Güncelleme Tarihi:
İnsanların sevdikleri bir hobiyle ilgilenirken çok daha mutlu oldukları, motivasyon seviyelerinin yükselerek şirkete bağlılıklarının arttığı daha önce pek çok araştırmanın konusu oldu. Bu nedenle, çalışanlarının iş dışında sevdiği konularla ilgilenmesini artık her kurum destekliyor ve teşvik ediyor. Müzik ve yemek bir insanın ruh halini bir anda değiştirebiliyor. Sıkıcı bir işle uğraşırken sevdiğiniz bir müziği duymak ya da öğlen yemekte çok lezzetli bir yemek yemek mutluluk seviyenizi yükseltip motivasyonunuzu arttırabiliyor.
Jozi Levi’nin ‘Ritim Atölyesi’ de çalışanların motivasyonunu ve takım ruhunu samba ritimleri ile bulmalarını hedefliyor. Levi, çalışmalarında Brezilya’daki karnavallarda kullanılan müzik aletlerini kullanmaya özen gösterdiğini belirtiyor. Çünkü, Brezilya müziğinde 10-12 çeşit alet kullanılabiliyor. Bu çok seslilik bir şirketteki farklı departmanlara benziyor. Çalışanların katıldığı workshop’larda, herkes kendine yakın hissettiği ya da çalabileceğini düşündüğü müzik aletlerini kendi seçiyor. Bütün katılımcı kitlesi alt gruplara bölünüyor ve her grubun eğitimi teker teker veriliyor. Daha sonra, gruplar arasındaki ahengi oturtana kadar bütün departmanlar bir araya gelmeye başlıyor.
Burada birinci ilke uyumun sağlanması. İş hayatıyla çok benziyor. Amaç, çalışanlara ‘ben’ yerine ‘biz’ kavramını yerleştirerek takım olmanın ne demek olduğunu anlatmak. Ayrıca, etnik bir müzik aleti çalmayı öğrenmek, bireylerin özgüvenini pekiştiriyor.
İş dışında da rekabet
Bunun yanında, firmalar çalışanların kendilerini motive eden hobilerini şirketler arası yarışmalarda da kullanmaları için teşvik ediyor. Kurumlar artık sadece sektördeki pazar paylarını arttırmak için değil, iş dışındaki aktivitelerde de rekabet ediyor. Bu yarışmalar da kuruma bağlılığı, motivasyonu ve takım ruhunu yükseltiyor. Farklı kurumların çalışanları arasında gerçekleşen müsabakalar çoğunlukla spor üzerine olurken, artık müzik ve yemek üzerine de yarışmalar yapılıyor.
HY Tanıtım ve Organizasyon’un kurucusu Hakan Yanar’ın tasarladığı ‘Ofisten Sahneye’ ve ‘Ofisten Mutfağa’ yarışmalarında da çalışanlar iş dışında birbirlerine rakip oluyorlar. Ofisten Sahneye, kurumların çalışanlar arasından seçerek kurdukları orkestralarla birbirlerine rakip oldukları bir müzik yarışması. Ofisten Mutfağa ise ilk defa Şubat’ta başladı. Bu yarışmada çalışanlardan oluşan ekipler pişirdikleri yemekleri jüriye sunacaklar.
Yanar, yarışma fikirlerinin çalışanların plazalar arasında sıkışıp kaldığını fark ettiklerinde ortaya çıktığını anlatıyor. Farklı mesleklerdeki birçok çalışanın aslında başarılı oldukları hobiler var. Ancak, bunları uygulayabilecekleri profesyonel bir alan bulamıyorlar. Bu yarışmalar ile çalışanlar iş arkadaşlarıyla beraber hobilerini de yapmış oluyor.
Networking gelişiyor
Şirketlerin iş dışında kurduğu bu müzik veya yemek ekiplerinin en önemli özelliklerinden biri ast üst ilişkilerini farklı bir boyuta taşıması. Örneğin, bir genel müdür gitar çalarken, işe daha 2 ay önce başlamış bir yeni mezun solist oluyor. İş yerinde kolay kolay karşılaşamayacak bu ikili, şirketin iş dışındaki başarısı için prova yaparken saatlerce beraber vakit geçiriyorlar. Yanar, bu ekiplerin iş dışında bir araya geldiklerinde ast üst ilişkisinin kalmadığını, işyerindeki formalitenin kaybolduğunu gözlemlediğini söylüyor. Bu, aidiyet duygusunu arttırırken ekip çalışmasına da çok katkıda bulunuyor. O ortamda hiyerarşi kırılıyor ve şirketteki pozisyonu ne olursa olsun herkes herkesten birşeyler öğrenebileceğini görmüş oluyor. Bunun iş ortamına katkısı çok önemli.
Farklı şirketlerden çalışanların bir araya geldiği bu tarz yarışmalar networking açısından da çok faydalı oluyor. Farklı sektörlerden çalışanlar birbirlerini tanıma fırsatı buluyor. Eğer, aynı sektörden şirketler birbirleri ile karşılaşırlarsa işteki rekabet bu sefer iş dışına da taşınıyor. Bu ciddi bir hırs doğruyor.
Birinciler festivale gidecek
Yemek yarışmasında şirketler 4’er kişilik ekipler kuracaklar. Öncelikle, USLA mutfak akademisinde jüri tarafından belirlenen puanlama kriterine göre yarışacaklar. Eleme turlarında aynı anda 3 şirket yarışacak. Yarışma boyunca en yüksek puanı alan 4 şirket de daha sonra birincilik için yarışacak. Yarışmalar sırasında ekiplerden mekanda kurulacak standdaki malzemeleri kullanarak başlangıç, ana yemek ve tatlıdan oluşan bir menü hazırlamaları beklenecek. Birinciye 25-28 Ağustos’ta Almanya’da düzenlenecek Düsseldorf Gourmet Festival’e katılma hakkı verilecek.