Bulut demokrasisi

DİJİTAL dönüşümün tüm şirketler için kaçınılmaz bir son olduğu her fırsatta anlatılıyor. Uçtan uca bir değişimle gerçekleştirilen dijital dönüşümün en önemli ayağı ise altyapının dijitalleştirilmesi. Yani şirketlerin tüm operasyonlarını yürüttüğü, son kullanıcılarına ulaştığı servislerin yer aldığı ve çalışanlarıyla iletişim kurduğu altyapıdan bahsediyoruz. Şirketler, önce tüm altyapılarını yatırım yaparak kendi sunucularında barındırdılar. Bu birinci nesildi. Daha sonra internetle birlikte konuşulmaya başlanan merkezi sunucularla şirketler ikinci nesille tanıştılar. Üçüncü nesilde şirketler internet üzerinden hizmet veren platformlarla (bulut) tanıştılar. Şirketler önceki dönemlerde olduğu gibi sunucu ve yazılım yatırımı yapmadan kolay bir şekilde tüm altyapılarını internet tabanlı platformlara taşıyabiliyor. Bunun en önemli avantajı ise en küçükten en büyüğe kadar tüm şirketler aynı teknolojileri kullanabiliyor olması. Bu konuyu yakından inceleyebilmek için Google’ın Londra’da düzenlenen ‘Google Cloud Next London 2017’ etkinliğine katıldık. Dünya çapından binlerce yazılımcının ve şirketin katıldığı etkinlikte konuşulan en dikkat çekici kelime ‘demokratikleşme’ oldu. Peki bulut teknolojileri nasıl demokratikleştiriyor? Google’ın şu anda yükselen yıldız olarak baktığı ‘Google Cloud Platform’un en çok dikkatimizi çeken özelliklerini sıraladık:

1- Dakika dakika fiyatlama: Üçüncü nesil platformların en büyük özelliği, şirketlerin ihtiyacı kadar sunucu ve servisi anlık olarak satın alabilmesi. Örneğin; bir bilet satışı yapan web siteniz var ve önemli bir konserden dolayı ödemeye kadar uzanan bir süreçte yoğun trafik alacaksınız. Ancak bu günün belirli saatlerinde değişkenlik gösteriyor. Tam da bu noktada dakika dakika ücretlendirme devreye giriyor. Günün herhangi bir dakikasında yaşanacak yoğun trafik karşısında şirketin altyapısının bulunduğu sunucu optimize ediliyor ve en üst performans elde ediliyor.

2- Yapay zekâ artık daha yakın: Uzun uzun yapılan işlemler artık yapay zekâ (artificial intelligence) ve makine öğretisine (machine learning) emanet. Büyük şirketler büyük yatırımlar yaparak bu teknolojileri altyapılarına emanet ediyorlar. Peki ya daha küçük şirketler nasıl bu teknolojiyi kullanacak? Bulut platformlarındaki servis seçenekleri arasında artık yapay zekâ ve makine öğretisi gibi teknolojiler de bulunuyor. Google Cloud Platform’da yer alan makine öğretisi temelli yazılım motorları şirketlerin altyapılarına kolaylıkla entegre edilebiliyor. Bunun yanı sıra ses ve görsel tanıma gibi makine öğrenme teknolojileri de şirketlerin hizmetlerine entegre edilebiliyor.

3- Büyük veriyi basitleştiriyor: Üçüncü bulut döneminin en büyük özelliklerinden biri büyük verinin (big data) daha kolay işlenebilmesi ve anlamlandırılabilmesi. Google farklı seçenekteki ürünlerle yelpazesini geniş tutuyor. Cloud Dataprep, adındaki servis, şirketlerin elinde tuttuğu verileri bulut tabalı bir ortamda görselleştiren, temizleyen ve analiz için hazırlıyor. ‘BigQuery’ veriyi bulut tabanlı bir ortamda saklıyor. Veri analizi için ise Cloud Datalab, şirketlere sunuluyor. Büyük veri için farklı amaçlara farklı servisler de Google Cloud’ta yer alıyor.

4- Güvenlik: Google’ın üstünde durduğu en önemli konuların başında geliyor. Yılda 2 milyar dolar civarında sadece güvenlik için yatırım yapan şirket, bulut hizmetlerinde de farklı seçenekler sunuyor. ‘Cloud Identity-Aware Proxy’ ve ‘Security Key Enforcement’ olmak üzere şirketlerin altyapılarına üçüncü kişilerin erişmesi engelleniyor. Şirketlerin bulut üzerine kullandığı farklı uygulamalar ise ‘Cloud Security Scanner’ ile taranıyor.

Ortak çalışma seçeneği arttı
İŞLETMELERE altyapı ve ‘Gmail’, ‘Drive’, ‘Docs’, ‘Drive’ ve ‘Takvim’ gibi ürünlerle şu anda 3 milyon ücretli kullanıcıya ulaşan ‘G Suite’e yeni özellikler eklendi. Yeni ürünler arasında dikkat çekenlerin başında akıllı tahta ‘Jamboard’ geliyor. G Suite uygulamalarıyla uyumlu olarak çalışan ve aynı zamanda şirket içindeki diğer çalışanların akıllı tahta üzerinde yapılanları görmesini sağlayan Jamboard, makine öğretisi teknolojisiyle çalışmaları da düzeltiyor.

Şirketler değerli katmana odaklansın
GOOGLE Cloud’un teknolojiden sorumlu direktörlerinden Evren Eryürek, önceden şirketlerin bütçelerini eski usüllere göre yaptıklarını ve verimlilik sorunu yaşadıklarını ifade diyor: “Şirketler daha önce satın almak istedikleri sunucunun özellikleri belirtip, bir bütçe yapıyorlardı. Büyük olasılıkla da ihtiyaçlarından fazla özellikleri satın alıyorlardı. Şimdi biz bunu dakikalık fiyatlandırma politikası ile yapıyoruz. Bir dakika sonrası ile bir dakika sonrası arasında farklı özelliklikteki sunuculara sahip olmak mümkün. Şirketler artık değerli olan katmana yönelsin istiyoruz. Geliştirdiğimiz çözümlerle diğer tarafları biz en iyi şekilde çözüyoruz.”