Elif ERGU
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 15, 2018 00:00
.
Gastronomi sektörü bir süredir Türkiye’de atakta. Geçtiğimiz yıl TURYİD tarafından Türkiye’nin ilk uluslararası gastronomi zirvesi yapıldı. Yerli yabancı uzmanlar gastronomiyi Türkiye turizminin geleceği açısından birinci sıraya soktu. Bunun gerçekleşmesi için de olmazsa olmazların başında eğitim geliyor. Uluslararası Servis ve Lezzet Akademisi USLA da bu alanda global oyuncular yetiştirmek, Türkiye’nin gastronomi sektöründeki varlığını güçlendirmek için yola çıkmış bir okul. Okulun başında finans sektöründen deneyimli bir isim Emel Arslan Güryıldız var. Finans sektörünü bırakarak yeme-içme sektörüne geçen, USLA’nın yöneticiliğini yapan Emel Arslan Güryıldız, bu alanın kadınların ekonomik hayata katılımını sağlamada çok önemli bir işlevinin olacağı görüşünde. “Belki de bugüne kadar evi dışında çalışmayan ama çalışmak isteyen kadınlar için çok farklı projelerle bu kadınları ekonomiye kazandırabiliriz” diyen Emel Arslan Güryıldız, bu fikirlerini İlham Veren Kadınlar’a anlattı.
Çok farklı bir alanda, sıkı bir kariyer yapmışsınız bu sektöre girmeden önce. Siz nasıl bir eğitim aldınız?İzmir Bornova Anadolu Lisesi ardından da, 9 Eylül İktisat Fakültesi mezunuyum. Sonra hemen çalışma hayatına atıldım. Aslında hala öğrenciyim de…
İKİNCİ ÜNİVERSİTEYİ OKUYORNasıl, ikinci üniversite mi okuyorsunuz?Aynen. Şu an Sosyoloji Bölümü öğrencisiyim. Amacım sosyolog olmak değil ama hep merak ettiğim ilgi duyduğum bir alandı sosyoloji. İkinci üniversiteyi okuma şansı bulunca değerlendirdim. Bir yandan çalışıyor bir yandan da ikinci üniversitemi okuyorum.
Sevdiğiniz işi yaparken eğitime de devam ediyorsunuz…İnsan sevdiği işi yapmalı. Dünyada da artık çok farklı imkanlar var eğitim için. Bunları da hepimiz kendimize göre değerlendirebilmeliyiz.
İlk işiniz neydi?Ben hep profesyonel çalıştım. İlk işim de iç denetçilikti. Sabancı Holding’te çalıştım. 2000 yılından itibaren hep beyaz yakalı olarak görev yaptım. Bir dönem ara verdim özel sektöre.
Neden?
Anne olduğum dönemde çalışmaya devam ettim ama özel sektördeki yoğunluktan biraz uzaklaşma ihtiyacı duydum. Bir devlet kurumunda çalıştım. Daha sonra yine özel sektöre finans sektörüne döndüm.
ANADOLU’YU GEZDİMUSLA hayatınıza nasıl girdi? Var mıydı ilginiz gastronomiye?Ben asker kızıyım. Anadolu’yu babamın görevi nedeniyle hep gezdik. Farklı kültürleri tanırken, yemekleri de tanıdık. Ege mutfağına da hep özel ilgim vardı.
Finans sektöründen sonra bu alana geçmek nasıl oldu?USLA’nın kurucusu değilim ama USLA girişimi beni kendine çekti. Bu işin bir parçası olmayı istedim. Finans sektöründe çalışırken de en iyi nerede
yemek yenir hep bilirdim. Gastronomiye ilgi ve merakım vardı. Deneyimlerimle USLA’nın Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su oldum. Hayatımın anlamına en yakın yaptığım iş oldu USLA. Kısa sürede içinde bu hevesle kendini tanımlamak isteyen öğrenci adaylarına sihirli bir değnekle dokunur gibiyiz. Bu işle içinde cevher olan birçok gençle çalıştım, çalışıyorum.
USLA benzerleri Türkiye ve yurtdışında var. Ama biliyoruz ki ne yaparsak yapalım farklılık yakalamak gerekiyor…Siz burada neler yapıyorsunuz?USLA tam profesyonel eğitim veriyor, aşçılık eğitimi veriyor. Ayrıca yarı profesyonel eğitimler de veriliyor. Aynı zamanda pastacılık eğitimi de veriyoruz. American Hospitality Academy ve International Hotel Management Schools’un akreditasyonuna sahibiz. Mezunlarımız burada eğitim alınca bu olanaklara da sahip oluyor.
Daha çok gençler mi ilgi gösteriyor?Her yaştan insan var. 20’li yaşlarda da olanlar var, beyaz yakalılar için benim gibi ikinci kariyer yapmak isteyenler de çok.
Bir kasabaya, tatil beldesine gidip küçük bir restoran kurup hayatını orada geçirme hayali kuranlar da geliyor mu?
Geliyor. Çok farklı eğitimi olup şehir hayatından bunalıp ya da iş hayatından bunalıp kendi işini yapmak isteyenler yeme içme sektörü eğitimi almak istiyor. Yer açma hayali, bir kasabaya taşınma hayali çoğunlukta var. Ama iş lezzetli bir tabak yaratmakla bitmiyor. Bunun maliyeti ve sunumu çok önemli. Kişiler aslında burada kendini buluyor bu anlamda. Biz de onlara yardımcı oluyor.
Anadolu’da zengin bir mutfak var ancak kaliteli restoran bulmak hiç kolay değil. Anadolu’da gastronomi adına olumlu adımlar var ancak çok yetersiz. Sizce ne yapılmalı?Buradan mezun olanları kendi yolculuklarında her ne kadar serbest bıraksak da her zaman arkalarındayız. Yemek fotoğrafçılığı dersleri de veriyoruz aşçılık da….Gastronomi seyahatleri yapmaya başlıyoruz. Örneğin Mardin’de bir Süryani mutfağında yemek deneyimi yaşanacak kısa bir süre sonra.
İspanya her yıl 3 bin aşçı yetiştiriyormuş…Türkiye’de durum nasıl?
Gastronomi parayan bir yıldız. Üniversitelerde bölümler oldu. Bahçeşehir Üniversitesi Gastronomi Bölümü öğrencileri burada eğitim alacak. Bu da gurur verici. Biz yılda 200 mezun veriyoruz. Amerikan Okulu’yuz aynı zamanda. Amerika’da staj imkanı veriyoruz. Yakında İspanya’ya da stajer aşçı göndermeye başlıyoruz, çok talep oldu.
20-25 yıllık kariyerden sonra böyle bir iş yapmak size ne kattı?
Tekrar çok büyük heyecan duydum. Ne iş yaparsanız yapın sevdiğiniz işi yaparsanız bir gün bile çalışmış olmazsınız, diye biz söz var. Burada bunu yaşıyorum. Ve artık çok şey tattığım için daha çok spor yapıyorum.
Kadınlar yeme içme sektöründe kariyer anlamında erkeklerden gerideler. Dünyanın en ünlü aşçılarının da Aşçıların yüzde 95’i erkek.
Aslında öyle bir şey yok. Aşçılık da maalesef erkek mesleği olarak algılanmış yıllarca. Mesleklerin cinsiyeti olmaz. Rol karmaşası bu. Orada kadının toplumdaki yeri ile ilgili bir sorun var. Kadının eli, lezzeti var. Ancak çalışma sürelerinin uzun olması nedeniyle bugüne kadar sorun olmuş. Çalışmak arzusunda olup hiçbir alan bulamayan kadınlar için proje yapmalıyız. Kadınlar üretime katkıda bulunmalı. Kadınların daha fazla ekonomiye katılmalarının yolu buradan geçebilir. Bu işte kariyer yapmak, kadınların ekonomik özgürlüğü bu alanda olabilir. Ben hiç eğitim almamış kadınlar da dahil olmak üzere yeme içme sektöründen ekonomik kazanç sağlayacak duruma gelmeyi tüm kadınlara öneririm. İleride USLA da buna yönelik de çalışmalar yapacağız.