Güncelleme Tarihi:
Bir varmış bir yokmuş, çoook uzak diyarlarda beyaz atlı bir prens varmış. Yüksek IQ’lu, hırslı, sert mizaçlı ve 7x24 çalışabilen bu prens dünyayı kurtarmak istiyormuş. Halkına ‘Sizi uzaya götüreceğim, artık evlerinizi neredeyse bedavaya ısıtacaksınız, arabalarınıza bir daha benzin almayacaksınız’ diyormuş. Halk beyaz atlı prense hayranmış, beyaz atlı prens ‘Sizi kurtarmak için çok paraya ihtiyacım var’ deyince halk cebindeki parayı gidip hemen vermiş. Yetmeyince yastık altındaki altınları bozdurup vermişler. O da yetmeyince altın dişlerini eritip onu da vermişler. Beyaz atlı prens paraları alıp ufka doğru kaybolurken ‘Merak etmeyin, sizi kurtaracağım, ama arada bana para göndermeyi ihmal etmeyin’ demiş.
Dünya beyaz atlı prensini buldu. Muhtemelen tahmin ettiğiniz gibi adı Elon Musk. SpaceX’le Mars’a gideceğiz, Solar City ile enerji ihtiyacımızı güneşten gidereceğiz, Tesla ile de benzine para vermeyeceğiz. Tek yapmanız gereken inanmak. Ve Tesla hisse senedi almak. Ve Tesla bonosu alıp Musk’ın projelerini finanse etmek.
Şimdi yanlış anlaşılma olmasın. Benim de şahsen hayranlıkla izlediğim, inovasyon diye anlatılan minik pazarlama oyunlarının ve uygulamalarının (bakınız dans eden sosisli sandviçler) yanında dünyayı değiştirecek fikirler geliştiren, vizyonuna bayıldığım bir iş adamı Elon Musk. Ama bu bazı konularda kritik düşünemeyiz anlamına gelmez. Buradan da gelelim yazının başlığına.
2016 yılında Tesla 7 milyar dolar ciro yapmış ve 773 milyon dolar zarar etmiş. Ford’un 2016 cirosu 152 milyar dolar (yazıyla yüz elli iki) ve net karı 4.6 milyar dolar. Kıyaslama diğer büyük araba şirketlerine baktığımızda da çok farklı değil. Örneğin Volkswagen 2016 cirosu 217 milyar dolar, karı 7 milyar doların üstünde (ki bu emisyon skandalı sonrası).
Tabii rakamların kimin tarafından söylendiği çok önemli. Beyaz atlı prens söylediğinde 76,230 araba 58 milyar dolarlık bir şirket oluşturabildiği halde, eski bir şirketin daha az karizmatik lideri 2,6 milyon araba sattık dediğinde bu 43 milyar dolarlık bir şirket değeri yaratabiliyor.
İtirazlar yükselmeden hemen ekleyeyim. Bir şirketin piyasa değerini belirleyen elbette gelecekte elde edeceği düşünülen toplam gelirin bugünkü yansımasıdır. Mevcut durumdan çok gelecekte ne olacağı daha önemlidir ve dolayısıyla geleceğe dönük beklentiler yönlendirir yatırımcıyı. Geleceğin yenilenebilir enerjide olduğu, sürücüsüz arabaların yakın gelecekte en azından bazı ülkelerde yollarda olacağı gibi gerçekleri düşündüğünüzde Musk’ın çizdiği resim çok heyecan verici. Ama sanki bazen fazla heyecan hayalleri anormal noktalara sürükleyebiliyor gibi. İlk sorgulanması gereken nokta sürekli üretim tarihi ve miktarı hedeflerini tutturmakta zorlanan Tesla’nın mevcut değerlemeyi haklı çıkaracak satış rakamlarına ulaşmasının ne zaman ve nasıl olacak meselesi. Diğeri de tabii Tesla ilerlerken rakip firmaların da boş durmayacağı gerçeği. Elektrikli ya da otonom araba konusunda tek çalışan firma Tesla değil tahmin edersiniz.
Yatırımcılar da bu konuda ikiye bölünmüş durumda. Görünen o ki Tesla ya çok uzun zamandır görülen en büyük yatırım felaketi olacak ya da beyaz atlı prensimiz hepimizi kurtaracak.