Burcu ÖZÇELİK SÖZER - bozcelik@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Kasım 18, 2018 00:00
Yeni dönemin yetkinlikleri üzerine oldukça kafa yorduklarını söyleyen Aksigorta İK Genel Müdür Yardımcısı Ayşegül Gürkale, “Artık yetkinliklerde ve bilgide stok sahibi olmak değil, akışta olmak değerli. Merak ve öğrenme hevesi hiç bitmeyen, belirsizlik ve bilinmeyenden yılmayan, tutkuyla çalışan kişileri aramızda görmek istiyoruz” diyor.
Kaç çalışanınız, nasıl bir çalışan profiliniz var?670 çalışanımız var. Oldukça dinamik ve genç bir kadromuz var. Yaş ortalamamız 34. Çalışanlarımızın yüzde 75’i Y kuşağı olmakla birlikte şu an
Aksigorta’da üç kuşak bir arada çalışıyoruz. Tamamına yakını lisans ve lisansüstü programlarından mezun. Kadın erkek oranı ise yüzde 48 ve yüzde 52 olarak dengeli bir yapıda.
2019’da kaç kişiyi işe alacaksınız? Büyümeye devam eden bir şirket olarak 2019 yılında da elbette yeni çalışanlar aramıza katılacak. Ancak şu an net bir sayı söylemem mümkün değil. Biz işimizdeki büyümeye, katma değerli işlerde büyürken, tamamen tanımlı işlerimizi ise azaltıp, bu işleri robotlara yaptırmaya odaklanmak olarak bakıyoruz.
Çok belirsiz, bir o kadar da dijital ve datanın çok önemli hale geldiği, çalışma alışkanlıklarının ve bildiğimiz iş modellerinin tamamen değiştiği ve değişeceği bir dönemden geçiyoruz. O hep konuştuğumuz gelecek geldi diyebiliriz. Yeni dönemin yetkinlikleri üzerine oldukça kafa yoruyoruz. Her gün yeni tanımlar giriyor hayatımıza. Artık yetkinliklerde ve bilgide stok sahibi olmak değil, akışta olmak değerli. Dolayısıyla, merak ve öğrenme hevesi hiç bitmeyen, belirsizlik ve bilinmeyenden yılmayan, olası sorunlarda azimle yolunda devam edebilen, bildikleri ile idare eden değil de, gerektiğinde bildiğini de unutup, yeniden ve yeniden öğrenen, değişimde cesaretle yer alabilecek, yaptığı işe istek ve heyecan duyup tutkuyla çalışan kişileri aramızda görmek istiyoruz.
Yılda kaç CV alıyorsunuz?Yılda 50 binin üzerinde başvuru alıyoruz.
Bir CV’de en çok ne dikkatinizi çeker?CV yalnızca eğitim görülen okulların ya da çalışılan yerlerin yazıldığı bir word dokümanı değil. Aslında adayın niyet belirttiği, kendini, karakterini anlattığı, yapısıyla ilgili birçok ipucu verdiği, belki onlarca işyerine “Ben buyum ve sizinle tanışmak istiyorum” diye gönderdiği bir metin. Kişinin dikkati, özeni, becerisi, ilgisi, CV’siyle kendini ele veriyor. CV’lerde özensizlik, imla yanlışları, az ya da abartılı bilgilerin
konulması en sık karşılaştığımız yanlışlar. Bu nedenler de bir eleme aracı oluyor.
CV’DE YABANCI DİL YANILTICI
Mülakatlarda neler gözlemliyoruz?
Adayın CV’sinde yazan bilgilerin doğru olması çok çok önemli. Burada en fazla yanıltıcı bilginin yabancı dil konusunda verildiğini gözlemliyoruz. Yabancı dille ilgili yaptığımız sınavların sonuçları CV’deki bilgilerle örtüşmüyor. Örneğin İngilizce dil bilgisi derecesi için “çok iyi” yazan aday mülakat sırasında “Biliyorum ama epeydir konuşmadım” dediğinde çok güven sarsıcı oluyor.
Bir başka sık karşılaştığımız durum da kendileri ile ilgili örneğin “Seni en çok ne mutlu eder?”, “İşle ilgili tahammül gösteremeyeceğin şey nedir” gibi sorulara çok az adaydan net yanıt alabiliyoruz.
Adaya en son hangi kitaptan, hangi videodan etkilendiğini, en beğendiği yazarı, bize tavsiye edebileceği bir makale olup olmadığını sorduğumuzda bazılarından “hiç zaman bulamıyorum” ya da uzunca bir süre düşünerek “en son ne okumuştum, hatırlayamadım” yanıtını alırken, bazılarından da gerçekten not aldığımız, sonrasında bakıp bizim de göz attığımız yanıtlar alıyoruz.
Mülakatlarda öyle etkileyici şeylerle karşılaşıyoruz ki. Türkiye’de belirli bir grup eğitimini sürdürürken sadece eğitimine odaklanmıyor, sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor, kulüplere dahil oluyor, bir yandan da eğlenmeyi ihmal etmiyor. Birçoğu maddi imkansızlıklara rağmen burslarla ya da buldukları fırsatlarla yurt dışında Erasmus ya da Work and Travel gibi programlara katılıyorlar ya da orada birilerine İngilizce öğretirken, kampta kalıyor, sosyal sorumluluk projesine katılıyor bir yandan da yurtdışı deneyimini yaşıyor. Kısıtlı imkanlarına rağmen çoğu bir spor ya da müzik dalıyla ilgileniyor.
Çalışan bağlılık oranınız?
2017 yılı oranımız yüzde 63. Bir önceki yıla göre artış gösterdik. Şirketler çalışan bağlılığını yıllardır çok önemsiyor, ama özellikle Z kuşağının çalışma hayatındaki ağırlığı arttıkça çalışan bağlılığı eski önemini kaybedecek, evrilecek. Çünkü, Z kuşağının tek ideali bir şirkette çalışmaya başlayıp o şirkette senelerce çalışmak hiç değil. Aynı şirkette 5 yıl çalışmak bile onlar için çok uzun bir süre. Yıllarca çalışıp emekli olma gibi bir motivasyonları hiç yok. Onların isteği daha çok proje bazlı çalışmak. Dolayısıyla insan kaynaklarında uzun vadeye kalmadan kısa ve orta vadede proje bazlı istihdamın artacağına, zaman içinde çözüm odaklılık eğitimi, stresle başa çıkma eğitimlerinin tanım ve içerikleri nasıl değiştiyse çalışan bağlılığı tanımının ve ölçümlemesinin de değişeceğini düşünüyorum.