Dijital ekonominin parçası olmaya geç kalmayalım

Google kurucuları Sergey Brin ve Larry Page, Google.com alan adını kayıt ettireli sadece 20 yıl, Steve Jobs iPhone tanıtımı için San Francisco’da sahneye çıkalı sadece 10 yıl oldu. Yine de bu kısa sürede, dijital teknolojiler dünyamızı tamamen değiştirdi. Globalde dijital ekonomi, bildiğimiz geleneksel ticaretten daha fazla gayri safi milli hasıla büyümesi sağlıyor. Otomasyon, yapay zekâ, nesnelerin interneti gibi konseptlerin yanı sıra paylaşım ekonomisi gibi iş modelleri, işimizi ve hayatımızı nasıl yaşadığımızı tamamen değiştiriyor. Yapay zekâ konusunda çalışan girişimciler arayan bir yatırımcı olarak, önümüzdeki kısa zamanda dünyayı nasıl hızlı değiştireceklerini görmek inanılmaz baş döndürücü.

Dijital teknoloji yaygın ve daha da yaygınlaşıyor. Dünyada insan nüfusunun üzerinde, 8 milyardan fazla mobil bağlantı var. Uluslararası dijital veri çok yönlü büyüdü ve 2014 yılında GSYİH’nın neredeyse üçte birini oluşturmaya başladı.

TEKNOLOJİ DÜNYANIN ZİRVESİNE YERLEŞTİ
27 Temmuz 2017 tarihinde ki hisse değerlerine göre en değerli şirketlerin ilk beşi sırasıyla Apple, Alphabet (Google), Microsoft, Amazon ve Facebook. Hatta 7.’si de Çin’nin e-ticaret devi Alibaba. Özetle, teknoloji dünyada finansal sektör ve tüketim mallarının büyüklüğünü geçerek birinci sıraya oturdu. Türkiye’de ise baktığımızda ilk 5’te birden fazla işle ilgilenen holdingler, bankalar ve telekom şirketlerini görüyoruz. Bu sıralama, küreselleşme ve yeni iş modellerinin etkisiyle zaman içerisinde değişecek ya da değişmesi gerekiyor diyelim. Nelerin değişeceğine ve Türkiye’nin bu resimdeki yerine göz atalım.

DİJİTAL TEKNOLOJİLER GELECEĞİN İŞLERİNİ DEĞİŞTİRİYOR
Otomasyon, büyük veri ve yapay zekâ gibi teknolojiler neredeyse dünya ekonomisinin yarısını etkileyebilir. Daha öncede bu köşede yazdığım gibi; ikinci makine devrimi ile hayatımız nasıl değişecek tam bilmiyoruz ancak bugüne hiç benzemeyeceği kesin. Bu da aslında girişimcilik kültürünü daha önemli kılıyor. Bahsettiğim teknolojiler ile neredeyse 1 milyar işi otomatize etmek mümkün olacak ve yepyeni bir ekonomi dinamiği daha ortaya çıkacak.

E-ticaretin tüm dünyada 2020’ye kadar 4 trilyon dolara ulaşması, yani bugünkünün iki katına çıkması bekleniyor. Bir de oyun, yazılım gibi dijital ürünleri de ekleyince bu rakam çok daha fazla artıyor. Bunların büyümesinde belki de en büyük sorunlardan biri nakit ve hatta dijital olmayan para birimleri. 2013 yılında dünyanın tüm işlemlerinin yüzde 85’i nakitti. Nakit dışında bir diğer sıkıntı da para birimleri arasındaki geçiş. Bu nedenle kripto para birimleri ve blok zinciri teknolojilerinin önümüzdeki döneme damga vurması bekleniyor.

TÜRKİYE DİJİTALLEŞMEDE NEREDE?
Dünya Ekonomik Forumu ve Harvard Üniversitesi’nin ortak araştırması ile oluşturdukları Dijital Gelişim Endeksi’ne göre Türkiye dikkat çeken ülkeler arasında yer alıyor. Bunun en önemli sebeplerinden birkaçı şu:

- İnternet penetrasyonundaki gösterdiği momentum,
- Altyapı ve özellikle dijital kullanıcıları yüksek güven ve bağlılığı.
- Türkiye’deki özellikle genç ve yeniliğe açık olan dijital kullanıcı.

Eski fiziksel dünyadan yeni dijital geleceğe geçerken; daha da hızlı olmalıyız. Elimizde olan fırsat ile kendi pazarımızda test ettiğimiz işleri tüm dünyaya veya gelişmekte olan ülkelere satmalı ve ölçek ekonomisi yaratmalıyız.

Bunun için yapmamız gerekenler ise pek de zor değil:

- Doğru politikaları yaratmalıyız.
- Elimizde kısıtlı kaynak olduğundan akıllı ve odaklı gitmeliyiz.
- Sanayi ya da inşaat fark etmez, operasyonel olarak güçlü olduğumuz sektörlerimizi teknoloji ile dijitalleştirmeli ve global rekabetçiliğimizi arttırmalıyız.

Sektör fark etmeksizin küresel ekonomide kendimize bir yer edinmek istiyorsak yapmamız gerekenlerin çok zor olmadığını bilmekle birlikte, daha önceki sanayi devrimlerinde olduğu gibi treni kaçırmamak, bu alanlara öncülük edebilmek için hızlı olmalıyız...