Oluşturulma Tarihi: Ağustos 19, 2018 00:00
*
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte ülkemizde
iş güvenliği alanında her geçen gün önemli gelişmeler ve yenilikler olmaktadır. Bu gelişimlerin ve yeniliklerin uygulama süreçleri de yine yasal mevzuat çerçevesinde takip edilebilir ve denetlenebilir durumdadır. Kanun ve ilgili yönetmelikler; minimum gereklilikleri belirtiyor olmakla birlikte, iş güvenliği açısından önemli ölçüde caydırıcılık niteliği de taşımaktadır.
Ülkemizde, 89/686/EEC sayılı Kişisel Koruyucu Donanım Avrupa Birliği Direktifi’ne paralel olarak hazırlanmış Kişisel Koruyucu Donanım Yönetmeliği mevcuttur. Kişisel koruyucu donanımlarla ilgili uluslararası mevzuat ve standartlar; gereklilikler değiştikçe, ihtiyacı karşılayacak şekilde revize ediliyor. Biz de ülkemizde Avrupa Birliği Uyum Yasası çerçevesinde EN standartlarını kabul ediyoruz. Ancak bazen standartlara uygun ekipman temini ile kontrol, saklama, kullanım vb. prosedürlerin takibi açısından yeterli veriye ulaşamayabiliyoruz.
Her geçen gün büyüyen iş sağlığı ve güvenliği pazarında ithal malzemelerin ülkemize girişlerinde yeni yönetmeliklere uyum da ön plana çıkıyor. Mevzuat ve standartların güncel gerekliliklerinden haberdar olmak ve doğru kişisel koruyucu donanım seçip kullanmak için, hem çalışanların hem de üretici, tedarikçi ve satıcıların mutlaka bilgilendirilmesi gerekir. Bu nedenle yerli veya ithal ürünlerin piyasa denetimleri de önem kazanmaya başladı. Mevzuat gerekliliklerine aykırı durumların tespiti amacıyla İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından Piyasa Gözetim ve Denetimi faaliyetleri yürütülmektedir. Bu tür iç piyasa gözetim ve denetimlerinde; yerli üreticilerin kalite belgeleri, imalatçı sorumlulukları, EN normlarına uygun ürün üretilip üretilmediği gibi konular daha sıkı denetlenmelidir. Örneğin, mevcut ürünlerin üzerinde yapılacak en küçük değişiklik bile, ürünün yeniden ilgili testlere tabi tutulmasını gerektirmektedir.
Ekipman sertifikalarının güncel standartlara uygun olup olmadığının birinci kontrol noktası mutlaka son kullanıcı olan İş Sağlığı ve Güvenliği Birimleri ile Kalite ve İnsan Kaynakları Departmanları olmalıdır. Ekipman seçimlerinde ve alımlarında satın alma departmanları ve iş güvenliği uzmanları kadar, işyeri hekimleri de sürece dahil olmalıdır. Sonrasında ise, iç piyasa denetmenleri tarafından bu ürünlerin belirli periyotlar ile kontrolleri yapılmalı, doğru sertifikalara sahip olup olmadığı ve mevcut belgelerin gerçekliği sorgulanmalıdır. Bu sayede, hem kuruluşların koruyucu ekipmanlar için ayırdığı bütçeler doğru şekilde kullanılmış olacak, hem yasal mevzuata uyum sağlanacak, hem de yerli üreticilerin ürettiği ekipmanlar gerçekten amacına hizmet etmiş olacaktır.
Bu piyasa gözetim ve denetimlerinin bir diğer önemi ise doğru rekabet ortamı yaratmaktır. Belgeli ve doğru standartlardaki ürün ile belgesiz ve merdiven altı üretimlerin arasındaki haksız rekabetinin önüne ancak piyasa denetimi ile geçmek mümkündür.
Herkese verimli bir hafta dilerim.
İçerik Doğa HSE Group katkılarıyla hazırlanmıştır.