Haydi koçum edebiyatıyla motivasyon olmaz

Güncelleme Tarihi:

Haydi koçum edebiyatıyla motivasyon olmaz
Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 2003 21:07

Milli takımın ve Galatasaray'ın başarıya giden yolda spor psikologlarından ve mentorlardan yararlandığı konuşuluyor. Fenerbahçe ve Gençlerbirliği gibi büyük takımlar da bu akımı izliyor. Buna karşılık spor psikolojisi pek bilinmiyor. Akademisyen Erkut Konter dünyada bu konudaki çalışmaların tarihi seyrini anlattı.

Sporun profesyonelleşmesiyle birlikte spor psikolojisi terimine daha sık rastlanıyor. Psikoloji spora neden gereklidir?

- Genel olarak sporda ve özel olarak futbolda performansın fiziksel, teknik, taktik ve psikolojik hazırlığa bağlı olduğu söylenir. Antrenörlerin çoğu fiziksel, teknik ve taktik hazırlık konularında nelerin yapılacağını bilebilir. Ama psikoloik hazırlıkta nelerin yapılması gerektiği çok açık değildir. Örneğin futbolda fiziksel hazırlık deyince süratin, dayanıklılığın, kuvvetin, esnekliğin geliştirilmesini anlıyoruz. Psikolojik hazırlık dediğimizde neyi anlayacağız? Stresle başa çıkma, kendine güven, motivasyon, konsantrasyon, dikkat, gevşeme, olumlu düşünce kontrolleri. İletişim de psikolojik hazırlığı gerektiren konulardır.

Bir antrenör bu alanlardan üçüne hakim. Ama dördüncüsü için dışarıdan desteğe ihtiyacı var değil mi?

- Hatırlarsınız eskiden kaleci antrenörü, kondisyoner, spor hekimleri futbolun içinde yoktu. Şimdi bunların dışında maç analizcileri, performans analizcileri işin içine girmeye başladı. Futbol takımlarının futbolda uzmanlaşmış ve spor psikolojisinde ciddi eğitim öğretim görmüş uzmanlarla çalışması lazım. Örneğin bugün turizmde yüksek lisans ve yönetim organizasyonu doktorası yapmış birisi psikolojik danışman diye ortaya çıkabiliyor. Milli takımlara ve Galatasaray'a kadar gidebiliyor, hatta şu anda Fenerbahçe'ye bile yardımda bulunabiliyor. Bu boşluğu denetleyebilecek mekanizmalar yok. Futbol Türkiye'de çok büyük paranın dolaştığı bir alan. Ve bu alana herkes bir şekilde girip para kazanabiliyor.

Spor psikolojisi alanında uzmanlaşmamış bir kişi bir futbol takımına gerçekten katkı sağlayabilir mi?

- Tabii, bu işin eğitimini gerçek anlamda almış biriyle almamış birisi arasında fark olacaktır.

Psikolojinin futbola katkısı ne düzeydedir?

- Araştırmalar genel olarak bu katkının yüzde 30 olduğunu söyler. Durum ve koşullara göre bunun yüzde 90'lara kadar çıkabilir. Yüzde yarımın bile önemli olduğu bir alanda bu önemli bir oran.

ABD'deki gelişmeleri yakından izliyorsunuz. Spor kulüpleri ne zamandan beri spor psikologlarından yardım alıyorlar?

- Takımların spor psikologlarından ilk yardım alması 1938 yılına rastlıyor. İkinci Dünya Savaşı'yla bir durgunluk yaşanıyor. 1960'larda tekrar canlanıyor. Spor psikolojisinin babası diye bilinen Coleman Griffith'e 1938'de Chicago Cubs beyzbol takımı teklifte bulunuyor. Bunu başlangıç noktası kabul edebiliriz. 1960'larda uygulamalı spor psikolojinin babası diye bilinen Bruce Ogilvie problemli sporcular ve bunlarla başa çıkma yollarıyla ilgili ilk kitabını yayımladı. Ve takımlarda bu çalışmayı ilk başlatan kişi olarak tanınıyor.

Uygulamalı spor psikolojisine geçilmesi bu işin daha ciddiye alındığını mı gösteriyor?

- 1960'lardan başlayarak bu işin yaygınlaştığını söyleyebiliriz. ABD'de 1984'ten sonra olimpik dallarda tüm sporcular klinik ve eğitim spor psikoloğu ile çalışıyor. Eğitim spor psikologları aynen antrenörler gibi sporculara stresle başa çıkma, motivasyon, kendine güven, hedef belirleme gibi psikolojik becerileri öğretirler. Klinik spor psikologları ise sporcuların depresyona girdiği, kişilik bozuklukları gösterdiği, alkol, doping ve cinsellikle ilgili problemler yaşadığı çok önemli klinik durumlarda devreye giriyor.

Spor psikoloğunun katkısı nasıl bir vadede ortaya çıkar?

- Araştırmalar dört ay ile iki yıllık bir sürenin gerekli olduğunu söylüyor. Ama daha uzun süreler daha yararlı sonuçlar verebiliyor.

AŞIRI PERFORMANS ZARAR

Bir spor psikoloğu futbol takımıyla nasıl çalışma programı izleyebilir?

- Biri genel ve diğeri özel iki program izleyebilir. Öncelikle takımın durumunun değerlendirilir. Futbolcularla grup halinde ve bire bir görüşmeler yapılır. Futbolcuların psikolojik açıdan zayıf ve güçlü yönleri belirlenir. Sonra takım için genel bir program, futbolcular için de hangi yönleri zayıfsa ona uygun program oluşturulur.

Bu çalışmalar sonunda elde edilen beceriler kalıcı mıdır?

- Psikolojik beceriler aynı fiziksel beceriler gibidir. Nasıl futbolcuya kuvvetlen dediğinizde kuvvetlenmiyorsa konsantre ol dendiğinde de kendi kendine konsantre olmayı başaramaz. Birisi bize gelecek, bir-iki laf söyleyecek. Galeyana geleceğiz, çıkıp kazanacağız. Dolduruşla karıştırılıyor. Bunun sonucunda boğulmalar meydana gelir. Aşırı düzeyde motivasyon da performans açısından zarar vericidir.

Bu dolduruş Türkiye'de bu ciddi bir sorun mudur?

- Önemli bir sorundur çünkü genelde bizde vatan millet edebiyatıyla, haydi koçum edebiyatıyla motive etmeye çalışırlar. Araştırmalar 'pep talks' adı verilen bu genel takım konuşmalarının zararlı yönlerinin bulunduğunu gösterir. Çünkü yüksek uyarılma düzeyi kişileri strese sokabilir, sakatlıklara yol açabilir, güven kayıplarına sebep olabilir.

Psikolojik desteğin altyapı seviyesinde başlaması gerekir mi?

- Sanki spor psikologları sadece üst düzey sporcular içindir gibi bir yanlış anlayış var. Aslında bunun tüm spor kulüplerinde altyapıdan itibaren psikolojik beceri antrenmanlarına ihtiyacı var. Böyle bir altyapıdan gelen futbolcular daha az psikolojik problem yaşarlar. Bu nedenle futbol federasyonu nasıl kaleci antrenörünü, kondisyoneri, spor doktorunu futbol kulüplerinde düşünüyorsa bunu da mecburi hale getirmelidir. Bu sayede futbolun kalitesi yükselir.

GALATASARAYLI ERGÜN ÖRNEK OYUNCU

Galatasaraylı Ergün Penbe duygularını kontrol etme açısından örnek alınacak bir oyuncudur. Performansını bozacak duygusal tepkiler gösteremeyen, motivasyonunu koruyan bir oyuncudur. Ama örneğin Hakan Şükür gol kaçırdığında bunun etkisiyle moral bozukluğuna girebiliyor. Öğrenilmiş çaresizlik diye bir şey var. Bazı yolları denedikten, başarısız olduktan sonra başarısızlığıyla ilgili bir çaresizlik yaşamaya başlar. Bu güven kayıpları yaratır ve oyuncunun teknik becerisini de etkilemeye başlar. ‘‘Niye bir daha deneyeyim? Ben beceriksiz bir adamım’’ diye düşünceler hakim olur. En büyük mağlubiyet de burada ortaya çıkar.

ASKER FUTBOLCU-SANATÇI FUTBOLCU

Asker diye kast ettiğimiz şey bunların futbolu daha çok fizik mücadele olarak algılamaları. Buna karşılık sanatçılar, futbolu daha çok bir sanat ve estetik olarak yorumlar. Sadece kendilerini değil takımı iyi yönlendirme, diğer oyuncuları da iyi ve başarılı yapma isteği gibi özellikler gösterirler. Sanatçı ve askerlerin ortasına düşen iki tipten daha bahsedebiliriz: Sadece sanatçılığıyla değil fiziksel mücadelesiyle de ön plana çıkan sanatçı-askerler ve mücadele yanında sanatçı yönleri de gözüken asker-sanatçılar. Antrenörler için sadece sanatçı veya sadece asker olanlar bir problem yaratır. Antrenör, sanatçı oyuncuya biraz da top kapmalısın, mücadele etmelisin, top rakipteyken bir kişi eksik oynuyoruz, der. Asker için de futbol sadece mücadele değil biraz daha aklını kullan diyecek. Veya takımım, bir tane sanatçı oyuncuyu kaldırır diyecek. Diğerleri bu açığı kapatacak. Ama bu oyunculardan birkaç tane varsa takım büyük ölçüde zarar görür.

NBA TAKIMLARI OLUMSUZ TEZAHÜRAT İÇİN KİRALIK SEYİRCİ TUTUYOR

Bugün yüksek performansta en önemli antrenman biçimlerinden birisi simulation training'tir. Yani yarışmaya benzer koşullarda antrenman yapıyorsan yarışmada daha iyi sonuç alırsın. Mesela NBA basketbol takımları olumsuz tezahürat için kiralık seyirci tutuyorlar. Zaman zaman ben de futbolcuların yanına teyp kuruyorum. Buna rağmen köşe vuruşunu yapabiliyor mu? Kenar oyuncuların seyirciden çok etkilendiğini söylerler. Tüm bu olumsuz tezahürata rağmen kendini kontrol edebiliyor mu, diye.

FUTBOLCUDA ARANMASI GEREKEN ZEKA TÜRLERİ

Alan zekası
: Futbol bir alan mücadelesidir. Rakibin alanını daraltmak ve kendi alanını büyütmek amaçtır.

Transfer zekası: Buna aktarma zekası da diyebiliriz. Yani bir alanda öğrendiklerini diğer alana aktarma. Antrenmanda öğrendiklerinin ne kadarını maçta kullanabildiğini gösterir.

Duygusal zeka: Futbolcunun duygularını kontrol edip etmediği önemlidir. Sahada gereksiz hareketler yapıp sinirlenen oyuncunun duygusal zekası düşüktür.

AJAX MODELİ

Ajax altyapısında kullandığı yöntem psikolojiyi içeriyordu. TIPS (T= technique/teknik, I=intelligence/zeka, P= personality/kişilik, S= speed/ hız.) denen bir yöntem kullanıyordu. Yani teknik ve zeka sahibi, aynı zamanda yüksek performans ortaya koyabilecek kişiliğe kavuşmuş ve süratli oyuncular yetiştirmeye dayanıyordu. Bu literatüre geçmiş bir altyapı felsefesidir. Bu sayede Ajax dünya futboluna çok önemli yıldızlar kazandırdı.

Kimdir?

Erkut Konter (41) lise ve üniversite yıllarında lisanslı olarak hentbol ve futbol aynadı. 1985'te Dokuz Eylül Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü'nden mezun oldu. Aynı bölümde yüksek lisansı sırasında beş yıl boyunca Londra, Loughborough ve Nottingham'da akademik çalışmalar yaptı. 1993-2000 arasında Çukurova Üniversitesi'nde öğretim görevlisiydi. Son iki yılı Seattle, San Diego ve State College'da araştırmalar yaparak geçirdi. Adana Demirspor, Denizlispor gibi takımlarda danışmanlık yaptı. Spor psikolojisi ve antrenman teknikleri üzerine yayımlanmış altı eseri var.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!