Değişim danışarak olacak

Fütürist Tariq Qureishy ve Massachusetts Institute of Technology (MIT) Öğretim Üyesi Kate Sweetman, üst düzey yönetici araştırma ve değerlendirme firması Odgers Berndtson’ın “Bir gün CEO” programı kapsamında İstanbul’a geldi. Qureishy ve Sweetman, “Geleceğin Danışma Kurulları” konulu bir dizi atölye çalışması yaptılar. Çalışmada şirketlerin tepe yöneticileri ve genç lider adayları geleceğe nasıl hazırlanması gerektiğine ilişkin fikir alışverişinde bulundu. Atölye çalışmasının ardından bir araya geldiğimiz Kate Sweetman, Tariq Qureishy, Türk Traktör Genel Müdürü Marco Votta, Odgers Berndtson Türkiye Yönetici Ortağı Ayşe Öztuna Bozoklar, Bilgi Üniversitesi Ekonomi öğrencisi Karya Mustafa ve Koç Üniversitesi Hukuk öğrencisi Doğa Can Coşar ile geleceğin iş dünyasını konuştuk.

YETKİNLİKLER BULUŞACAK
İş dünyasında dijital dönüşüm ve değişime dikkat çeken Sweetman, şirketlerin gelecek yönetim ve icra kurullarını şimdiden hazırlaması gerektiğini vurguluyor. Sweetman’a göre kurumların bu değişime hızla ayak uydurabilmeleri için mutlaka hayata geçirmeleri gereken uygulamalardan biri “gelecek danışma kurulları”. Bugün şirketlerin yönetim kurullarında bulunan yöneticilerin çoğunun analog bir dünyaya doğduklarını söyleyen Sweetman, “Onlar, analog dünya için çok başarılı. Ancak, dünya hızla dijitalleşiyor. Bu değişime uyum sağlamak için danışma kurulları çok gerekli” diyor. Geleceğin danışma kurulları, kurumlardaki mevcut iş modelini, yönetim şeklini ve altyapıyı tamamlama ve geliştirme sorumluluklarını üstlenecekler.

Peki, geleceğin danışma kurullarında kimler olacak? Sorunun cevabını veren Qureishy, gençlerin, bilim insanlarının, sosyologların, antropologların, veri uzmanlarının ve hatta robotların olacağını söylüyor. Yani, yaşadıkları çevreyi iyi tanıyan farklı yetkinliklere sahip kişiler buluşacak. Qureishy, “Burada birlikte yaratılacak ortak akıl, yeni dünya düzeninde şirketlerin sürdürülebilir performanslarını garanti altına almalarını sağlayacak” diyor.

BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ
Uzmanlara göre geleceğe hazır olabilmek için şirketlerin üzerinde durması gereken bir başka önemli konu da düşünce yapılarının en üst düzeyden başlayarak değişmesi. Marco Votta, geleceğe sadece liderlerin değil, hangi seviyede olursa olsun tüm çalışanlarının hazır olması gerektiğini düşünüyor. Yani, tüm şirketin sorumluluğu söz konusu. Araştırmalara göre liderlerin yalnızca yüzde 20’sinin kendilerini gelecek için hazır hissettiğinden bahseden Votta, “Bu oranının düşük olması bir toplum sorunu, eğitim sistemleri ile de alakalı. Bir liderden sihirbaz gibi tek hareketle tüm şirketi geleceğe hazır etmesi beklenemez” diyor. Sweetman da konuyla ilgili olarak “Eğer bir kurumdaki iş yapış şekillerini geleceğe yönelik değiştirmek isteyen bir lider varsa ve kurumun diğer çalışanları buna direniyorsa, bu değişim gerçekleşemez” görüşünü paylaşıyor. Bunun düşünce yapısı ile ilgili bir durum olduğunu ekleyen Sweetman, “Tüm çalışanlar aileleriyle veya arkadaşlarıyla beraberken çeşitli konular hakkında konuşuyorlar, fikirlerini beyan ediyorlar, ilgilerini çeken konuları araştırıyorlar. Kurumlar, çalışanların bu yaptıklarını işyerlerinde de yapmaya devam etmeleri için desteklemeli” diyor. Ayşe Öztuna Bozoklar ise kurumlar hedeflerinin ve amaçlarının ne olduğunu bilemezlerse, açıklayamazlarsa çalışanların da biraraya gelemeyeceklerini vurguluyor. Örneğin, bir şirketin bir dijital teknoloji liderini işe alması, o şirketin geleceğe hazır olması anlamına gelmiyor. Öztuna, “Ancak, şirketin DNA’sı ne, hangi yöne gidiyor, amacı ne, bugüne kadar ne yaptık?” gibi soruları cevapladıktan sonra gerçekten de kime ihtiyacını olduğunu, belki bir takıma mı ihtiyacınız olduğu ortaya çıkar” diyor.