Burcu ÖZÇELİK SÖZER - bozcelik@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2018 01:00
Günümüz rekabet ortamında işini kaybetme korkusuyla pek çok çalışan tatile çıkmaya korkuyor fakat uzmanlar uyarıyor: Yoğun çalışan, uzun süre tatil yapamayan ve dinlenemeyen kişiler tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya kalıyor.
Ekonomik, siyasal belirsizlikler,
seçim ortamı derken nihayet pek çok çalışan için tatil sezonu açıldı. Tatil kişiden kişiye farklı anlamlar içeriyor. Tatil illa da uzak bir yere gitmek değil, rutinden çıkmak, işe bir süre ara verip, işten uzaklaşmak demek. Ama ne yazık ki işini kaybetme korkusu, yöneticinin gözüne girmek istemesi sebebiyle pek çok çalışan yıllık izinlerini kullanmıyor. Yöneticilerin de çalışanları bu konuda cesaretlendirmemesi yıllık izinlerin birikmesine sebep oluyor.
Kariyer sitesi Glassdoor’un 2 bin 224 izne hak kazanmış Amerikalı ile yaptığı araştırmaya göre, çalışanlar son 12 ayda yıllık izinlerinin sadece yarısını, yüzde 54’ünü kullandı. Yüzde 9’u hiç izin kullanmadı. İzinlerinin tamamını kullananların oranı ise sadece yüzde 23.
Diğer taraftan tatile çıkanların da yüzde 100 tatil yaptığı söylenemez, yüzde 66’sı tatilde de çalışmaya devam ettiğini söylemiş. Cep telefonları ve laptoplar sayesinde her yerde ulaşılır olduğumuzdan tatilde de çalışmak zorunda kalıyoruz. Araştırmaya katılanların yüzde 29’u tatildeyken iş arkadaşlarıyla işle ilgili bir konuda iletişimde olduklarını, yüzde 25’i de yöneticileriyle görüştüklerini söylüyor.
Tatile çıkanların yüzde 23’ü tatildeyken iş düşünmeme konusunda kendisini zorladığını söylerken, yüzde 14’ü de bir aile üyesinin, sürekli çalıştığı için kendisinden şikayetçi olduğunu söylüyor. İzin kullananların yüzde 12’sinin de izne çıkma amacı tatil değil, başka bir iş görüşmesine gitme.
Tatildeyken çalışanlara neden çalıştıkları sorulduğunda yüzde 34’ü geride kalmaktan korktuklarını, yüzde 30’u işyerinde kimsenin kendi işlerini yapamayacağını düşündüklerini, yüzde 22’si kendilerini şirketlerine tamamen adadıklarını ve yüzde 21’i de kendilerini asla işten kopuk hissetmek istemediklerini söylüyor.
Glassdoor İK yöneticisi Carmel Galvin, “İzne çıkmak bir çok çalışanı geride kalmış hissettirse de, tatil çalışanların daha verimli, yaratıcı ve enerjik şekilde işe dönmelerini sağlıyor. Bununla beraber işverenler de tatilin ne demek olduğunu dikkate almalı ve çalışanlarını tükenmişlikten de korumak için izne çıkmaları konusunda desteklemeli” diyor.
YÖNETİCİ DESTEKLERSE İZNE ÇIKIYORLARGfK ve ABD Seyahat Birliği’nin araştırmasına göre de çalışanların yıllık izinlerinin tamamını kullanmamalarının sebebi, işe döndüklerinde ağır iş yükü ile karşılaşmak (yüzde 37) ve hiç kimsenin işlerini yapamayacak olması (yüzde 30).
Araştırmaya katılanların yüzde 80’i eğer yöneticilerinden tam detsek görürlerse daha çok izin kullanabileceklerini söylüyor.
AVRUPA’DA 25 GÜN ÇİN’DE 5 GÜN İZİNPek çok Avrupa ülkesinde yıllık izinler en az 20 gün, bazılarında ise 25-30 günleri buluyor. İnternet tabanlı pazar araştırması ve anket şirketi YouGov’un araştırmasına göre İngiltere’de ortalama 27 günlük yıllık iznin tamamını kullananların oranı yüzde 75, Danimarka ve Almanya’da 30 günlük yıllık iznin tamamını kullananların oranı yüzde 70-71’lerde. Çin’de ise 11 günlük yıllık iznin tamamını kullanların oranı yüzde 61.
Suudi Arabistan ve Cezayirli çalışanlar ise 30 günlük yıllık izinlerinin tamamını kullananların oranı yüzde 51 ve yüzde 48. Suudi Arabistan’da izinlerinin tamamını kullanmayanların yüzde 21’i yönetici baskısını sebep olarak göstermiş.
Çin’de 1-10 yıl arası çalışanlar 5 gün, 10-20 yıl arası çalışanlar 2 hafta izne sahip.
Haber ajansı Xinhua’ya göre Çinlilerin yüzde 72’si son 3 yıldır hiç izin kullanmıyor. Xinhua’a ya göre bunun sebebi, cesaret edememe (yüzde 22), zaman bulamama (yüzde 22) ve gelişimlerini engelleyeceğini düşünmeleri (yüzde 10).
İzinleri kullanmamanın en önemli sebepleri iznin bir kısmını bir sonraki yıla devretmek, zaman ayıramamak, patronun gözünde tembel gözükmek endişesi ve işini kaybetme korkusu.
TÜKENMİŞLİK SENDROMUNA DİKKATTürkiye’de 4857 sayılı İş Yasası’na tabi çalışanların yıllık ücretli izin süreleri minimum;
– 1 yıldan 5 yıla kadar (5 yıl dahil) olanlar için 14 gün,
– 5 yıldan 15 yıla kadar olanlara 20 gün,
– 15 yıl ve fazlası için 26 gün.
Türkiye’de çalışanların yıllık izinlerinin ne kadarını kullandıklarına dair bir araştırma yok. Fakat Türkiye’de pek çok çalışan ekonomik sorunlar yüzünden ve iş yerlerinden izin alamadıkları için tatil yapamıyorlar. Bu da öncelikle çalışma motivasyonunu etkiliyor. Yoğun çalışan, uzun süre tatil yapamayan ve dinlenemeyen kişiler de tükenmişlik sendromu ile karşı karşıya kalıyor. Günümüzde tükenmişlik sendromunun oldukça sık görüldüğünü söyleyen psikolog Ayşegül Horozoğlu, “Kişi tükenmişlik sendromu içinde sürekli gergin oluyor ve kendisini mutsuz hissediyor. Duygusal açıdan tükendiğini ve kimseye bir şey veremeyeceğini düşünüyor. Bu durum yorgunluktan tamamen farklı çünkü uyuyarak ya da dinlenerek gerginlik ve mutsuzluktan kurtulamıyor. En iyi çözüm, tatil dışında yaşamın her evresinde kişinin kendine nitelikli zaman ayırmasıdır. Nitelikli zamanla anlatmak istediğim; stresli iş ve yaşam koşullarının, ağır çalışma temposunun içinde, kişi kendisine her gün en az yarım saat zaman ayırmalı” diyor.
VERİMLİ BİR TATİL İÇİN ÖNERİLER
DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurumsal Gelişim Merkezi Yöneticisi Psikolog Ayşegül Horozoğlu, verimli tatil için önerilerini şöyle sıralıyor:
- Tatilleri mümkün olduğunca erken planlamakta fayda var. Erken planlanmış bir tatil, hem tam olarak nasıl bir tatil yapmayı istiyorsak bunu ayarlamak için yeterli zaman demektir, hem de maliyetlerin daha düşük olması anlamına gelmektedir. Erken rezervasyonlarda hem ulaşım hem konaklama için daha az para öderiz. Bunun dışında planlamamızı erken yaptığımız için hemen tatil öncesi apar topar bir seçim ve planlama yapma stresini yaşamayız.
- Tam olarak dinlenmiş, uzaklaşmış olmak için tatilimizi mümkün olduğunca en az 10 gün, ideali 15 gün kesintisiz kullanabilmek. 10 günden az yapılan tatillerde tam dinlenemeden, hele bir de uzak bir yerlere gidildiyse yol yorgunluğu ve yolda geçen süre ile tam rahatlayamıyoruz.
LAPTOPLA İŞ YAPMAK TATİLİN AMACINA TERS
- Tatilin amacı rahatlamak olduğundan kişi, kendisini strese sokacak her şeyden uzakta durmalı. İşle ilgili telefonların gelmemesini sağlamalı, mümkünse yerine cevap verebilecek birini görevlendirmeli, tatilde olduğu bilgisini herkese iletmeli, sadece çok acil durumlar için belli zamanlarda iletişime geçmelidir…
Tatilde çalan telefonlar ya da laptop ile iş yapıyor olmak, tatilin amacından çok uzak. Tatil işten sadece bedenen uzaklaşmak değil, zihnen ve ruhen de uzaklaşmak demektir. Çok acil durumlar dışında aranmamakta fayda var. Eğer iş tanımı gereği çok iletişimde olunması gerekiyorsa, günün belli saatleri telefon ile konuşmaya ayrılabilir. Bunun yanı sıra tatile çıkmadan önce, işleri yarım bırakmamakta fayda var.
- Tatil yapmak ve dinlenmek ruh sağlığı için temel bir ihtiyaç. Kişi ruhsal, sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabildiği bir tatil yapabildiğinde ruh sağlığına önemli katkıları oluyor. Tatil motivasyon unsuru. İşe giderken yapamadığımız, vakit ayıramadığımız pek çok şeyi yapabilme fırsatı. Rutinden çıkma, özgürlük, sevdiklerinle daha çok birlikte olma, vakit ayırma, zaman baskısı olmama, rahat giyinme, rahat hareket etme gibi her insanın ihtiyacı olan rahatlama yolu.
UZAĞA GİTMEK DEĞİL RUTİNDEN ÇIKMAK ÖNEMLİ
- Tatil demek illaki bir sürü paralar verip bir yerlere gitmek değildir. Para harcamadan da tatil yapılabilir. Herkes için tatil farklı bir şey ifade eder, herkes farklı uğraşlar ile rahatlayabilir. Önemli olan içinde bulunulan rutinden uzaklaşabilmek ve sevilen, keyif alınan bir şeyler yapabilmek.
- Her kişinin tatile yüklediği anlam kendine özgüdür. Tatil dinlenmenin en güzel aracı ve herkesin ihtiyacı, ancak tüm sıkıntıların çözümü olmadığını da unutmamalıyız bu arada. Yine de tatilin düşüncesi bile sıkıntıların azalmasını sağlıyor. Kişi ruhsal, sosyal ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılayabildiği bir tatil yapabildiğinde ruh sağlığına önemli katkıları oluyor. Yapılan araştırmalarda tatil sonrası, tatil öncesiyle karşılaştırıldığında fiziksel şikayetlerde azalma, uyku kalitesinde artış gözleniyor. Tatilin tükenmişlik sendromu belirtilerinin azalmasına katkıda bulunduğunu gösteren çalışmalar var.