Güncelleme Tarihi:
Tarımdan kopuşun hızlanması ve kırdan kente göç gibi çeşitli nedenlerle tarımsal üretimde ihtiyaç duyulan işgücünün göçmen işçilerle karşılanması sorunun bir benzeri, hizmet sektöründe de görülmeye başlandı. Afgan çobanlarla başlayan ‘ithal çoban’ tartışmaları sürerken, şimdi de restoranlarda ‘ithal garsonlar’ gündemde.
Konuyla ilgili Hürriyet İK’ya bilgi veren Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği’nin (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl ve Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmecileri (TURYİD) Derneği Başkanı Kaya Demirer, sektörün servis elemanı açığının bir kısmının Afganistan, Pakistan ya da Suriye uyruklu gençlerle kapatıldığını anlattı. Demirer, “Daha çok Türki Cumhuriyetler hatta Suriye ve Afgan vatandaşlardan faydalanıyoruz; tarımda yaptığımız gibi. Dolayısıyla gelen insanlar da nitelikli değil. Ekonomik şartlarını sağlayamadığımız için garsonluk yapmaktan imtina eden gençlerimizin yerini doldurmak için mecbur kalıp yöneldiğimiz bir durum” dedi.
İŞVEREN: ASGARİ ÜCRET VEREYİM, BAHŞİŞ DE ALIR
Demirer ve Bingöl’ün aktardığına göre, bu sorunun temelinde yatan en önemli iki neden, garsonlara verilen ücretin asgari ücret olması ve düşen alım gücünün de etkisiyle verilen bahşişlerin azalması.
Türk-İş verilerine göre, 2024 Haziran itibarıyla bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ aylık 24 bin 614,20 TL’ye ulaştı. Dolayısıyla, geçmiş senelerde hem üniversitede okuyan hem de mezun gençlerin rağbet ettiği garsonluğun, mevcut 17 bin 2 TL’lik asgari ücretten dolayı cazibesini yitirdiği belirtiliyor.
Bir diğer önemli nedenin de, vatandaşın artan kartlı harcamalarından dolayı yanında nakit bulundurmamasından dolayı bahşişlerin azalması olduğunu söyleyen Demirer, “Sektörün yıllardır bir teamülü var: İşveren servis sektöründe çalışana asgari ücret mertebesinde bir bedel öder. Bütün ayni haklarını sağlar, gerisini de bahşişle elde etmesini bekler. Eğer personeliniz nitelikli olsun, kaçmasın diye asgari ücretin üzerinde maaş politikası uygularsanız, giderlerinizdeki bu artışı menü fiyatlarına yansıtmak durumunda kalırsınız. Bu kez de müşteri kaçıyor, içeriye giren kişi sayısı azalıyor. Dengeyi yakalamak için garsonlara asgari ücret maaş verilir, gerisini bahşişle kazanması beklenir. Ancak artık insanların üzerinde pek nakit para taşımaması, kredi kartına yönelmesi bahşişlere darbe vurmuş durumda” diye konuştu.
EK İŞ YAPIYORLAR
Bahşişin garsonların gelirinde en az maaş kadar önemli olduğunu ancak özellikle son iki yılda yaşadığımız enflasyon ortamından dolayı verilen bahşişler ciddi şekilde eridiğine dikkat çeken Demirer, sektörün geldiği durumu şöyle özetledi: “Önceden üniversite öğrencileri restoranlarda bahşiş geliri elde etmek için ekstra eleman olarak çalışırdı. Şimdi 8 saat çalışan bordrolu garson arkadaşlarımız mesaileri sonrası ek iş peşinde koşuyor. Sektörün geldiği durum bu. 10 sene içince bir uçtan öbür uca geldik.”
İŞKUR: EN ÇOK GARSON ARANIYOR
TÜRKİYE İş Kurumu’nun (İŞKUR) verileri de en fazla ilan verilen mesleğin garsonluk olduğunu ortaya koydu.
İŞKUR’un Açık İş İstatistikleri Araştırması’nın ikinci çeyrek sonuçlarına göre:
En yüksek açık iş oranı yüzde 3 ile konaklama ve yiyecek hizmeti sektöründe oldu. Bunu yüzde 2.3 ile imalat, yüzde 1.7 ile kültür, sanat, eğlence, spor sektörü izledi.
Açık iş oranı en yüksek olan konaklama ve yiyecek hizmeti sektöründe en fazla aranan meslekler, servis elemanı (garson), kat hizmetleri elemanı, mutfak görevlisi, servis komisi ve bulaşıkçı oldu.
İmalat sektöründe en fazla aranan meslekler ise makineci (dikiş), konfeksiyon işçisi, metal işleri seri üretim tezgâh işçisi, gazaltı kaynakçısı ve ayakkabı imalatçısı.
Kültür, sanat, eğlence, spor sektöründe ise en çok aranan meslekler sırasıyla; garson, temizlik görevlisi, antrenör, fitness eğitmeni.
2024’ün ikinci çeyreğinde ülke genelindeki işletmelerde toplam 270 bin 761 açık iş olduğu tespit edildi. 1-9 çalışanı olan işletmelerde toplam 114 bin 552 açık iş, 10 ve daha fazla çalışanı olan işletmelerde ise 156 bin 209 açık iş olduğu görüldü.
Açık iş sayısı bir ve daha fazla çalışanı olan işletmelerde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 9 azaldı.
Toptan ve perakende ticaret sektöründe 62 bin 489 kişilik, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri sektöründe ise 35 bin 908 kişilik açık iş tespit edildi.
Turizmi de etkiliyor
ELEMAN AÇIĞI YAZIN YÜZDE 40’A ÇIKIYOR
Ramazan Bingöl, sektördeki nitelikli eleman açığının yüzde 30’lar seviyesinde olduğu; bu oranın yaz aylarında turizm bölgesinde yüzde 40’lara ulaştığı bilgisini verdi.
“Ülkede bir taraftan işsizlik var, diğer taraftan eleman aramayan sektör yok. Hiçbir sektör, işletme yok ki işçi aramasın” diyen Bingöl, “Bu durum ülke genelinde artan üniversite sayısıyla, buna bağlı olarak da artan üniversite mezunu sayısıyla da bağlantılı. Dünyada en çok gastronomi bölümü 56 üniversite ile Türkiye’de var. Bu bölümün mezunlarının yüzde 95’i ise işsiz. Kebapçı arıyoruz, gastronomi mezunu bazı gençler istemiyor, dünya mutfağında çalışmak istiyor. Kasiyer arıyoruz, ‘ben üniversite mezunuyum, kasada durmak için mi üniversite okudum’ diyorlar. Onlar da haklı. Ancak bu sorun sadece restoranları değil, turizmi de etkiliyor. Nitelikli turist çekmeye çalışıyoruz ama onlara hizmet edecek nitelikli personelimiz yok. Afgan, Suriyeli ithal garsonlar sürdürülebilir bir durum değil, günü kurtarıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
‘KREDİ KARTIYLA BAHŞİŞİ BİZ İSTEMİŞTİK’
Kaya Demirer, gençlerin garsonluğa yönelmemesindeki diğer nedenleri ‘geleceğe yönelik kariyer planlaması yapılamaması’, ‘itibarım yok’ düşüncesi, ‘bankadan kredi talebinde nakit olarak alınan bahşişin gelir olarak beyan edilememesi’ şeklinde sıraladı.
Garsonluk yapan gençlerin herhangi bir kredi talebinde ya da hukuk imzasında ‘geliriniz nedir’ sorusuna yalnızca asgari ücreti yazabilmesinin gençleri meslekten uzaklaştırdığına işaret eden Demirer, bu sorunun çözümü için kredi kartıyla bahşiş ödenmesini önerdiklerini ancak söz konusu önerinin ‘Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bahşişe göz dikti’ şeklinde lanse edildiğini, bu yüzden düzenlemeden vazgeçildiğini anlattı. Söz konusu çalışmada, bahşiş gelirlerinin takip edilip yüzde 10 vergiye tabi olması önerilmişti. Buna göre, işletmeler müşteriden alınan bahşişleri kaydedip takip edecek; bu düzenleme ile bahşişler, hem gelir vergisine hem de KDV’ye tabi olacaktı.
Demirer, “İstediğimiz yasa geçse, gençlerin bahşişleri de belgelenecekti. Kamuoyunda yeterli talep oluşursa yeniden dikkate alınma ihtimali var. Bu düzenlemeyi biz istedik. Bu kadar emek verdik, çalıştık. Çalışan arkadaşlarımız da istiyor; çünkü gelirlerinin artacağını düşünüyorlar. Hem devletin kazancı olacak hem de biz nitelikli personeli kaybetmemek adına bir yol kat etmiş olacağız” diye konuştu.