Holografik evren tasarımı

Holografik evren tasarımı denildiği zaman içimde bir şeyler harekete geçti. Zihnim uyandı, enerjim yükseldi ve son derece heyecanlandım.

Zaten konu tasarımla ilgili olduğu zaman bana bir şeyler oluyor. Tasarlamak, yaratmak demek ve bir şey tasarlamanız gerektiği zaman yaratıcı enerjinizi harekete geçirmek zorundasınız. İşte, beni heyecanlandıran taraf da işin bu kısmı! Üstelik tasarlanacak olan 'evren' ise, duygularınızın boyutu da buna uygun olarak genişliyor. Neler anlattığımı hala anlamamış olabilirsiniz. En iyisi ben 'hologram'ın ne olduğunu anlatarak başlıyım. Hologram sözcüğü Yunanca'dan geliyor. Tam kayıt veya eksiksiz mesaj anlamına gelen bu kelimenin kendisi insanı çarpmak için yeterli. Evet tam kayıt, derken karşınızdaki herhangi bir objenin fotoğrafını çekiyorsunuz. Video kayıt yapar gibi hologram cihazı ile kaydediyorsunuz. Fakat bu işlem ne fotoğraf çekmeye, ne de video kayıt yapmaya benzemiyor. Çok daha farklı bir teknik uygulanıyor. Fakat amaç aynı.

Karşınızdaki herhangi bir objenin görüntüsünü aynen kaydediyorsunuz. Ancak aldığınız sonuç fotoğraftan, filmden ve video cihazından farklı. Bu sıraladığım cihazlar kaydettiğiniz objelerin görüntüsünü iki boyutlu olarak size geri yansıtırken, hologram cihazı görüntüyü üç boyutlu olarak karşınızda gösteriyor. Müthiş, değil mi?

Mesela çok güzel bir mankeni hologram tekniği ile çekiyorsunuz. Sonra kimseye bir şey söylemiyor ve evinizin salonuna cihazınızı yerleştiriyorsunuz. Ardından dostlarınızı evinize davet ediyorsunuz ve aniden cihazı çalıştırıyorsunuz.

O da ne! Salonun ortasında birden bire manken beliriyor. Tıpkı bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi...

Önceki yazılarımdan birinde bilim kurgu filmlerinde ve romanlarında anlatılan pek fenomeni şu anda çok doğalmış gibi yaşıyor olduğumuzu anlatmıştım. Mesela kendi kendine açılıp kapanan kapılar, uzaktan kumandalar, cep telefonları... Şimdi de üç boyutlu resimler. Aslında hologram tekniği bugünün konusu değil. Üstelik 'Arıtan Yayınevi'nin sahibi Aydın Arıtan bundan on yedi yıl önce 1984 senesinde Tübitak'ın yayınladığı Bilim Teknik Dergisi'nde 'Beyin ve hologram' başlıklı bir yazı yayınlayarak bizleri bilgilendirmişti. Anlayacağınız o zamanlardan beri bilinen bir teknik. Fakat, asıl önemli olan tekniğin felsefi açılımı. İşte bu nokta hologram tekniğiyle birlikte evrenin bütünselliği gündeme geliyor. Daha doğrusu bu teknik bize binlerce yıldır metafizik olarak bildiğimiz 'birlik, teklik' olgusuna götürüyor. Mistiklerin 'bir olmak'tan neyi kastettiğini bize anlatıyor. Her şeyin bilgisinin her şeyde olduğu, felsefisini kanıtlar gibi karşımızda duruyor. Çünkü hologram tekniği ile kayıt yaptığınız zaman karşınızdaki objenin görüntüsü plakaya görüntünün oluşturduğu frekansları kaydetmek şeklinde yapılıyor. Böylece plakadan görüntüyü geri yansıttığınız zaman üç boyutlu olarak objenizi karşınızda görebiliyorsunuz. Fakat bu tekniğin daha da ilginç tarafı plakanın ucundan, kıyısından küçük bir parçayı kopartıp yansıttığınız zaman çektiğiniz objenin o noktaya denk gelen küçük bir bölümünü değil, yine tamamını üç boyutlu olarak görüyorsunuz.

İşte bu tekniğin en ilginç ve şaşırtıcı tarafı burada. Bütünün bilgisi en küçük parçada da mevcut. Bunun nasıl olduğunu ise Aydın Arıtan yarın yani Pazar günü saat 17'de Altın Işık Astroloji ve Bilimsel Araştırmalar Derneğine gelip anlatacak. Merak edenler 0216 302 33 37 telefondan bilgilenebilirler. Doğrusu Aydın’ın holografik evren tasarımını nasıl yapacağını çok merak eodiyorum, Yasemin'ce...
Yazarın Tüm Yazıları