Hürriyet’te ‘Yorum Editörlüğü’ başlıyor

Güncelleme Tarihi:

Hürriyet’te ‘Yorum Editörlüğü’ başlıyor
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2010 11:48

GAZETENİZ Hürriyet, bir yeniliğe imza atıyor. Okur Temsilciliği’nin ardından şimdi de “Yorum Editörlüğü” uygulaması başlıyor. Bu görevi, Hürriyet’in Yayın Danışmanı ve yazar Doğan Hızlan üstleniyor.

Haberin Devamı

Hızlan, yazarların yazılarını yayınlanmadan önce okuyarak, Doğan Yayın Holding Yayın İlkeleri açısından inceleyecek. İlkelere aykırılık görmesi halinde uyaracak. Hızlan, yeni görevinin çerçevesini şöyle çiziyor: “Burada amaç, DYH Yayın İlkeleri’nin uygulanması konusunda yazar arkadaşlara yardımcı olmak. Çünkü günlük hız, günlük ritim içinde ilkeler bazen gözden kaçar, ilkeler her zaman masa üstünde tutulmaz. Benim de görevim yazarlara, yazar arkadaşları ve Yayın Danışmanı olarak ilkeleri hatırlatmak olacak. Burada yazarların görüşleri, inançları, düşünceleri açısından bir denetim asla söz konusu olmayacak. Sadece Yayın İlkeleri ile yazılar arasında uyumu sağlamaya çalışacağız.” Hızlan’ın da vurguladığı gibi, yazarların özgürce yazmasının önüne engel koymamak ve içerik denetimini akıldan bile geçirmemek gazetecilik açısından hayati önem taşıyor. Fikir özgürlüğü yazarlığın (ve tabii gazeteciliğin) olmazsa olmazlarından biri.
Ancak yazarların, haberlerde olduğu gibi gazetecilik ilkelerine uymaları da son derece önemli. Okur Temsilciliği’ne başlarken yazarların da gazetecilik temel ilkelerinden bağımsız olmadıklarının altını çizmiştim. Şimdi Hürriyet, çeşitli vesilelerle gündeme gelen bu konuda cesur bir adım atıyor. Titiz bir işçilik gerektiren böylesi bir göreve Doğan Hızlan gibi mesleğimizin anıt isimlerinden birini atayarak da “Yorum Editörlüğü”ne verdiği önemi gösteriyor.
“Yorum Editorlüğü” adı verilen bu görev, Batı basınında “Opinion Editor” adıyla hemen her gazetede bulunuyor. Tabii orada daha çok uzman yazarların yazıları söz konusu olduğu için bu editörlerin görevi ağırlıklı olarak, görüş sayfalarına girecek yazıların bulunması, yazıların sayfaya konulması. Hürriyet ise bu editörlüğe Türkiye’deki gazeteciliğin koşullarına özgü yeni bir misyon yüklüyor.

Haberin Devamı

Gül’ün oğlu rekor mu kırdı?

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün oğlu Mehmet Emre Gül’ün “SAT sınavında 800 üzerinden 800 puan alarak Harvard Üniversitesi’ne girdiği” yolundaki haber, okurların tepkilerine neden oldu. 29 Haziran’da yayımlanan bu haber, “Mehmet Emre rekor puanla Harvard’da” başlığını taşıyordu. Okurlarımızdan Gökay Huz, haberi eleştirirken “Öncelikle Emre Gül’ün 800 puan aldığı bölüm SAT sınavının sadece matematik bölümü, sözel ya da yazılı kısmı değil” hatırlatmasında bulunuyordu. Huz, sınavı yapan American College Board’un verilerine göre 2009’da 10.052 kişinin matematik bölümünde 800 puan aldığını belirterek, “Yani bu kadar kişi kırılması çok zor rekorlara imza atmış” diyordu. Metin Alkoçlar ise Türkiye’den birçok öğrencinin her yıl 800 tam puan aldığını vurguluyordu:
“Bu okullara girmek için SAT’tan iyi not almak gerek ama esas olan lise notlarınız, sosyal aktiviteleriniz ve okulunuzun yeri. Harvard genellikle siyasilerin çocuklarına öncelik tanıyor. Araştırırsanız Türkiye’den birçok öğrencinin tam puan aldığını göreceksiniz. Kızımın da SAT matematik notu 800 ve Harvard’la beraber birinciliği paylaşan Princeton’da okuyor.”
Erkan Dokumacı da benzer noktalara işaret ederken, Mehmet Emre’nin SAT sınavının sözel (verbal) bölümünden ve ÖSYM sınavından kaç puan aldığını soruyordu. Dokumacı, ayrıca “Neden Cumhurbaşkanı’nın oğlu Türkiye’nin en iyi üniversitelerini tercih etmiyor” diye de soruyordu. Emre Gül’ün Türkiye yerine ABD’de okumayı tercih etmesi diğer gazetelerde de hayli tartışıldı. İşin o tarafına girmeyeceğim. Okur Temsilcisi olarak haberin verilişiyle ilgiliyim. Okurların habere dönük eleştirilerinde haklı olduğu noktalar var. Bir kere Emre Gül’ün sınav başarısının gerçek boyutlarını öğrenebilmek açısından sınavın matematik bölümü dışındaki bölümlerinde aldığı puanları da bilmek gerekiyor. Haberde bu unsurlar eksik.
Fakat asıl sorun, Emre Gül’ün “rekor kırdığı”nın yazılmasında. Ortada bir başarı olduğu kesin ama bunu rekor olarak tanımlamak abartılı olmuş. Hatırlarsınız Akşam’da Oray Eğin yazmıştı, Deniz Baykal’ın torunu Mehmet Erkılıç da bu sınavda 800 tam puan alarak Kolombiya Üniversitesi’ne girmişti. O da öyle, bu başarıyı gösteren çok sayıda genç gibi başarı göstermişti fakat rekor değildi.

Haberin Devamı

Yine bir ilk hatası

2 TEMMUZ 1993’te Sivas’ta katliama kurban giden 37 aydının anılması haberinde yine bir “ilk” hatası vardı. Haberde, Devlet Bakanı Faruk Çelik’in törenlere katılmasına atıfla, “...37 kişi dün ilk kez devlet yetkililerinin katılımıyla anıldı” deniyordu. Okurumuz İlker Taşkın uyardı. Sivas’ta 2 Temmuz 1994’te yapılan törenlere Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın ve dönemin bakanları Mehmet Moğultay, Seyfi Oktay, Tahir Köse ile Abdülkadir Ateş katılmışlardı. Daha önce de söyledim, tarihi bugünden başlatma yanılgısına düşmeyelim. İlk demeden önce dönüp geçmişe bir bakalım.

At yarışlarının meraklısı çok

OKURLARDAN Nazif Çanakçılı, at yarışlarıyla ilgili sayfanın müdavimlerinden. “Nilüfer çizgi romanının yayınlandığı tarihten beri Hürriyet okuru olduğunu” vurgulayan Çanakçılı, at yarışları sayfasındaki düzensizlikten yakınıyor. Bu eleştiriyi, At Yarışı Editörü Zeki Hızdil’e sordum, o da okura hak verdi. Her gün Türkiye’nin çeşitli kentlerinde at yarışları olduğuna, yarışları binlerce insanın izlediğine dikkat çekti. Hızdil, sayfayla ilgili olarak da şu bilgiyi verdi:
“At yarışları pazartesi, salı ve pazar günleri tek şehirde, diğer günler iki şehirde yapılmaktadır. Hürriyet Gazetesi olarak at yarışlarını tek günlerde 9x26 cm, çift günlerde 9x26 cm ve 4x26 cm olarak veriyorduk. Ben yine aynı sistemde at yarışları sayfaları hazırlıyorum. Ancak bazı günler yayımlanırken eksik çıkıyor.” Bu durumda okur haklı. At yarışı sayfalarında bir standart olması, okurun o sayfada ne bulacağını bilmesi gerekli. Zaten spor bölümü de bu sorunun farkında ve çözüm geliştirebilmek için Türkiye Jokey Kulübü ile görüşmeleri sürdürüyor.

Haberin Devamı

Okurdan kısa kısa

- Neyzar Mete: 28 Haziran’da Türkiye-Yunanistan voleybol maçının “Komşuya ikinci tokat” başlığıyla verilmesini kınıyorum. Provokatif başlık atmanın Türk-Yunan dostluk çabalarına zarar getireceği düşünülemedi mi acaba?
- Bahadır Tüter: Dağlıca Tabur Komutanı olan Albay Onur Dirik’e verilen hapis cezası neden sadece bazı medya organlarında yer aldı da Hürriyet’te yer almadı? Haber değeri taşımıyor mu?
- Abdürrahim Karan: 3 Temmuz’da çıkan SETA Genel Koordinatörü Taha Özden ile söyleşide “thing tang” yazılmıştı. SETA’nın bir düşünce kuruluşu olduğunu ifade etmek için yazılan İngilizce bu sözcüklerin doğrusu “think tank”.
- Ertan R. Telhan: “Otoyollarda hız sınırı artırıldı” başlığı ile verdiğiniz haberin içeriğinde duble yollarda hız sınırının artırıldığı (90’dan 100 kilometre/saate çıkarıldı), otoyollarda ise aynı kaldığı (120 km/sa) yazılmış. Başlığınız ile içerik aynı değil.

Haberin Devamı

DÜZELTME

“1 Temmuz tarihinde Dünya sayfasında yayınlanan ‘Erdoğan’a ayakkabı atan Suriyeliye 3 yıl hapis’ başlıklı haberde ‘Kürt asıllı’ ifadesindeki ‘K’ harfi teknik bir hatadan ötürü düşmüştür. Düzeltir, özür dileriz.” Nilgün T. Gümüş (Dış Haberler Müdürü)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!