İhvan Partisi’nde çoğunluk

KADINLAR ve Hıristiyanlar üst düzey görevlerden uzaklaştırılsın.

Yasaları değiştirmek üzere, Ulema Komitesi kurulsun.

Alınan kararların ve uygulamanın, yaşama alanlarının tamamını içermesine dikkat edilsin.

Her karar ülkenin her tarafına, bütün cep telefonlarına bildirilsin. O kararlara göre, nasıl davranılacağı belirtilsin.

Ve daha da önemlisi:

"Her konuda çoğunluk sağlanmasına, kararları çoğunluğun vermesine mutlaka dikkat edilsin. Çoğunluk en büyük dayanaktır."

Ve daha da önemlisi:

"Geniş halk kitlelerine ulaşmak amacıyla, ilkelerimizi geçici olarak yumuşatabiliriz."

Madde madde sıralanıyor bu kurallar.

ÇOĞUNLUK FAZİLETİ

Kimin kuralları bunlar?

İhvan Partisi’nin, Mısır’da faaliyet gösteren ünlü Müslüman Kardeşler Partisi’nin kuralları. Dinci parti İhvan yeni bir program hazırlıyor. Yeni bir taslak, yeni ilkeler. 128 sayfa.

İhvan’ın bazı ilkeleri bize yabancı değil. Çok tanıdık. Bunlar arasında ikisi çok dikkat çekici.

"Çoğunluk en büyük dayanaktır". Son günlerde bizde sık kullanılan bir kavram. Madem çoğunluğum var, istediğimi yaparım, mantığı.

Ayrıca, çoğunluk her türlü eleştiriye karşı meşru savunma dayanağı.

Son günlerde birileri adım başında boşuna, çoğunluk diye tutturmuyor.

SIRA TAKIYYEDE

İhvan Partisi’nin diğer dikkat çeken kuralı, ilkeleri geçici olarak yumuşatmak.

Batı kavramıyla Makyavelist, dini deyimle takiyye, halkın diliyle, nabza göre şerbet. İlkeleri yumuşatmak, taraftar kazanmak, kimseyi ürkütmemek için.

Başkalarını ürkütmemek için ne yapmak gerek? Muhteşem demokrat nutuklar, inandığı ilkeleri geçici olarak askıya almış gibi görünmenin geçerli yolu.

Aklındaki düzen için, adım adım mevzi kazanmak, eleştirilere karşı çıkarken çoğunluk silahını kullanmak ve elbette takıyye.

İhvan, bu ilkeleriyle size neyi hatırlatıyor?

Türbandan, Necip Fazıl ortaklığına

SAKARYA Destanı şiirinden dizeler son bir kaç gün içinde en tepede atılan nutukların parçası. Necip Fazıl Kısakürek’ten alıntı, öz vatanım.

Abdullah Gül
ve Tayyip Erdoğan arka arkaya "burası öz vatanım" diyor. Burası hepimizin öz vatanı. Onların arka arkaya bu dizeyi kullanması bile, aralarındaki sakin dengenin uzantısı. Belki bu denge ilerde dehşet dengesine dönüşebilir, ama henüz erken.

Bu denge varken, Abdullah Gül’ün turbanla ilgili Anayasa değişikliğini geri çevirmesi gibi bir olasılık, hemen hemen imkansız. Bu birilerinin yaydığı boş ve geçersiz bir söylenti. Gül’e toplumsal meşruiyet kazandırma çabası.

Eşinin türbanı nedeniyle devletle mahkemelik olmuş, bununla yetinmemiş, soluğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde almış birinin, şimdi en yüksek makamda, bu fırsatı kaçırması mümkün mü?

Varlığına, inançlarına, yaşam tarzına ve AKP tabanına ters.
Yazarın Tüm Yazıları