Deniz TÜRSEN - dtursen@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2018 00:00
Bugün 85 ülkede faaliyet gösteren Domino’s Pizza’nın Türkiye’de de 500 restoranı bulunuyor. Türkiye’deki restoran sayısını 900’e kadar çıkarabileceklerini öngören firma kendi yöneticilerine de franchise açma konusunda destek oluyor.
Domino’s Pizza’nın Türkiye’de 500 restoranı bulunuyor ve bu sayının 900’e kadar çıkabileceği öngörülüyor. Firma,
restoran açma konusunda kendi yöneticilerine de destek veriyor. Konu hakkında konuştuğumuz Domino’s Pizza Türkiye Eğitim Gelişim Müdürü Ümmühan Pandır Köksoy, çalışanların işin teorik bilgisine, şirketin stratejilerine ve kültürüne hakim olduğunu, bunun da kendileri için önemli bir avantaj olduğunu belirtiyor. Bu düşünceden hareketle şirket bünyesinde 2017 yılında Girişimcilik Okulu kurulmuş. Bu okulda franchisee olmayı planlayan, yani kendi Domino’s Pizza restoranını açmak isteyen, şirkette en az 1 yıl çalışmış yöneticilere eğitim veriliyor. Köksoy, programı restoran yönetiminde tecrübeli yöneticilere yönelik düzenlediklerini çünkü bu kişilerin restoranı açtıklarında dükkanın her fonksiyonunu yönetmekle yükümlü olacağını belirtiyor.
Eğitimler ilkbahar ve sonbahar döneminde, yılda iki kez, üçer günlük periyodlar halinde yapılıyor. Katılımcılardan 250 TL’lik bir ücret alınıyor. Köksoy, “Biz bunu, kendi işinin patronu olmak isteyen adayların girişimcilik dünyasına ilk adımı atmasını temsil eden sembolik bir ücret olarak düşünüyoruz” diyor. Geçen yılki programa toplam 10 kişi katılmış. Katılanlardan 2 kişi kendi şubelerini açmışlar. Köksoy,
franchise’ın bir yatırım boyutu olduğunu, bu yatırımı yapabilenlerin yollarına devam ettiklerini, çalışanlar franchise olmak istediklerinde, onlara finansal anlamda kolaylıklar sağladıkları bilgisini paylaşıyor.
SORUMLULUKLAR ANLATILIYORKöksoy, eğitimlerde her şeyden önce franchisee sisteminin temel esaslarının, Domino’s Pizza yatırımının sorumluluk ve getirilerinin katılımcılarla paylaşıldığını söylüyor. Ayrıca, gelecek dönem yatırımları, planları, kârlı bir restoran yönetiminin kritik süreçleri, işveren olmanın getirdiği hukuki sorumluluklar ve avantaj sağlayabilecek teşvik programları da eğitimde veriliyor. Köksoy, “Bir restoranı hedeflere yönelik olarak yönetmekle, restorana bir şirket unvanı altında sahip olarak işveren sorumluluğu almak birbirinden çok farklı yetkinlikler ve bakış açıları gerektiriyor. Biz Girişimcilik Okulu ile bu iki bakış açısı arasındaki boşluğu daraltmayı amaçlıyoruz” diyor. Programın hem büyüme stratejilerini hem de şirketin girişimcilik değerini desteklediğini belirten Köksoy, bunun kurum kültürü temelini güçlendirmeye de katkı sağladığını düşünüyor. Bunun yanında Köksoy’a göre çalışanlar sahip oldukları bilgi ve beceriler ile profesyonellikten işletmeciliğe geçerek hem kişisel donanımlarını hem de kazançlarını artırabiliyorlar. Tabii, çalışanların kendilerini de zorlamaları gerekiyor. Çünkü, kendi işlerinin patronu olduklarında daha önce hiç gündemlerinde olmayan konularla ilgilenmek zorunda kalıyorlar.