Deniz TÜRSEN - dtursen@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2017 10:21
Yaz sezonunda artık sona gelinmiş ve yıllık izin hakları yavaş yavaş tükenmişken, Kurban Bayramı tatilinin 10 güne çıkmasıyla çalışanları yeniden uzun bir tatil heyecanı sardı. Uzmanlara göre işe ara vermek bir ihtiyaç ve mutlaka izin kullanılmalı. Ancak, tatildeyken bile aklı işte olan ve bu nedenle strese girenler durup bir düşünmeli.
Türkiye’de 4857 sayılı İş Kanunu’na göre özel sektörde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere en az bir yıl çalışmış olan kişiler yıllık ücretli
izin hakkı kazanıyor. Hak edilen gün sayısı hizmet süresine göre değişiyor.
Bu süre, 1 - 5 yıl için en az 14 gün, 5 - 15 yıl için 20 gün, 15 yıl ve fazlası için ise 26 gün olarak belirlenmiş durumda. Yıllık izinlere ek olarak resmi tatiller de çalışanların daha çok tatil yapabilmelerine olanak sağlıyor. Son olarak, normalde 4 gün olan Kurban Bayramı tatili hafta içinde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında alınan kararla 10 güne uzatıldı. Bu karar sadece 657 sayılı kanuna tabii devlet memurları için geçerli olsa da özel şirket çalışanları da çoğunlukla bu tatillerden yararlanabiliyor. Çünkü özel şirketler de, dileyen çalışanların yıllık izin haklarından düşme koşuluyla, bayram tatilini 10 güne uzatmalarına izin veriyor.
BİLGİSAYAR OYUNU GİBİİzne çıkmanın amacı işi unutup zihni rahatlatmak. Ancak, tatile çıkıp aklı işyerinde kalanlar da az değil. Çünkü, bu kişiler tatile odaklanmak yerine izindeyken bile iş yerinde biriken işleri düşünüyorlar ve strese giriyorlar. Bu da izinden döndüklerinde kendilerini yeterince dinlenmiş hissedememelerine neden oluyor. Örgütsel psikolog Sibel Karamaraş, herkesin tatil zevkinin, rahatlama/enerji depolama kaynaklarının farklı olduğunu belirterek, izne çıkan çalışanlara tek tip bir önerinin yapılamayacağını savunuyor. Çoğu uzman insanlara tatile çıktıklarında işi unutmalarını önerse de bazı çalışanlar iş ve tatilin bir arada olmasından dolayı hoşnut olabiliyorlar. Öte yandan, işinden dolayı çok stresli olan bir insan, değil 3 hafta 3 ay bile tatil yapsa geri döndüğünde yine aynı stresi veya depresif belirtileri yaşıyor. Karamaraş’a göre bu bir bilgisayar oyunu gibi düşünülebilir. Oyunu kapattığınızda ve bir süre sonra tekrar açtığınızda kaldığınız yerden devam ediyorsunuz. Çalışanların üzerinde işten kaynaklanan bir stres olup olmadığını, bu stresin etkilerini, tatile çıktıklarında akıllarının hâlâ işte mi olduğunu yoksa gerçekten keyif aldıkları şeylere mi odaklandıklarını kendi kendilerine
düşünmeleri gerekiyor.
TATİLDE NE YAPMALI?
Uzmanlara göre çalışanların hem bedenen hem de ruh sağlığı açısından izin alıp ara vermesi bir ihtiyaç. Bu aranın çalışanların işe döndüklerinde daha motive ve verimli bir şekilde çalışmalarını sağladığı pek çok araştırma ile savunuluyor. Tabii, bu durum tatilin iyi bir şekilde değerlendirilmesi kaydıyla geçerli olabiliyor. Uzmanların bu konudaki önerileri şu şekilde:
- Çalışanların öncelikle şunu anlaması gerekiyor: Sırf onlar denizde yüzüyorlar ya da güneşleniyorlar diye çalıştıkları işyeri batmayacak. Yani, tatile odaklanmalılar.
- Mümkünse izne çıkmadan önce tüm projeler tamamlanmalı, yarım bırakılmamalı.
- Akıllı telefonlarda, tabletlerden, e-postaları kontrol etmekten mümkün olduğu kadar kaçınılması. Eğer mutlaka kontrol etmek gerekiyorsa da bunu sadece belli bir zaman diliminde yapmalı.
- Çalıştığınız sırada vakit bulamadığınız için yapamadığınız ama hep aklınızda olan aktivitelere odaklanın. Örneğin, görmek istediğiniz yerlere gidin.
VERİMLİLİK İÇİN FARKLI UYGULAMALARÇalışanların yıllık izin hakkı çoğunlukla 2-3 hafta civarında oluyor. Verimliliği arttırmak isteyen bazı firmalarda farklı sistemlere de rastlanabiliyor. Örneğin, Adobe, Netfilix ve Twitter’da “İstediğin zaman, istediğin kadar tatil” uygulaması mevcut. Bu sistemde yöneticinin onayını aldığı sürece bir çalışanın ne zaman ve ne kadar süre izne çıkacağının bir limiti yok. Ancak, kâğıt üzerinde çalışanlar adına çok ideal gözüken bu uygulama pratikte o kadar da düzgün işlemeyebiliyor. Çünkü, istediği kadar izin yapabilme hakkı olsa da, çalışanlar izin alırken üzerlerinde büyük baskı hissediyorlar. Bu uygulamayı bir süre kullanıp daha sonra vazgeçen Alman teknoloji firması Travis CI’nın CEO’su Mathias Meyer bu baskıyı şöyle anlatıyor: “Çalışanlar, limitsiz hakları olmalarına rağmen izin kullanmaktan kaçınıyorlardı. Çünkü, kimse en çok izne çıkan personel olarak görülmek istemiyordu. Bu da çalışanların az izin kullanıp ve mutsuz olmalarına neden oldu.”
Bir başka ilginç örnek de SimpliFlying isimli strateji danışmanlık firmasından. Bu şirkette personele çalıştıkları her 7 hafta için 1 hafta zorunlu izin veriliyor. Hatta, çalışanlar izinli oldukları hafta içinde şirketle bir şekilde iletişime geçerlerse cezalandırılıp maaşlarının o haftaya ait kısmını alamıyorlar. Yani, çalışanın kendini işyerinden tamamen soyutlaması isteniyor. Sistemde kimin ne zaman izinde olacağı biliniyor. Tüm işler buna göre ayarlanıyor. Ve böylece herkes aynı süre izin yapmış oluyor. Ancak, çalışanların geri bildirimleri doğrultusunda bu sistemde de bazı sorunlar bulunmuş. Örneğin, aynı projede yer alan kişilerin 1 haftalık tatilleri aynı haftaya veya arka arkaya geldiğinde, işler yavaşlamış. Bunun için aynı projede yer alan kişilerin zamanı gelse bile aynı haftada veya arka arkaya izin kullanmama kuralı getirilmiş. Aslında, bu sistemde sabbatical leave denilen ve kişinin kariyer molası vermesi anlamına gelen uygulamadan esinlenmiş. Sabbatical izin uygulamasında kişi çalıştığı her 7 yıl için 1 yıl tatil yapıyor.
Örgütsel psikolog Sibel Karamaraş, bir yanda sözleşmede izin günlerinin olduğunu belirten ama pratikte bir türlü kullandırtmayan, diğer yanda çalışana zorunlu olarak hepsini kullandırtan firmalar olduğunu belirtiyor. Herkesin farklı hayatı, farklı kişiliği, farklı çalışma düzeni olduğunu vurgulayan Karamaraş, “Bence esneklik önemli, robot olmadığımızı hatırlayıp mümkün olduğunca çalışana esnek alan oluşturan bir yapı daha iyi olabilir” diyor.
ÇALIŞANLARIN YILLIK İZİN HAKLARI
Çalışanların yıllık izinleriyle ilgili düzenlemeler 4857 sayılı İş Kanunu ile belirlenmiş durumda. Güngör & Yılmaz Hukuk Bürosu ortaklarından Av. Yavuz Güngör, YILLIK İZİN konusunda bu kanun ile çalışanlara tanınan hakları şöyle sıralıyor:
- Bir çalışan izin hakkının 10 gününü tek parça halinde kullanmalı. Kalan izin hakkını ise istediği gibi bölebiliyor.
- Kanun yıllık izni tam dinlenme süresi olarak kabul ediyor ve ulaşımı buna katmıyor. Öyle ki, 56. maddeye göre bir çalışan yıllık iznini bulunduğu yerden farklı bir şehirde geçirecekse, çalışanın talepte bulunması ve bunu belgelemesi halinde dört güne kadar ücretsiz yol izni alabilir. Üstelik bu yıllık ücretli izin süresinden düşülmez.
- Bir çalışan yıllık iznini kullanmadan önce bu döneme ilişkin ücretini izne başlamadan peşin olarak veya avans olarak alabilir. Örneğin, yıllık izninin 10 günlük kısmını kullanacak olan bir personel, maaşının 10 güne karşılık gelen kısmını izne çıkmadan talep edebilir.
- Yıllık izinler vazgeçilmez haklardır. Yani, bir işveren, çalışanına izne çıkmaması halinde bunun karşılığı olan tutarı ödemeyi teklif edemez. Bir çalışan da iş akdi devam ederken yıllık izin hakkını bırakıp işverenden bunu para olarak talep edemez.
- İşverenler çalışanları belli bir tarihte izin kullanma konusunda zorlayamazlar. Ancak, işverenlerin izinleri kullanabileceği dönemi belirleme hakkı var. Örneğin, “Tüm çalışanlar yıllık izinlerini sadece Nisan-Ekim arasındaki dönemde kullanabilirler” diyebilir. Ayrıca, çalışanların çoğunun tercih ettiği tarihler aynı günlerde yoğunlaşıyorsa, işlerin aksamaması bakımından işveren bazı çalışanları farklı tarihlere yönlendirebiliyor.
- İşverenler, önümüzdeki bayram tatilinde olduğu gibi arada kalan günlerde işyerlerini kapalı tutup çalışanlara izin verebilirler. Eğer, çalışanlar bu sürenin yıllık izin haklarından düşürülmesini istemezlerse 64. madde devreye girer. Bu maddede belirtilen kurala göre, yaptıkları izin karşılığında çalışanlardan 2 ay içerisinde telafi çalışması yapmaları talep edilebilir. Örneğin, mesai 8 saat ise, bir gün izinli sayılan bir çalışanın 2 ay içinde 8 saat telafi çalışması yapması gerekir.