Ata topraklarında doğal et üretiyor

Güncelleme Tarihi:

Ata topraklarında doğal et üretiyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2018 00:00

Nazlı Uyanık Yıldız, Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’ni bitirdi, London School of Economics’de yüksek lisans yaptı, 10 yıl profesyonel hayatta bulunduktan sonra işinden ayrılıp kardeşi İbrahim Uyanık’la ata toprakları Samsun Bafra yaylalarında hayvancılığa başladı. Köylerde tamamen doğal hayvancılık yapan köylülerle yol alan kardeşler, 2014’te kurdukları Nebyan Doğal markasıyla şehirde doğal et satıyorlar.

Haberin Devamı

Ata topraklarında doğal et üretiyor
Nebyan Doğal, Nisan ayında Endeavor’un da desteklediği, Future Agro Challenge tarafından bu yıl 3’üncüsü düzenlenen ve dünya çapında 60 ülkeden girişimcilerin yarıştığı ‘Yılın Tarım Girişimcisi’ yarışmasında 3’üncülük ödülünü kazandı. Future Agro Challenge, global olarak gıda sürdürülebilirliğinin sağlanması için çalışan bir organizasyon, dünya çapında tarıma dayalı gıda girişimcilerini destekliyor. Nazlı Uyanık Yıldız, aynı zamanda bu yıl Garanti Bankası, KAGİDER ve Ekonomist Dergisi’nin düzenlediği Yılın Kadın Girişimcisi Yarışması’nda da Yöresinde Fark Yaratan Girişimci ödülünü aldı.

Sizin hikayeniz nasıl başlıyor? Nasıl bir ailede büyüdünüz?
Karadenizli bir ailenin kızı olarak İstanbul’da doğdum. Kendimden 7 yaş küçük bir erkek kardeşim var, ortağım İbrahim. Ticaretle uğraşan bir baba ve çocuklarına düşkün ev hanımı bir annenin kızıyım.

Nasıl bir eğitim aldınız?
Samsun Anadolu Lisesi’nin ardından Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim. London School of Economics’de Msc Management yüksek lisansı yaptım. Her zaman kendi işimi kurmayı hayal etmişimdir. Hatta yüksek lisans tezimi Türkiye’de girişimcilik üzerine yazmıştım.

İşin kuruluşu nasıl oldu?
Yıllar içinde ailemizin köklerinin olduğu yaylalardan başlayarak, kendi akrabalarımız başta olmak üzere, köylünün yavaş yavaş nasıl hayvancılığı bırakıp şehirlere göç ettiğini, köylerin nasıl boşaldığına birebir tanık olduk. Ne yazık ki, aynı şekilde bu insanların şehirlerde kurmaya çalıştıkları hayatın onlara maalesef iyi şartlar sunmadığını da gördük. Biz daha çocukken babamın köylerimizi kalkındırmanın en büyük yolunun hayvancılığın canlandırılması olduğu fikri vardı. Fakat bunu bir iş modeli haline dönüştürme fırsatı olmadı. Benim üniversiteyi bitirdikten sonra, aralarda birkaç girişim deneyiminin olduğu, yaklaşık 10 senelik bir profesyonel çalışma hayatım oldu.

Uluslararası bir şirkette, yurtdışında çalışıyordunuz değil mi?
Evet. Son olarak Shell’de çalışıyordum. İngiltere’de yaşadım.

ANNELİK DE İLHAM VERDİ
Profesyonel hayatı bırakıp kendi işinizi kurma fikri riskli gelmedi mi? Üstelik hayvancılık gibi bir alanda...
Haklısınız. Başka girişimlerim de olmuştu. Kardeşim de üniversiteden mezun olduktan sonra bir süre profesyonel çalıştı, o da kurumsal hayatın kendine göre olmadığını anladı. O sırada benim de İstanbul’da yaşayan bir anne olarak ailem için temin ettiğim gıdaların kaynağı, güvenilirliği ve doğallığıyla ilgili endişelerim giderek artıyordu.

Annelik de ilham veriyor değil mi?
Kesinlikle. Biz köylerde hayvancılıkla uğraşan kişilerin mutsuzluğunu da, şehirdeki insanın doğal gıdaya olan özlemini ve ulaşma istediğini de görüyorduk. Kardeşimle beraber kendi akrabalarımızdan başlayarak onlar gibi küçük üreticiler tarafından suni yemsiz, antibiyotiksiz, gezerek, yaylada otlayarak, doğal döngüsünde yetiştirilen hayvanlardan elde edilen ürünlerin benim gibi şehirde yaşayan doğru gıda kaynaklarına ulaşmakta zorlanan insanlara doğru şekilde ulaştıracak bir iş modeli kurguladık ve Nebyan Doğal’ı 2014 yılında hayata geçirdik.

MÜHENDİSTEN KASAP MI OLUR
Ne dedi çevrenizdekiler size?
“Endüstri mühendisi oldun, yurtdışında eğitim aldın, kasap mı olacaksın?” dediler. Zor oldu. İlk siparişlerimizi aile ve yakın dostlarımızdan aldık, kendi sürümüzün kuzularından hazırladık, işlettik, kardeşim İbrahim bizzat kendisi soğuk hava aracıyla teslimat yaptı. Hiçbir şey hiç kolay olmadı.

Endüstri mühendisi olmanızın artıları oldu mu?
İşimizin hayvancılık ayağından sonra büyük bir kısmı üretim, operasyon ve lojistik. Benim görevlerimden biri de bu süreçlerin düzgün ve verimli şekilde yürütülmesi. Dolayısıyla işimi tasarlarken çoğu adımında mühendislik düşünce yapısından faydalandım ve faydalanıyorum.

Sizce ülkemizde bu alandaki en büyük sorunlar neler, etlerde bile çok katkı var…
Tüketiciye Karadeniz yaylalarında 2000 metre yükseklikte ot yiyerek beslenmiş, oranın suyundan içmiş hayvanlardan elde edilen ürünleri internet üzerinden sipariş verip, en modern ve profesyonel işleme ve paketlemeyle, soğuk zincir bozulmadan evlerine teslim alma imkanını sunuyoruz. Ayrıca hiçbir katkı maddesi, koruyucu, renklendirici kullanmadan şarküteri ürünleri hazırlıyoruz. İstiyoruz ki insanlar Nebyan Doğal markasıyla aldıkları her ürünü güvenle, çocuklarıyla beraber tüketebileceklerini bilsinler. Sektörde haklısınız çok büyük sorunlar var.

Slow Food’un Balkanlarda yürüttüğü Essedra Projesi kapsamında koruma altına alınması gereken türlerden biri Karakaya koyunu. Bu proje nedir?
Essedra Balkanlar ve Türkiye’de yok olma riski altındaki küçük ölçekli gıda ürünlerini araştırıyor. Kayıt altına aldığı bu ürünlerin yok olma tehlikesi altında olduklarını duyurmaya, ayrıca insanları bu ürünleri talep edip satın alarak, üreticileri destekleyerek, kendi hikayelerini anlatarak, yok olma tehlikesi altındaki yabani türlerin korunmasına ve yeniden üreyebilmelerine imkan tanıyarak harekete geçmeye davet etmek amacıyla başlatılmış bir proje. Karayaka koyunu da Slow Food Türkiye tarafından bu listeye dahil edildi.

Doğal et büyük ihtiyaç. Siz kimlere ulaşabiliyorsunuz?
8 bin kişiye ulaştık web sitemizle. Doğal et ihtiyacı duyanlar bizi buluyor.

HAYVANCILIK BİLGİSİYLE TEKNOLOJİYİ BİRLEŞTİRECEĞİZ
Bu projenizin toplumsal kalkınma projesi olarak örneklenmesi mümkün mü?
Bizim kurduğumuz üretici birliği modeli ülkemizin pek çok bölgesinde ve pek çok tarımsal ürün için yapılabilir. Gerekli toprak, kültürel miras ve iş gücü bizde fazlasıyla mevcut. Üreticilerimizin denetimini yapan ekibimiz köylülere teknik olarak da destek oluyor. Tarım İlçe Müdürlükleriyle beraber çalışıyoruz. Üreticilerimizin tüm hayvanlarının kulak küpesiyle kayıt olmasını sağlıyoruz, bu da gıda güvenliği zincirinde izlenebilirlik için çok önemli. Kısa süre sonra hayata geçireceğimiz İbrahim’in çok önemsediğimiz bir projesi var. Fark ettik ki, bazı üreticiler, özellikle dağ köylerinde olanlar, yıllardır hayvancılıkla uğraşıyor ancak çok düşük verimlilikle çalışıyorlar. Verim alamadıkları için de elde ettikleri gelirleri çok sınırlı. Yakın zamanda 19 Mayıs Üniversitesi Veterinerlik fakültesiyle ortak hareket ederek en bakir dağlarımızda koyunculuk sürdüren yetiştiricilerimiz için bir proje başlatıyoruz. Onların atalarından aldıkları kadim hayvancılık bilgisiyle bilim ve teknolojiyi birleştireceğiz. Böylece doğru yöntemlerle yetiştiricilik yaparak, daha fazla gelir elde eden yetiştiricilerimiz bu işi sürdürmeye devam edecekler. Biz de onları üretici birliğimize dahil ederek destekleyeceğiz.

Hayvancılıkla uğraşan bir kadın olmak insanları şaşırtıyor mu?
Bu işin içinden gelen bir aileye mensup olduğum için bizim oralarda bu durum yadırganmıyor. Ancak ne yazık ki genelde asıl şaşıran bizim ne kadar titiz ve adil çalıştığımızı gören et sektöründen gelen çalışanlarımız oluyor.

Onları da kendi sistemimize adapte ediyoruz.

 

BAKMADAN GEÇME!