Hulki İlgün: Davran bakalım Celil

Güncelleme Tarihi:

Hulki İlgün: Davran bakalım Celil
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2001 00:00

Hulki İLGÜN
Haberin Devamı

Faks İstanbul Maltepe'den Davut Hoşgör'den geliyor. ‘‘Fenerbahçe'nin son yıllardaki en şanssız transferlerinden biri Samsun'lu Celil. Fener'e daha adımını attı, sakatlandı. Böylece sol kanadımız sadece Abdullah'a kalıp, uzun süre aksadı. Sol ayaklı Baliç, Revivo ve Rapaiç zaman zaman o boşluğu doldurmaya çalıştılar ama gerçek sol açık olmadıkları için, şu ana kadar yine de iyi idare ettiler. Şimdilerde Celil'in iyileşip antrenmalara başladığını duyduk. Bu nedenle de Celil'imize (Davran Bakalım, bize borcunu öde) diyoruz. Haksız mıyız abicim’’

Hem de yerden göğe haklısınız. Ben de Celil'i severim ve bu borcunu en kısa sürede önce hocası Denizli'nin gözüne, daha sonra da takımın 11'ine girip, ödeyeceğine inanıyorum.

KARATAY NOUMA

Benim yakıştırmamla, ‘‘KARA TAY’’ Nouma gerçekten Türkiye'ye gelmiş en iyi yabancı futbolculardan biri. Attığı goller ve oynadığı futbol kalitesiyle bunu belgeledi.

Gel gelelim, adam iki ruhlu gibi. Sağı solu hiç belli olmuyor. En ufak bir terslikte nişadır sürülmüş gibi, tut tutabilirsen Kara Tay'ı bakalım.

Taraftarlarda çok endişeli. İstanbul Yeşilköy'den Zeynep ve Alican Tatar kardeşler ‘‘Bu adam bizi yakacak. Futboluna sözümüz yok, ama nasırına basan, kıçına tekmeyi yiyor. Ondan sonra gelsin bakalım cezalar. Sonunda acısını Beşiktaş'ımız çekiyor. Allah aşkına söyleyin şuna. Aklını başına alsın kerata’’

Dileğinizi Nouma ve yöneticilere aynen iletiyorum. Sonucunu bende sizler gibi endişeyle izliyorum.

FATİH TERİM TURİZM ELÇİSİ

Fatih Terim'in İtalya futbolunda bir bomba gibi patlaması, 65 milyon Türk insanına da büyük keyifler yaşatıyor.

Dolayısıyla Galatasaray'lısı, Fener'lisi, Beşiktaş'lısı derken tüm takım taraftarlarından da sevgi, takdir ve teşekkür dolu telefonlar, fakslar yağıyor.

İçlerinden en güzellerinden biri de, Almanya Münih'ten Zafer Er ve arkadaşlarından geliyor.

Satırlar aynen şöyle ‘‘Fatih Terim'in İtalya'da gösterdiği başarı, yalnız çizme de değil, Almanya'da da çeşitli gazete ve dergilerde, hatta TV programlarına konu oluyor. Acaba sportif açıdan oluşan bu gelişmeler, devletimizin de katkısıyla bulunacak herhangi bir espri ya da anonsla, Fatih tarafından yazılı ve görüntülü medyada kullanılsa, Avrupa insanlarına turizm açısından yurdumuza bir katkı sağlamaz mı? Kısaca Fatih Terim, Türkiye adına hem değerli bir teknik direktör, hem de turizm elçimiz olur. Ne dersiniz?’’

Tek kelimeyle ‘‘Şahane olur’’ derim. Bu konudaki gelişmeleri de sizler gibi, heyecanla beklerim.

İLGİNÇ ÖNERİ

Ligde 2. yarının hazırlıkları sürerken, taşralı çeşitli kulüplere mensup taraftarlardan ilginç teklifler geliyor.

Aralarında en çok dikkatimi çeken, Sinop'lu Hasan Çelik'in satırları.

‘‘Hulki bey. Türkiye'mizde yaklaşık 100 yıldır futbol maçları oynanıyor. Bu süre içinde daima 30-35 civarında olan iller, sportif açıdan bu nimetten istifade ediyorlar. Şöyle Edirne'den Ağrı'ya, Sinop'tan Hatay'a kadar yurdumuzu göz önüne getirin. Başta Sinop'umuz olmak üzere 40-50 civarında ilimiz, maalesef bu güzelliklerden nasibini alamıyor. Tesis ve maddi olanaklarımız da buna uygun değil, olacağı da yok. Öte yanda Federasyon ve kulüpler müşterek bir havuza sahip. Bütün gelirler burada toplanıyor. Acaba her yıl yapılan yarışmaların dışında, bizim gibi mahrum illerden bir tanesi kura ile otomatik olarak her yıl 1.Lig'e iştirak etse ne olur. Yeneriz yeniliriz hiçbir şey fark etmez. Ama bugüne kadar şöhretli takımları ve oyuncularını ancak medyada gören insanlarımız, hem manevi özlemlerini giderir, hem de sporun nimetlerinden yoksun illerimize gelecek için tesis ve maddi olanaklar sağlanmış olur. Ne dersin abicim’’

Öncelikle samimi duygularını kutlarım. Olay tabii anlattığın kadarıyla şipşak olacak bir olgu değil. Ama neden olmasın. İlgililer azıcık kafayı yorsa, herhalde bir çıkış yolu bulurlar. İnşallah olur.

HAKAN BEDAVA MI GİTTİ?

Faks, Adana'dan Galatasaray'lı Tarık Şenusta'dan geliyor. ‘‘Hakan Şükür'ümüz yıllar boyu, hem Galatasaray'ına, hem de Milli Takım'a büyük katkılar sağladı. Şimdilerde sisli bir transfer olayıyla İnter'de top koşturuyor. Koşturmak ne kelime, ülkemiz adına da trilyonlarla yapılamayacak bir reklamında kahramanı oluyor. Avrupa medyasında her gün (Turko Hakan Şükür) manşeti elden ele, dilden dile dolaşıyor. Milan'a attığı son şahane golde, dillere destan. Buraya kadar herşey iyi hoş da, aslanımızın transfer rakkamı daha belli olmamış. Öğrendiğimize göre, zamanında 10 milyon doları kabul etmeyen Galatasaray yönetimi son çıkan (Monti Kanunu'na göre) FİFA'nın belirleyeceği bir rakkamı kabul edecekmiş. Bu da tahminen 3-4 milyon dolar olacakmış. Yazık günah değil mi? Bu paraya Hakan gibi evladımıza nasıl değer biçilir. Kimler onu bu rakkamı gözden çıkarır. Ondan sonra da Avrupa'lara, Amerika'lara trilyonlar dökerek adam ararız. Bu ne duyarsızlıktır beyefendi?’’

Dur bakalım aslanım. Öyle birden bire celallenme. Hakan artık dünya piyasasının malı. FİFA'da herhalde ona 3-5 kuruş değer biçmeyecek. Bekleyelim görelim. Ben Hakan'la ister Cimbom'da, ister İnter'de, nerde olursa olsun, tek kelimeyle iftihar ediyorum. Sizler de bana uyun.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!