Güncelleme Tarihi:
Stilinize uygun düzgün bir kıyafet
Tabii ki kıyafet kişiyi belirlemez ama, kişiliği hakkında bir fikir verir. Kılık kıyafetinizi, gittiğiniz ilk görüşmenin türünü, karşınızdaki kişinin ve temsil ettiği kurumun kimliğini, buluşacağınız ortamı dikkate alarak seçmelisiniz. Ama kendimi beğendireceğim, ortama uyacağım diye yapmacık hale gelmeyin. (Mesela muhafazakâr bilinen bir şirkete iş görüşmesine gidiyorsanız ne derin dekolteli mini giyin, ne de stiliniz değilse türbana bürünün!) Karşınızdakine saygı gösterdiğinizi belli ederek ama kendiniz olmaya özen gösterin. Zaten özenti veya alışık olmadığınız bir kıyafet üstünüzde sırıtacak ve ters tepecektir.
Açık ve ortama uygun hal ve tavırlar
Uzmanlar, kılık kıyafetten çok ilk temastaki tutumun akıllarda kaldığını söylüyorlar. Yılışıklığa kaçmadan güleryüzlü, sıcak ve samimi bir tavır en iyisi. İlk tanışma anında karşısındaki insanın gözlerinin içine gülümseyerek bakmak ve kendini tanıtmak daima iyi etki yapar. Utangaçlığınızı atmayı, insanlara nasıl yanaşacağınızı (mesela bir kokteylde yanlarına gidip lafa karışmayı) öğrenin.
Kendini doğru ve gereği gibi tanıtmak
İnsanlar üzerinde iyi bir ilk intiba bırakmak için kendini tanıtmayı bilmek şart. Unutmayın ki bunu başarmak için hazırlıklı olmak gerekir. Tabii ki ‘satacak bir şeyiniz’ varsa (bu bir mal veya hizmek olabilir veya… kendinizi iyi satmanız gerekiyordur) bu daha da önemli. Mesela bir iş mükalakında, insan kaynakları uzmanı genellikle ‘kendinizi tanıtın bize’ der ve susar. Bu anı iyi ve doğru kullanmak gerekir. Uzmanlar ‘kendimle ilgili vermem gereken en önemli 5 bilgi hangileridir?’ sorusuna cevap verin ve gideceğiniz ortamlara göre (iş görüşmesi, iş yerindeki ilk gün vs) farklı cümleler hazırlayıp yüksek sesle bunları test edin, diyorlar.
Dinlemeyi bilmek ve ortama uymak
Karşınızdaki insanın ifade şeklini ve davranışını süratle tahlil edip ona göre bir tutum sergilemeyi bilmek önemli. Yani ilk saniyeden kendi stilinizi empoze etmeye çalışmayın, önce karşınızdakini dinleyin, inceleyin, tanıyın diyor uzmanlar. Bir iş mülakatı söz konusu ise ilk iş, mülakatçının size hitap etmesini ve otur demesini beklemek mesela. Bir iş yemeği ise muhatabımızın konuşmasını ve nasıl bir sohbet olacağını bize göstermesini beklemek. İş yerinde ilk günse, kendini öne atmadan evvel diğerlerini dinlemek ve seyretmek. Yani davranışını ve mesafeyi karşısındakine göre ayarlamak marifet.
Muhatabının söyledikleriyle ilgilenmek
Karşımızdaki insanın söylediklerimizle gerçekten ilgilindeğini hissetmek her zaman güzeldir. Dikkatle dinlediğinizi ve ilgilendiğinizi sorduğunuz sorularla belli edebilirsiniz. Tabii bu hazırlık da gerektirebilir. Mesela bir iş yemeğine gidecekseniz, karşınızdaki insan ve şirketi hakkında asgari bir bilgiye sahip olmak saygı gereğidir. İş mülakatında da, karşınızdaki İK uzmanı sizin şirketi önceden tanıdığınızı, araştırdığınızı görmekten ve faydalı sorularınıza cevap vermekten mutlu olacaktır.
Ama tabii ki her şeyi dozunda bırakmak
Baştaki gerginlik atıldıktan sonra, insan rahatlar ve bazen sonradan pişman olacağı şeyler yapar. Kontrolü kaybetmemekte fayda var. Ne kadar samimi ve sıcak olursa olsun, karşınızdakinin kim olduğunu, bu görüşmenin niye yapıldığını hiç aklınızdan çıkarmayın, diyor uzmanlar. Görüşmede nereye kadar gidebileceğinizi, daha yeni tanıdığınız bir insana ne kadar açılabileceğinizi iyi düşünün. Karşınızdakini yeteri kadar tanımadığınız için, küçük bir şakanın yanlış anlaşılması, geri tepmesi tehlikesi vardır. Acele etmeyin, kontrolü elden bırakmayın!
Ve ayrılırken de ilk anki nezaketi muhafaza etmek
İlk iş mülakatı, ilk iş yemeği ya da iş yerindeki ilk günün sonuna geldiniz. Bu ana kadar bırakmaya çalıştığınız olumlu intabaı giderayak bozmamaya dikkat. Görüşme ne kadar sıcak ve rahat geçse de, görgü kurallarına uyarak son verin: Karşınızdakine size zaman ayırdığı için teşekkür edin, tanıdığınıza ne kadar memnun olduğunuzu söyleyin. Son saniyeye kadar bunun bir profesyonel görüşme olduğunu unutmayın.