Deniz TÜRSEN - dtursen@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Ocak 26, 2018 19:30
Davos zirvesinden bir günce Dünya Ekonomik Forumu iş dünyasının geleceğine dair yeni bir rapor yayımladı. Araştırmaya göre global ekonomi yetkinlik kriziyle karşı karşıya ve sadece ABD’de 1.4 milyon çalışanın işini kaybetme riski bulunuyor. Ancak, bu çalışanların yüzde 95’i yetkinliklerini geliştirirlerse daha iyi ve kazançlı işlerde çalışabilecek. Manpower Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı ve Randtsad Türkiye Ticari Müdürü Ener Öztürk raporu Türkiye açısından yorumladı.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF), geçen yıl Davos Zirvesi başlamadan bir gün önce Mesleklerin Geleceği (‘The Future of Jobs’) raporunu yayımlamıştı. Raporda 4. Sanayi Devrimi’nin etkisiyle 2020’ye kadar 2 milyon kişiye yeni iş fırsatları doğacağı ancak 7 milyon kişinin işini kaybedebileceği belirtilmişti. Geçtiğimiz hafta içinde düzenlenen Davos Zirvesi’nden yine bir gün önce, 22 Ocak 2018’de WEF geleceğin iş dünyasına yönelik yeni bir rapor yayınladı. The Boston Consulting Group işbirliğiyle ortaya çıkan ‘Towards a Reskilling Revolution: A Future of Jobs for All’ (Yeni Yetkinlikler Devrimine Doğru: Herkes İçin Mesleklerin Geleceği) isimli araştırma global ekonominin yetkinlik kriziyle karşı karşıya olduğunu aktarıyor. ABD verilerini baz alan araştırmada sadece bu ülkede teknoloji ve diğer faktörler nedeniyle 1.4 milyon kişinin işini kaybetme ihtimali olduğu vurgulanıyor.
Araştırma yaklaşık bin farklı mesleği yetkinlikler bazında mercek altına alıyor ve çalışanların mevcut becerilerini kullanarak yeni bir rol bulma potansiyelleri ölçülüyor. Sonuçlara göre işini kaybetme riski olanların yüzde 16’sının işsiz kalmaları halinde mevcut yetkinlikleriyle beraber yeni bir rol bulma şansları yok. Yüzde 25’i en fazla üç farklı role kabul edilebiliyorlar. Yüzde 2’si ise 50’den fazla yeni role geçiş yapabilmek için şuan yeterli yetkinliğe sahip. Raporda paylaşılan bir başka çarpıcı veri de işini kaybetme riski taşıyan 1.4 milyon kişinin yüzde 57’sinin kadın olması.
ÜCRET EŞİTSİZLİĞİ AZALACAKAraştırmada vurgulanan olumlu sonuçlar da var. İşlerini kaybetme ihtimali bulunan kişilerin yüzde 95’i eğer mevcut becerilerini geliştirebilir veya yeni yetkinlikler öğrenebilirlerse şu an yaptıkları işlerden bile daha kalifiye işlere sahip olabilecekler. Sadece ABD ekonomisinde yetkinliklerini geliştirmeyi başaran çalışanların önüne ortalama 48 farklı iş fırsatı çıkacak. Çalışanlar bu fırsatların 24’ünde mevcut işlerinden daha yüksek maaşlar alabilecekler. Bunun yanında, tüm çalışanların yetkinliklerini aynı oranda geliştirmesinin kadınlar ve erkekler arasındaki ücret eşitsizliğini de önemli oranda azaltması bekleniyor. Rapora göre kadınların yüzde 74’ü erkeklerin ise yüzde 53’ü daha yüksek ücretlere sahip olacak. Ancak, kendilerini geliştiren kadınlar 49 farklı iş fırsatına sahip olurken, erkeklerin en az 80 opsiyonu bulunacak. Yani, erkeklerin önündeki iş fırsatları yine kadınlardan daha fazla olacak.
Şu an yaptığı işlerde iş birliği, kritik düşünce gibi yetkinliklere sahip olanlar ve belli alanlarda tecrübesi olanlar farklı rollere çok daha rahat geçiş yapabilecekler. Tek bir konuda uzmanlaşmış veya tam tersi çok genel bir role sahip kişilerin ise yetkinliklerini geliştirme konusunda daha çok çalışmaları gerekecek.
‘ÖĞRENEBİLİRLİK’ ÖN PLANDA OLACAK
Manpower Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, çoğu çalışan için gelişim ihtiyacının eğitimlerle çözülebileceğinin düşünüldüğünü ancak Manpower’ın raporlarına göre özellikle Z kuşağının çalışacağı işlerin yüzde 65’inin şu an dünyada var olmayan işler olduğunu vurguluyor. Var olmayan bir iş konusunda teknik eğitim planlamanın mümkün olamayacağını belirten Narlı, bu noktada öne çıkan en temel yetkinlik olarak öğrenebilirliği işaret ediyor. Narlı, “Artık çok hızlı değişen ve gelişen bir ekosistemin içerisindeyiz. Çalışanların öğrenebilirlik, adaptasyon ve inovasyon kaslarının gelişmiş olması hem mevcut çalışanların hem de yeni mezunların bu hızlı değişime adaptasyonları konusunda çok kritik” diyor. Bunun yanında, her zaman ezbercilikten uzak, araştırmacı ve öğrenme yetkinliği gelişmiş kişilere ihtiyaç olacağını söyleyen Narlı, bu nedenle çalışanların kesinlikle teknik beceriyle yetinmeyip kendilerini sosyal beceriler anlamında da geliştirmeleri gerektiğini düşünüyor.
Türkiye’de dijitalleşme ve teknolojik gelişmelerin istihdam üzerinde olumlu etkiler yaratacağının öngörüldüğünü belirten Feyza Narlı, bu gelişmelerin başta bilişim sektörü olmak üzere üretim sektöründe de olumlu gelişmeler yarattığını aktarıyor. Narlı, “Firmalar bu durumun farkındalar ve bu alanlardaki insan kaynağına yatırım yapıyorlar ya da yapmayı hedefliyorlar. Teknolojik yatırımlar kapsamında kullanılması gereken cihazları tanıyan, sistemleri kullanabilen ve bakımını yapabilen kişilere ihtiyaç olacaktır” diye konuşuyor. Diğer taraftan Narlı’ya göre otomasyon sonucunda çalışan sayısının en çok azalması beklenen meslekler ise idari ve ofis odaklı merkezler.
EN ÇOK YARATICILIK ARANACAK
Randtsad Türkiye Ticari Müdürü Ener Öztürk, bilgi iletişim teknolojilerinin Türkiye’de halen tamamen kullanılmadığını ancak yakın bir gelecekte kullanımın büyük ölçüde artacağını düşünüyor. Öztürk’e göre bu da teknolojik alanda gelişmiş eleman ihtiyacı doğuracak, küresel rekabet daha da büyüyecek, yeteneğin daha ön planda olduğu yeni meslek grupları ve yeni iş alanları doğacak. Öte yandan, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de belirli bir rutini içeren, otomatikleştirilebilecek, insan kaynaklı kusurların devre dışı bırakılabileceği her türlü meslek yakın gelecekte kaybolabilir. Üretim içinde özellikle mavi yaka mesleklerin bundan etkileneceğini belirten Öztürk, “Ayrıca ofis destek fonksiyonlarında, stratejiyi bire bir etkilemeyen tüm meslek ve roller de tehlikede diyebiliriz” diyor. Yakın gelecekte bugün yetenekli, kalifiye olarak görülen çalışanların sahip olduğu becerilerin de değişeceğini söyleyen Öztürk, her üç çalışandan birinin en fazla ihtiyaç duyacağı özelliğin yaratıcılık olacağını ve teknolojilerin getirdiği yeni çalışma şekillerine ancak yaratıcı olanların uyum sağlayabileceğini belirtiyor. Bu nedenle şirketlerin bunu şimdiden görmeleri ve eğitime yatırım yapmaları çok önemli.