Cinsel taciz sadece sokakta, gündelik yaşantıda değil işyerlerinde de çok sık yaşanıyor. Eğitimli, yüksek mevkilerdeki pek çok çalışan da çalışma hayatı boyunca tacize uğruyor. Ve ne yazık ki bir çoğu yaşadığı tacizi görmezden geliyor. Suçlanma, işini kaybetme korkusuyla kadınlar, yaşadıklarını yok sayıyorlar ve işlerinden istifa ediyorlar.
Hürriyet İK olarak, Yenibiris.com üzerinden kadınlara, işyerinde tacize uğrayıp uğramadıklarını sorduk. Ankete cevap veren 1.232 kadının yüzde 62’si evet yanıtı verirken yüzde 35’i hayır dedi. Yüzde 3 ise emin olmayanlar. Tacizin sözlü olarak yapıldığını söyleyenlerin oranı yüzde 62, fiziksel tacize uğrayanların oranı yüzde 25. İşle ilgili şantaja maruz kalmak suretiyle tacize uğradığını söyleyenler oranı ise yüzde 13.
Peki taciz kim tarafından yapıldı? Yöneticim diyenler yüzde 52
Müşterim yüzde 20
Çalışanım yüzde 18
Başka departman
yöneticisi yüzde 6
Paralelim yüzde 2
İş ortağım yüzde 2
Tacize uğrayan kadınlar ‘Siz ne yaptınız?’ sorusuna ise şöyle cevap veriyorlar:Tacizciyle yüzleştim yüzde 39
Ses çıkarmadım yüzde 22
İşten ayrıldım yüzde 19
Yöneticimle/İK/Onun yöneticisi ile paylaştım yüzde 15
Hukuki yollara başvurdum yüzde 5
Tacize uğrayan istifa ediyorC.T. (41): Bir dış ticaret firması sahibi, ‘sana iş teklif edeceğim’ dedi. Asistanlık işiydi. Detaylar için seni arayacağım dedi. Ertesi gün aradı, aynen şöyle dedi:
-N’aber?
-İyiyim teşekkür ederim X bey
-Üzerinde ne var?
S.K. (43): Bir medya kuruluşunda
haber merkezine dış haberler muhabirliği için görüşmeye gittim. Haber müdürü birtakım sorular sordu, sonra işi şöyle bir anlattı. Ve şöyle dedi: “Ama senin çalışmana gerek yok. Güzel de kızsın. Sen gel işe gene, ama çalışma”. (S.K. Bu hikayeyi anlatırken bugün de sinirlenerek anlatıyor ve ‘öyle açık filan da giyinmemiştim’ diyerek kendini savunma ihtiyacı hissediyor. Tıpkı tacize uğrayan pek çok kadının yaşadığı ‘suçlanma’, ‘ayıplanma’ korkusuyla.)
A.K. (35), bir önceki işyerinde yöneticisi tarafından sürekli cinsel tacize maruz kalıyordu. Yöneticisi, durmadan kendisine bedeni ile ilgili cinsel içerikli imalarda bulunuyor ve onunla ilgili hayallerinden bahsediyordu. Bir gün, grup olarak gittikleri bir iş gezisinde bir gece yarısı odasının kapısını çaldı. A.K. yöneticisini içeri almadı. Sonrasında yöneticisi cinsel tacizden vazgeçip, psikolojik tacize yöneldi. Sanki A.K. kendisine asılıyormuş gibi dedikodular türetti. A.K. bir kaç ay sonra bu duruma dayanamayarak işten ayrıldı. ‘Acaba bir davranışımdan dolayı mı bu duruma maruz kaldım’ diye kendisini suçlayan A.K. olayın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kaygı bozukluğu yaşıyor.
İşyerinde cinsel tacize uğrayan kadınlar bu durumu kimseyle paylaşamıyorlar, bazen kendileri de tacizi adlandıramıyorlar. Bir psikoloğa danıştıklarında ise genellikle kaygı bozukluğu, depresyon şikayeti ile başvuruyorlar, altında yatan sebep araştırıldığında cinsel taciz çıkıyor.
S.T. (32) de bir önceki işyerinde kendisinden yaşça büyük ve evli olan patronunun tacizine uğradı. Kendisiyle birlikte olmak istediğini ima eden patronunu geri çeviren S.T., bu durumu şikayet edecek bir üst mevki bulamamış ve bu durum duyulursa sektörde iş bulamayacağından korkmuş. Tacize uğrayan pek çok kadın gibi S.T. de işten ayrılmış.
Genellikle cinsel tacize uğrayan kadın bunu kabul etmekte zorlanıyor. Utanç, kendini suçlama, öfke, suçluluk, çaresizlik, umutsuzluk, duygusal inişler çıkışlar yaşıyor. Zamanla bu duygular depresyon, kaygı, uyku bozuklukları, korku, yalnız kalamama, kabuslar, karşı cinsle olan ilişkilerde sıkıntı yaşamaya yol açıyor.
Tacize uğrayan işi bırakıyor2008 yılında Türkiye’de 5.038 cinsel taciz davası açıldı. 2009 yılında bu sayı neredeyse dört katına çıkarak 19.054’e ulaştı. 2010’da 21.932, 2011’de 24.663, 2012’de 14.489, 2013’da 15.394 cinsel taciz davası açıldı. Açılan cinsel taciz davalarındaki artışın insanların bilinçlenmesinden kaynaklandığı düşünülüyor. Fakat bu rakamlar devede kulak, buzdağının görünen yüzü. Kadınlar, ‘ya beni de suçlarlarsa’ korkusuyla yaşadıklarını kimseye aktarmıyor, görmezden geliyorlar.
Bir çok kişi de cinsel saldırı olmadıkça maalesef durumu rapor etmekten kaçınıyor. Psikolog Feyza Bayraktar, bunun en büyük sebeplerinden birinin insanların cinsel tacize maruz kalmış kişinin buna kendisinin izin verdiğini düşüneceği veya söyleyeceği korkusu olduğunu, bir diğerinin ise bu durumun duyulması halinde yeni gireceği iş ortamlarında kendisine karşı bir önyargı oluşacağı çekincesi olduğunu söylüyor. Bayraktar, “Kadın, sosyal çevre tarafından damgalanmaktan korktuğu için de bunu rapor edemeyebiliyor. Bazı durumlarda da hatta çoğunlukla fiziksel saldırı içermeyen cinsel taciz durumlarından ‘herkese oluyor’ şeklinde bir algı ve normalleştirme var. Birçok kişi yaşadığının cinsel taciz kapsamına girdiğinin bile farkında değil. Cinsel taciz yapan kişiyi sınırsız ve samimi olarak tanımlayabiliyor” diyor. Avita Çalışan Destek Hizmetleri’nde görevli klinik psikologlar da tacizin bazen deneyimleyen kişi tarafından da anlaşılamıyor olduğuna dikkat çekiyor. Psikologlar şu yorumda bulunuyor: “Kişiler belki kendi zihinlerinde taciz olarak adlandırmadıkları ancak duygusal zihinsel ve bedensel olarak yaşadıklarına bakıldığında taciz olarak rahatlıkla adlandırılabilecek öyküleri bizimle paylaşıyorlar. Gelen çağrılar arasında danışanlar daha ziyade sözlü/ima içeren tacizlerden bahsediyorlar.”
İlla fiziksel saldırı olması gerekmezCinsel taciz denildiği zaman akla hemen cinsel saldırı, yani kişinin istemediği halde fiziksel olarak cinsel davranışlara maruz kalması geliyor oysa cinsel taciz illa fiziksel yolla yapılmaz. Cinsel taciz, cinsel taleplerde bulunma, sözel saldırı, çalışanın dış görünüşüne, özel hayatına yönelik yorumlarda bulunma, cinsel içerikli şakalar yapmak, cinsel içerikli sorular sormak, uygunsuz görüntüler, videolar paylaşmak, davetkar mektuplar, mail’ler göndermek, ıslık çalmak, uygunsuz jets ve mimikler, çalışanın cinsiyetine yönelik hakaretler olarak tanımla-
nıyor.
BU SİZİN SUÇUNUZ DEĞİL
Psikolog Feyza Bayraktar ve Avita Çalışan Destek’ten klinik psikologlar tacize uğrayan kadınlara şu tavsiyelerde bulundular:
- Kimse cinsel tacize uğradığı için kendini suçlamamalı çünkü kimse giyinme tarzı veya bir davranışından dolayı cinsel tacizi haketmez. Utanması gereken kişi cinsel tacizi yapan.
- Cinsel taciz sonrası kadın kaygı, korku yaşayabilir. Mutlaka psikolojik destek alınmalıdır. Yaşadığı olayı ve duygularını yakın çevresinde güvendiği kişilerle paylaşmalı. Pek çok durumda kadın cinsel tacize uğradığı zaman bunu kimseyle paylaşmıyor ve cinsel tacizin psikolojik etkileri uzun vadede kişinin hayatını olumusuz etkiliyor.
- Cinsel tacizi uygulayan kişiye karşı kadın net olmalı, bunun uygun olmadığını söylemeli. Mevkisi ne olursa olsun cinsel tacizi uygulayan kişiye ‘dur’ denilmeli, hatta bu durumu ve ‘dur’ denildiğini başkalarının da duyması sağlanmalı.
- Cinsel taciz vakalarında kanıt önemli. Yaşadıklarınız detaylı bir şekilde yazmaya çalışın, nerede ne zaman ne oldu, tanık var mıydı, saklayabileceğiniz mail, mesaj vs ne varsa bir yerde tutmaya çalışın. İleride kanıt olarak kullanabilir, benzer durumları yaşayan diğer çalışanlar için de fayda sağlayabilirsiniz. - Yönetimle – İK ya da yönetici – bu durumu konuşmayı deneyin. - Avukat tutup, hukuki süreci başlatabilirsiniz.
Hukuki süreç nasıl işliyor?
Cinsel taciz konusunda kanunlar ne söylüyor, cinsel taciz davalarında nasıl bir artış var, maddi tazminat neye göre belirleniyor? Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Doç. Dr. Erdem Özdemir, şu bilgileri verdi: “4857 İş Kanunu 24. maddenin 2. Fıkrası tacize uğrayan çalışana sözleşmeyi haklı nedenle fesih hakkı veriyor. Bu durumda çalışanın 1 yıldan fazla kıdemi varsa kıdem tazminatı alabilmesi mümkün. Ancak bunu çalışana bir ‘hak olarak’ tanıtmak bile bence hatalı. Çalışan işinden oluyor, sadece kıdem tazminatını alabiliyor, ihbar tazminatı dahi alamıyor. Yine İş Kanunu’nun 25. maddesine göre işverenin cinsel tacizde bulunan işçiyi işten haklı nedenle tazminat ödemeksizin çıkarması da mümkün. Bunun yanısıra, 2012 yılında yürürlüğe giren Borçlar Kanununun 417. maddesinde cinsel tacize karşı da işverenin koruma yükümlülüğü altında olduğu açıkça düzenlendi. Buna göre, işveren çalışanı korumadığı için tazminata mahkum oluyor.”
Tanık yoksa da detaylı anlatım yeterli
Cinsel tacizin işçiyi koruma borcu değil, eşitlik kapsamında ele alınması gerektiğini savunan Doç .Dr. Özdemir, “Zira cinsel tacizi kadınlara yönelik bir tür ayırımcılık olarak kabul edersek İş Kanunumuzun 5. maddesinde öngörülen 4 aylık ücret tutarındaki tazminatın da önünü açabiliriz. Bu da özellikle tacize uğrayan kadınlar bakımından somut bir güvencedir” diyor.
Cinsel taciz konusunda en çok düşündüren konulardan biri de tanık sorunu. Kadınlar ‘tanık yok, ispatlayamam’ diye haklarını arayamıyorlar. Doç. Dr. Özdemir, tanık yoksa da detaylı anlatımın yeterli olduğunu söylüyor: “Son yıllarda Yargıtay tacize uğrayan kadınların lehinde bir içtihat geliştirdi. Buna göre, bir kadının nedensiz yere tacize uğradığını ileri sürmeyeceğini belirten Yargıtay, tanık olmasa da kadının detaylı anlatımlarını tacizin varlığı için yeterli görebiliyor.”