Oluşturulma Tarihi: Haziran 06, 2014 17:50
Mayıs’ta reklam ajansı Publicis Worldwide Türkiye’nin CEO’su Faika Ergüder oldu. 15 yıldır burada çalışan Ergüder son 2 yıldır Publicis Yorum ve Publicis Modem’in COO’su idi. İsviçre’de büyüyen, ardından kendi işini kuran Ergüder’in reklamcılık sektörüne girmesi Saatchi & Saatchi’ye matbaa sorumlusu olarak başvurmasıyla olmuş. Matbaacı olmayı beklerken kendini müşteri ilişkilerinde bulan Ergüder, hızlı bir şekilde işi öğrenmiş.
1981 yılındaki kuruluşundan bugüne reklam ajansı Publicis Worldwide Türkiye’nin başkanlık sorumluluğunu sürdüren Osman Uslu, Mayıs 2014 itibariyle Publicis Worldwide Türkiye CEO’luk ve Ülke Başkanlığı görevlerini Faika Ergüder’e devretti. Ergüder, son 2 yıldır Publicis Yorum ve Publicis Modem ajanslarının COO’luk sorumluluklarını sürdürüyordu. Şu an Publicis Worldwide Türkiye CEO’su olan Faika Ergüder (50), 15 yıldır bu şirkette çalışıyor. Öncesinde ise çok farklı işler yapmış. 14 yaşından beri çalışan Ergüder, matbaa şefi olarak başvurduğu Saatchi & Saatchi’de müşteri ilişkilerinde çalışmaya başlayınca bu sektöre de giriş yapmış.
Ergüder’in babası Boğaziçi Üniversitesi eski rektörü Üstün Ergüder, annesi ise İsviçreli bir ressam ve heykeltraş. İlkokul 1’in sonuna kadar Türkiye’de yaşayan Ergüder, annesi babası ayrılınca annesiyle birlikte İsviçre’ye gitmiş. O zamana kadar bu dili hiç bilmeyen Ergüder, birden kendini hiç konuşmadığı bir dili öğrenmeye çalışırken bulmuş. Türkçe gibi duyduğu şekilde yazarak öğretmenlerini deli etmiş. Fakat çocuk olduğu için kısa sürede dili öğrenmiş ve çok da zorluk çekmemiş. Üniversitede tipografik grafik tasarım üzerine eğitim almış. Ardından Basel Sanat Akademisi’ne master programı için başvurmuş ve kabul edilmiş. Okul başlamadan önce tatil için Türkiye’ye gelmiş ve burada o zamanki eşiyle tanışmış.
Master’dan vazgeçtiTanıştıktan 3 ay sonra da evlenmiş ve kazanmayı çok istediği ve kazandığı okula da gitmemiş. Eşi sanayiciymiş ve Samsun’da yatırımları varmış. Geçici bir süre için Samsun’a gitmişler. 22 yaşında evlenen Ergüder’in 23 yaşında da çocuğu olmuş. Samsun’da 3 yıl çalışmayıp çocuğuna bakmış. Şu an 27 yaşında bir oğlu ve 22 yaşında bir kızı var. “Kültür şoku yaşadım. Ama çok yakın arkadaşlarım oldu Samsun’da. Şu an düşünüyorum da, o zaman çocuktum. Benim o zaman yaptıklarımı şimdi kızım yapsa aklımı yitirirdim. Annemin ne hissettiğini anlayabiliyorum, o da çok üzülmüştü. O dönem bütün hayatım oğlum oldu” diyen Ergüder, çalışmadan geçen 3 yılın kendisi için bir anlamda tatil olduğunu anlatıyor: “İsviçre’deyken okula gittiğim zamanlarda da hep çalıştım. İsviçre’de boş oturmak ayıp sayılır. Yaz tatilinde Türkiye’ye gelirdim, kış tatilinde kayağa giderdim. Onun dışında her tatilde mutlaka çalışırdım. Bazen bir çiftlikte bazen bir fabrikada, bazen bir matbaada. Tezgahtarlık da yaptım. 14 yaşından itibaren birçok yerde çalışıp harçlığımı çıkardım. Samsun’da ise 3 yıl hiçbir şey yapmadım, eş oldum, anne oldum. Galiba biraz da iyi geldi bana. Annem ‘yaptığın her şeyin bir anlamı, sonucu olması lazım’ derdi. Çalışmamak da bana tatil gibi geldi. Çünkü öncesinde hep bir şeyler yapmak zorundaydım. O zamanki eşim de çalışmamı istemiyordu. Şimdi düşününce zaten Samsun’da ne yapabilirdim ki diyorum.”
3 yıldan sonra İstanbul’a gelen Ergüder, girişimde bulunmuş. Eşi bir şirkette çalışmasını istemiyormuş. Ev dekorasyonu yapma konusunda isteği olan Ergüder de bu alanda hizmet veren Bojar adında bir şirket kurmuş. O dönem evin içine yönelik ince işçilik ürünleri satan yer olmadığını belirten Ergüder, müşterilerin de belli bir kesimden olduğunu ve bir süre sonra onların davetlerini de organize etmeye başladıklarını anlatıyor. Krizin başlamasıyla 3 yıl boyunca devam ettirdikleri şirketi de devretmişler.
Matbaa sorumlusu olarak başvurduBundan sonra profesyonel olmayı kafasına takan Ergüder, kuzeninin çalıştığı Saatchi & Saatchi’ye matbaa sorumlusu olarak iş başvurusunda bulunmuş. Kendi şirketindeyken davet, organizasyon işleri sırasında matbaalarla içli dışlı olduğu için başvurmuş. O zamanın Genel Müdürü John Mc Neil işe almış Ergüder’i ama matbaada çalıştırmamış. Müşteri ilişkilerinde bir boşluk varmış ve Ergüder’i de buraya almış. Böylece reklam sektörüne girişi de 1994 yılında, Saatchi & Saatchi’nin müşteri ilişkileri bölümünde başlamış. “Başvururken para almasam da olur diye düşünüyordum. Tek istediğim iş öğrenmek ve çalışmaktı. Müşteri ilişkilerinde başladım. İlk büyük müşterim Hürriyet’ti. Çok kısa zamanda çok şey öğrenmek durumunda kaldım” diyen Ergüder, Yiğit Şardan, Cem Bilge ile direkt olarak çalıştığını, bu nedenle normal bir süreçten geçmek yerine hızlandırılmış bir program gibi öğrenme sürecinin çok yoğun ilerlediğini anlatıyor. 3 yıllık Saatchi & Saatchi tecrübesinden sonra Yorum’a geçen Ergüder, burada da Coca-Cola markası için çalışmış. O dönem ajansın en büyük müşterisi Renault, sonraki de Coca-Cola imiş. İki marka için de çalışmalar çok yoğun olduğu için ajans Renault ve Coca-Cola birimi şeklinde ikiye ayrılmış. Ergüder de bir anlamda Coca-Cola grubunun yönetimini üstlenmiş. Markanın yönetiminden ajansın yönetimine giden yol da böyle başlamış. 1997’de Publicis Yorum Ajans’ta Müşteri İlişkileri Başkan Yardımcılığı, 2005’te de Publicis Yorum Ajans’ın Genel Müdürü olarak çalışmış. 2006’da Publicis ve Yorum birleşmesi resmen olmuş ve yüzde 51 Publicis, yüzde 49 Yorum ile yollarına devam etmişler.