Hazin yolculuk

BİR zamanlar işçi dostu. O kadar işçi dostu ki, bir zamanlar hatta grev gözcüsü. Çok eski yıllarda.

Hazin yolculuk
Son günlere denk düşen en flaş fotoğraflardan biri. 1988’de Darphane işçileri greve gidiyor. Tayyip Erdoğan o sırada RP İstanbul İl Başkanı. Greve çıkan işçilere destek olmak amacıyla, Erdoğan grev gözcüsü gömleği giyiyor, onlarla fotoğraf çektiriyor.

Erdoğan ayaktakımı arasında, ayaklarla omuz omuza. Makul, çünkü RP o sırada muhalefette. Makul, çünkü işçi üzerinden siyaset prim yapan malzeme.

Erdoğan’ın 1988 Darphane’den 2008 Taksim’e giden yolculuğu yükselişin ve bitişin hazin öyküsü. 1 Mayıs’ta polis copları insanlara insafsızca inip kalkarken, kin ve öfke kusarken, TV’de o manzaraları izleyen Tayyip Erdoğan’ın ruh hali meraka değer.

1988’deki o fotoğraf ile 2008 Taksim fotoğrafları şimdi yan yana. Film şeridi gibi, karşınıza çöküşün serüveni çıkıyor.

ÜSKÜL’ÜN KOMİSYONU

Bu arada bir komisyonu arıyorum. TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nu.

Kamuoyunun ilgisini çeken bir olayda, komisyon hemen ortaya çıkıyor, TV’ler, fotoğraflar, demeçler, komisyon görev başında, misyon yerinde.

Aynı komisyon şimdi nerede? Eski sosyal demokrat, şimdi AKP milletvekili, bu komisyonun başkanı Zafer Üskül’ün aklına bir zahmet, İstanbul’da işçi ve vali ve polisle görüşmek geliyor mu acaba?

Yere düşen kadının kafasınca zalimce tekme atan polisin peşine düşmek mesela? Ya da copla gazeteci kolu kıran polisi bulmak? Suçu evinin önünde olayları izlemek olan bir genci yerlerde sürükleyenleri sorgulamak?

Tek tek bu olaylar ve işçilere saldırının tamamı insan hakları ihlali kapsamında mı, değil mi? Yoksa, bu işler bizde böyle, deyip geçiştirmek kolaylığı mı?

İstanbul ve Ankara savaş alanı gibi, İnsan Hakları Komisyonu’ndan çıt yok.

Bu da, bir başka hazin yolculuk.

Ertuğrul Günay ve aynası

MECLİS’te tartışma. Kültür Bakanlığı’nın bir soru önergesini geçiştirdiği iddiasıyla ilgili tartışma. CHP’liler ile eski CHP’li, şimdi AKP’li Kültür Bakanı Ertuğrul Günay arasında.

Eleştirileri Günay yanıtlıyor:

"Aynaya bakın".

Türkiye garip bir ülke. Aynaya asıl bakması gerekenler bakmıyor, hatta başkalarına aynaya bakmayı tavsiye ediyor. Oysa, kendileri aynaya bakmayı çoktan unutuyor. Baksalar, kendilerini mi görecekler yoksa başka birini mi? Geçmiş yıllarını mı, bugünlerini mi? Bakınca, aynaya kızacaklar mı?

Eski bir öykünün başlığı, "aynaya kızılmaz". Günay’a bu öyküyü tavsiye ediyorum. Ne de olsa, Kültür Bakanı, bilmesi gerek.
Yazarın Tüm Yazıları