak? Okullar uslu, çiçek çocuklara mı hep kapı açacak?

ncakmakci@hurriyet.com.tr

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!