Hırsızlık omerta ile aynı

ŞAKASI yok, konuştun mu, omerta işliyor. Yani, ölüm. Mafyadaki kural.

Mafyanın Amerika’yı kasıp kavurduğu dönemde, mafya ile mücadele için, mafya üyelerinin konuşturulması gerekiyor. Ama içlerinden biri konuşursa, omertayı, suskunluk kuralını çiğnemiş oluyor. Sonuç, köşe başında ya da arabadan inerken, başına bir kaç kurşun.

Adamı konuşturmak, aynı zamanda ölümden kurtarmak üzere, Amerika Tanık Koruma Yasası çıkartıyor. Konuşması karşılığında, sesi dahil fiziki kimlik ameliyatla değişiyor, sosyal kimlik ortadan kaldırılıyor, kısaca, eskisi gidiyor, yerine yeni bir insan geliyor.

Terörle mücadele kapsamında şimdi AKP böyle bir yasa çıkartıyor. Biri terör örgütünden ayrılmış, konuşmak istiyor, ama konuşmaktan korkuyor. Yasa o kişiyi korumak amacıyla çıkıyor.

Doğru bir karar.

98 SUÇ TİPİ

Ancak, kapsamı öyle geniş ki, insanın midesi bulanıyor.

Cezası iki yılı aşan adi suçlar da bu yasa kapsamında. Örneğin, hırsızlık, apartmanda kavga, hatta trafik kazası suçları Tanık Koruma Yasası kapsamına giriyor.

Yasanın bu biçimde çıkmasını engellemek üzere, CHP Mersin milletvekili İsa Gök Meclis’teki görüşmelerde canını dişine takıyor, ama nafile. Eski baro başkanı olan Gök’ün Meclis tutanaklarına göre, çeşitli itirazları arasında şu da var:

"Bu yasa, 98 ayrı suç tipine uygulanabiliyor, adi suçlar dahil."

Görüşmeler sırasında, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin bunu doğruluyor:

"Evet, yasa hem terör, hem örgütlü suçlar, hem de adi suçlar için geçerlidir."

Adi suçlarda tanıklar neden korunuyor? Bu soruluyor, ama yanıtı yok. Terörle mücadele için getirilen doğru bir yasa, neden böyle eğri hale getiriliyor?

TANIK KORUMA KURULU

Ayrıca, Tanık Koruma Kurulu’nun oluşumu.

On bir kişilik kurulda sadece üç savcı ve yargıç var, gerisi bürokrat. Emniyet, jandarma, sahil koruma, gümrük muhafaza gibi. Örneğin, tanığı korumak için ameliyat gerek, parayı Maliye verecek. Ama, Maliye’den de kimse yok.

Kurul, Adalet Bakanlığına bağlı olması gerekirken, İçişleri Bakanlığına bağlanıyor. Yasa tanığı koruyor, ancak bu haliyle idareye olağanüstü yetkiler veriyor. Bir kaç adım ötesi, polis devleti eşiği.

Abartılan yetki dramatik olaylara yol açıyor.

İZMİR’DEKİ KURŞUN

Örneği var. İzmir’de polis kurşunuyla ölen Baran Tursun olayı. Gerisini İsa Gök’ün Meclis tutanaklarından okumak gerek:

"İzmir’de başından vurulan çocuk olayında. Kolluk kuvvetlerine verilen yetki abartılı bir yetki. Haziran’da direkt silah kullanma yetkisi verdik ve bu Meclis’ten tartışılmadan geçti, farkına varılmadan geçti. Aynı mantıkla şimdi tanık koruma yasası huzurlarınızda."

Silah kullanma yetkisi farkına varılmadan geçiyor. O sırada seçim telaşı var. Ama, şimdi öyle bir telaş yok. Üstelik, şimdi herkes farkında.

Hangi adi suçlarda, tanıklık üzerinden kimlerin korunması söz konusu? İlerde çok baş ağrıtabilecek bir yasa. Bu kapsama giren her olayın polisiye dizisine dönmesi işten değil.
Yazarın Tüm Yazıları