İş-yaşam dengesizliği depresif yapıyor

Avita Çalışan Destek Hizmeti, çalışan kişilerin en çok ne tür sorunlar yaşadıklarını, bunlardan nasıl etkilendiklerini, neler yaptıklarını ve yapmak isteyebileceklerini öğrenmek amacıyla araştırma şirketi TNS’ye bir araştırma yaptırdı. 18 ilde demografik kriterlere göre seçilen 336 kişi ile yapılan araştırmaya göre çalışanlar en çok, iş arkadaşları ve yöneticiler ile yaşadıkları sorunlar, iş yaşam dengesini kuramama gibi sorunlar nedeniyle depresif hisler yaşıyor. Hemen arkasından eş/ilişki problemleri ve çocuklarla -özellikle ergenlik döneminde- yaşanan sorunlar geliyor.

İş-yaşam dengesini kurma konusunda, özellikle de büyük kentlerde çalışanlar yüksek oranda mutsuzluk hissediyor. Çalışma hayatının başlarında olan Y kuşağının son temsilcilerinin yüzde 45’i, bu dengeyi kurmakta zorlanıyor. Bu oran 30 yaş sonrası için ise yüzde 35’le yine hiç azımsanmayacak bir sorun oluşturuyor.

Tüm yaş gruplarında ise yüzde 40’lık bir kesim iş arkadaşları ve yöneticilerle yaşanan problemler nedeniyle iş hayatında zorlanıyor.

Eş ve çocuk problemleri iş hayatına yansıyor
35 yaş ve üstü çalışanların yüzde 44’ü eş ve ilişki problemleri, yüzde 36’sı çocuk ve ergenlik problemleri nedeniyle iş yaşamlarına yansıyan depresif hisler yaşıyor.

Kent kesiminde, özellikle de büyük metropollerde daha çok yaşanan bu sorunları aklından çıkaramayarak sürekli bir iç sıkıntısı hisseden çalışanlarda kadınların oranı ise erkeklere göre biraz daha yüksek.

Özellikle eş-ilişki sorunları, orta yaş altı çalışanları daha yoğun etkiliyor.

Yılda bir avukat ve mali müşavir ihtiyacı oluyor

Kentlerde yaşayanların yüzde 40’tan fazlası yılda en az birkaç kez bir avukat ya da mali müşavire danışma ihtiyacı hissediyor. Mali veya hukuki sorun yaşayanların;

- yüzde 21’i, yakın çevrelerinde bulunan konunun uzmanları sayesinde,
- yüzde 7’si ise mesai saatleri içinde izin alarak ve ücret ödeyerek destek alma şansına sahip.
- yüzde 38 tamamen çaresiz kalırken,
- yüzde 34’lük bir kesim ya eşe dosta sorarak ya da internette araştırarak çözüm bulmaya çalışıyor ve çoğunlukla da akılları daha çok karışıyor.

Yüzde 64’ü performansı etkilediğini söylüyor
Çalışanların yüzde 64’ü iş ve özel hayatlarında yaşadıkları sorunların çalışma hayatındaki performanslarını etkilediğini belirterek, çözmekte zorlandıkları sorunlar olduğunda;
- morallerinin bozulduğunu,
- performanslarının düştüğünü,
- konsantrasyonlarının eksildiğini,
- dalgın olduklarını,
- sinirli ve stresli olduklarını,
- yorgun hissettiklerini belirtiyorlar.

Çözümü yakın çevre ve internette arıyorlar
Genel olarak, çalışanların yüzde 54’ü iş ve özel hayatında yaşadığı sorunları yakın çevresiyle paylaşarak çözmeye çalışırken, yüzde 23’ü internette araştırma yapıyor.
Çalışanlar, sorunlarına bu tip kişisel yöntemlerle ve herhangi bir uzmanın yardımı olmadan çözüm ararken mesai saatleri içerisinde günde 2 saate kadar vakit harcayabiliyorlar.
Sorun yaşayan çalışanların yüzde 15’i psikolog ile görüşüyor. Diğer yüzde 15 bu konuda bir çaba göstermezken, yüzde 70’lik kesim bir psikolog ile görüşmek istediği halde yetersiz zaman, bütçe ve işten izin alamama nedenleri ile buna imkan bulamıyor.

Çalışanların yüzde 67’si özel sorunlarını şirkete bağlı çalışan bir psikoloğa danışmayı tercih etmiyor. Büyükşehirlerde çalışanların yüzde 71’i, isimleri gizli kalmak ve ücretsiz olmak kaydıyla psikolojik konularda bir uzmandan destek almak isteyeceklerini belirtiyor.