Koku tutkusundan iş yarattı

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2018 00:00

İletişim Fakültesi mezunu olan Fulya Gündoğdu 2014 yılında iş hayatına atıldı. İki çocuğunu büyüttükten sonra Portekizli kağıt havlu markası Renova’yı Türkiye’ye getirdi. Ancak aklında hep başka bir iş vardı. Çocukluğundan beri koku konusunda hassastı. Hem kendisinin hem de oğlunun alerjik bünyeye sahip olması da Fulya Gündoğdu’yu araştırmalar yapmaya, hep doğalı bulmaya yöneltti. Ve Fuyla Gündoğdu ilk önce kendisi ve evi için ürettiği kokulardan yola çıkarak bir marka yarattı. 8 aylık markası Fiolas daha şimdiden birçok marka, otel, restoran ve ofis için özel koku üretiyor. Fulya Gündoğdu ilham verici öyküsünü anlattı.

Haberin Devamı

Koku tutkusundan iş yarattı
Bu işe girmeden önce çalışıyor muydunuz?
Evet. Portekizli bir firmadan ithalat yapıyordum. Organik ve renkli tuvalet kağıtları getiriyordum. O işi de severek yaptım. Tuvaletler renklensin ve organik kağıt kullanımı özendirilsin istedim.

O işe nasıl girmiştiniz?
Aslında İletişim Fakültesi mezunuyum. 2 çocuk annesi olduktan sonra kendi işimi yapmak istedim. 10 ve 7 yaşında iki çocuğum var. Oğlumu büyüttükten sonra önce ithalatla başladım. Ancak tuvalet kağıtları renkli olunca o ürünlerin organik olduğunu anlatmakta da zorlandım.

Koku işine nasıl girdiniz?
Ben çocukluğumdan beri kokulara çok meraklıyım. Kokuları iyi ayırt ederim. Doğaya aşığım. Müzik, doğa ve kokular hayatımın vazgeçilmezleri. Aynı zamanda da astım hastasıyım. Oğlum da benim gibi alerjik doğdu. Evde hiç koku kullanamıyorum, halı kullanamıyorum. Bazı mumlar bize dokunuyor. Gözlerimiz akıyor, nefesimiz daralıyor… Evde önceleri kendim koku ürettim.
Başta marka yaratma hedefiyle yola çıkmadınız...

Evet. Ben bu işe merak sardım. Okudum, araştırdım. Kurslara gittim. Evde öncelikle kendim koku denemeleri yaptım tamamen doğal ürünlerden. Esansları etil alkolle birleştirerek kokuları yapmaya başladım. Tamamen kendim farklı kaynaklardan araştırarak ve yurtiçi, yurtdışındaki kurslara giderek bunları yaptım. Başlarda kendim ve çevrem için yapıyordum. Sonrasında bunu markalaştırmaya karar verdim. Çünkü içinde solvent olmayan, tamamen doğal kokulara olan bir talep vardı.

ŞİŞELERİ CAM USTALARI YAPIYOR
Birebir her kokunun yaratıcısı siz misiniz?
Evet. Koku konusunda hassas olduğum için her karışımı mutlaka ben hazırlıyorum. Ama destek de alıyorum. Kokularımızın şişeleri el işçiliğiyle yapılıyor. Cam ustalarına yaptırıyorum. Her biri çok özenle yapılıyor. Cam sanatçılarımıza da bir katkı diye düşünüyorum. Ürünlerin üzerindeki etiketleri de kadınlar yapıyor. Kadın elemanlarla birlikte tek tek yapıştırıyoruz. Etiketleri makine yerine iş istihdamına katkıda bulunmak amacıyla kadınlara elle yapıştırmalarını tercih ettim. Kadın gücünü desteklemek gerektiğine inanıyorum.

Mumların hikayesi nasıl başladı?
Kokulardan sonra aklımda mum vardı. Organik soya yağı kullanırım diye düşündüm ama GDO’lu diye ondan vazgeçtim. Mumumuzu tamamen ayçiçekyağından yapıyorum. İnanın içinde esans olmasa “yenilebilecek mum yapıyorum” diyebilirim, yani o kadar organik. Esansları da alerjenlerden arınmış esanslar.

Mumların yanma süreleri farklı olmuyor mu?
Daha yavaş yanıyor. Ayrıca içinde fitil yerine çıra kullanıyoruz. Fitil solunca duman atıyor.

Neden çıra?
Çıra benim aklıma gelmedi. Yurtdışında yapanlar vardı. Organik mumlarda çıra kullanılıyordu. Ayrıca sonunda yanarken çıtırdıyor, bu da çok hoş bir ambians yaratıyor. Aldığım çıralar Amerika’da oldukça önemli bir marka. Bu marka yıllık cirosunun yüzde 10’ununu dünyadaki kimsesiz çocuklara, kadınlara ve ağaç dikimine bağışlıyor.

Türkiye’de satıyorsunuz…
6-7 yıldır bu işle uğraşıyorum ancak firmam 7-8 aylık. Internet sitelerinde, Vakko mağazalarında kokularım ve mumlarım satılıyor. Ayrıca ben de çok farklı kurum ve markalara özel kokular yapıyorum. Tekstil firmalarına, bazı markaların mağazalarına özel koku oluşturuyoruz. Mesela marka yeşil renkte logolu, çevreye değer veren bir markaysa ona göre bir koku üretiyoruz. İnanın Avrupa’da marka adı gibi koku da seçiliyor, en başta düşünülüyor.

İki çocuk sahibi bir anne olduktan sonra iş kurdunuz. Hiç yapamayacağım diye düşündüğünüz oldu mu?
Olmadı. Hiçbir zaman hiçbir şey yapmamayı düşünmemiştim. Mutlaka bir şeyler yapacaktım. Ama çok istediğim, tutkum olan bir konudan marka yaratmak çok özel bir haz veriyor. Girişimci kadınlara da önerim, her türlü zorluğa karşı çıksınlar.

KADINLAR HİKAYEMİ DESTEKLEDİ
Kadın dayanışmasının desteğini aldınız…
Evet. Çevremdeki kadınlar beni destekledi. Benim hikayemi kadınlar destekledi. Güç verdiler. Farklı organizasyonlarda ürünlerimi tanıttım, alışveriş şenliklerine katıldım. Ürünlerime en çok kadınlar ilgi gösteriyor.

Hedefleriniz ne?
Yurtdışına da çıkmayı planlıyorum. Önümüzdeki yıl Dubai ve Bologna Fuarlarına katılacağım. Ve her zaman kadınlarla çalışacağım.

KOKULARDA MÜZİKTEN İLHAM ALDI
Siz markanızı yaratırken doğadan ilham aldığınız kadar, müzikten de ilham almışsınız...
Müziğin enerjisi bana çok iyi geliyor. Kokuları müzik dinleyerek ve ritmi hissederek hazırlıyorum. Birbirinden farklı, herkesi ayrı etkileyen tarzları kokulara uyarlamak istedim. Hepsi farklı bir koku. Smooth Jazz, Soul Jazz, Bossa Nova, Greek, Love Symphony gibi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!