HAYDÄ° ASLANLAR! KALBÄ°MÄ°Z SÄ°ZÄ°NLE. "Ä°LK"lerin geleneÄŸi (ya da)"Ä°LK"lerin adresi(ya da)"Ä°LK"lerin yaratıldığı camia(ya da)"Ä°LK"lerin deÄŸiÅŸmez yuvasıTürkiye'de

Güncelleme Tarihi:

HAYDİ ASLANLAR KALBİMİZ SİZİNLE. İLKlerin geleneği (ya da)İLKlerin adresi(ya da)İLKlerin yaratıldığı camia(ya da)İLKlerin değişmez yuvasıTürkiyede
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 19, 2000 00:00

HAYDÄ° ASLANLAR! KALBÄ°MÄ°Z SÄ°ZÄ°NLE. "Ä°LK"lerin geleneÄŸi (ya da)"Ä°LK"lerin adresi(ya da)"Ä°LK"lerin yaratıldığı camia(ya da)"Ä°LK"lerin deÄŸiÅŸmez yuvasıTürkiye'de insanlara en çok sorulan iki sual nedir sizce? Bence, iki tane var:1. Adınız ne?2. Hangi takımı tutuyorsunuz?Bendeniz, nâçiz kulunuz Jülide, 5 yaşından beri "fanatik" Galatasaraylıyım! Belki, ilk 11'i say deseniz, ezbere sayamam. Ama, Galatasaray'ın temsil ettiÄŸi her ÅŸey beni çekiyor. Çocuk iken, kırmızı ve sarı renkler gözümü almıştı. Ãœstelik, koca bir ailenin "prenses" kızı olduÄŸum için, pek tabii ki, "saray"lı bir takım cazip gelebilirdi bana. Genç kızlığa adım atarken, Metin Oktay ve Turgay Åžeren ve ÅŸu anda ismini hatırlayamadığım daha nice, sahiden "beyefendi" sporcuların nezih atmosferini yaÅŸadık. Her biri birer efsane idi; isimlerine asla leke sürmediler. Daima örnek oldular, koÅŸanın serseri sayıldığı bir ülkede, daima saygıyla anıldılar.Futbol teknolojisi o günden bugüne, aldı başını gitti, fersah fersah ötelere. Ama, yine de, en kritik anlarda en doÄŸru yorumlar onlardan geldi. En son örnek, Fevzi'nin yediÄŸi ve hepimizi ÅŸaÅŸkınlıklara gark eden golün sebebini, yine Turgay Åžeren Hoca anlattı. "Kalecinin gözü daima topta olacak. Top tribünlerde dolaÅŸsa dahi, o hep topu izleyecek. Top bu, belli mi olur? Åžimdi orda, ÅŸimdi burda. Oyun ediverir adama. Bence Fevzi, tam o kritik anda, topu gözünden kaçırdı." Nitekim, top "topoÄŸlu top"luÄŸunu yaptığı ve Fevzi kahroldu.Ãœlkemizin fikri, edebi ve siyasi hayatına yön veren herkes, Galatasaray'ın güzide hocalarının rahle-i tedrisinden geçmiÅŸti. Fransızca, "Batı" demekti. Galatasaray; "Batı"ya yönelen seçkinlerin camiası oldu: Hep "ilk"lere imza attı. Hangi takımı tuttuÄŸum sorulduÄŸunda, bazen sırf gıcıklık olsun diye, "Tüm seçkinler gibi, tabii ki Galatasaray!" demem boÅŸuna deÄŸil.Türkiye'de takım taraftarlığı doÄŸrudan coÄŸrafya baÄŸlantılı. Bir Anteplinin Gaziantep'den baÅŸka takımı tutması, azıcık zor. Büyük ÅŸehre göçmüşse, o baÅŸka. Ä°stanbul'da da dağılım semtlere göre. Babaannem Emirganlı diye, babam BeÅŸiktaÅŸ'ı tutar. Ben tutmuyorum diye de hep içerler. Ä°yi de, "arabacı" olacak halim yoktu herhalde... Anadolu yakası, özellikle Kadıköylüler, toptan Fenerbahçelidir. Ama, Kadıköy, malum, ÅŸaibeli... Dünyanın en güzel beldesi, tarihi yarımada, yerine gidip Khalkedon'u mesken tutan antik kavim yüzünden. Tarihi yarımadayı keÅŸfedenlerin intikamı pek acı: "Kör müsünüz be adamlar. Dünya güzeli yarımada dururken oraya mı gidilir?" anlamında, Kadıköy'ün ismi "Khalkedon" (Körler Ãœlkesi) olup çıkmış. Köre benzer bir halim var mı?Vee, takımın sembolü, aslan. Kocaman yeleli, heybetli bir ÅŸey. Bir kedici için hayati bir nokta.Sultan Bayezid II, Ä°stanbul'da tahta çıkan ilk Osmanlı padiÅŸahı idi. Hem de, Cem Sultan'ın Konya'da oluÅŸunu fırsat bilip kardeÅŸini ketempereye getirerek. Yeniçeriler onu çok severdi. Ama o, savaÅŸtan hiç haz etmedi. Toplam 31 senelik hükümranlık devri, Osmanlı'nın Avrupa'yı hedef alan fütuhatında, ilan edilmemiÅŸ bir mütareke dilimidir sanki.Bayezid II, payitahta bir külliye yaptırdı; hattattı, "Adlî" mahlasıyla ÅŸiir yazardı, müzik severdi. Amasya'da sancak beyi iken benimsediÄŸi yarı mistik yaÅŸantı sırasında afyona alıştığı söylenir.Bayezid II, bir gün ava çıkmış. Haliç'in öte yakasına geçip o devirde tamamen korularla kaplı tepelerde gezinirken bugün Galatasaray Lisesi'nin olduÄŸu yerde yarı virane bir yapı görünce mola vermiÅŸ. Binada yaÅŸayan derviÅŸ kılıklı, nur yüzlü ihtiyarla sohbet etmiÅŸ. Ayrılırken, yaÅŸlı derviÅŸ Bayezid II'ye biri kırmızı, öbürü sarı iki gül hediye etmiÅŸ ve bir dilekte bulunmuÅŸ. "Efsane gibi derler. Büyüklerimden iÅŸittim. Burada bir zamanlar öğrenciler okurmuÅŸ. Sen de bir ilim irfan yuvası yaptırasın."Yaaa, Galatasaray'ın varlığı ve renkleri bu kadar eski iÅŸte!Tanzimat'ın ardından, batılı anlamda öğrenim yapan "ilk" eÄŸitim kuruluÅŸu idi Galatasaray. O zamanki ismiyle, "Mekteb-i Sultanî" 1 Eylül 1868'de, 341 öğrenciyle, beÅŸ sınıflı bir lise olarak öğrenime baÅŸladı. O sırada Galatasaray binasında bulunan Askerî Ä°dadî-i Umumî, Çengelköy'e taşındı. Bugünkü, Kuleli Askerî Lisesi. Mekteb-i Sultanî'de bazı Türkçe dersler dışında, tüm tedrisat Fransızca idi. Mektep bütün Müslüman ve Hıristiyan ailelerin çocuklarına, sınavla, parasız yatılı okuma imkânı tanımıştı. Daha sonra ilk ve orta bölümler eklenerek 12 sınıflı bir okul olan mektebin yalnızca Fransızca ya da Türkçe bölümlerinden birini bitirenlere "ehliyetnâme", her ikisinden birden mezun olanlara ise "Mekteb-i Sultanî" diploması veriliyordu. Mektebin ilk Türk öğrencisi Abdurrahman Åžeref, daha sonra dokuzuncu müdürü oldu. Cumhuriyet ile birlikte, mektebin ismi "Galatasaray" oldu; mezunlarına "diploma" verilmeye baÅŸlandı; 1924'te de bir "ticaret" bölümü eklendi. Galatasaray ile daima yakından ilgilenen Fransızların bu alakası, okulun 1968'deki 100. kuruluÅŸ yıldönümü törenlerine, devrin Fransa CumhurbaÅŸkanı Charles de Gaulle'ün katılmasıyla doruÄŸa çıktı.Galatasaray'ı, Tanzimat Fermanı'nın ardından açılan öbür gayri müslim kolejlerinden farklı kılan neydi? Sahiden de, saÄŸlam bir Türk-Fransız sentezi yaratıyordu Galatasaray. Fransızca'nın "precise" olma özelliÄŸi, her kavramın karşılığının kılı kırk yararcasına, nüansları gözeterek öğretilmesi, incelikli düşünmeyi kazandırıyordu öğrencilerine. Esasın yanı sıra zengin detaylara hakimiyet, eÅŸittir, doÄŸru düşünmek demekti. Galatasaray mezunları, hayata yaklaşık bakmazlar, lisanı "dakik" kullanırlar, son derece sistematik düşünürler.Galatasaray Spor Kulübü'nü (GS), 1905'te, okulun öğrencilerinden, stada adını veren Ali Sami (Yen) kurdu. Yedi arkadaşı ile birlikte. Kulübün resmi tescil tarihi, 14 AÄŸustos 1913. KuruluÅŸundan itibaren sadece futbol deÄŸil, sporun çeÅŸitli dallarında faaliyet gösteren Galatasaray, BeÅŸiktaÅŸ ve Fenerbahçe ile birlikte hep "Üç Büyükler" arasında yer aldı. Çok zengin tesislere sahip Galatasaray. Müzesi ise, kazandığı kupalarla dolup taşıyor. 14 kez lig ÅŸampiyonu, 12 Türkiye Kupası sahibi, 10 kez CumhurbaÅŸkanlığı Kupası, 5 kez BaÅŸbakanlık Kupası, 11 kez TSYD Kupası, 2 Galatasaray Kulüp Kupası.Tüm bu kupalar kazanılırken, Galatasaray, pek çok "ilk"e imza atmayı da ihmal etmedi tabii. Cim-Bom, Türkiye'ye ilk yabancı antrenör Billy Hunter'ı getirerek ilk defa üst üste üç defa ÅŸampiyon oldu! Avrupa Åžampiyon Kulüpler Åžampiyonası'nda yarı finale kalan "ilk" Türk takımı. Åžampiyonlar Ligi'ne yükselen "ilk" Türk takımı. 1911'de Romanya ve Macaristan'a gittiÄŸinde, yurt dışında turneye katılan "ilk" Türk takımı idi yine. Bir ara, 14 senelik bir sessizliÄŸe gömülse de, 1990'lı yıllarla altın dönemine avdet etti. Daima "zor"a imza attı.Uzun yıllar Galatasaray'da top koÅŸturan Fatih Terim ile Galatasaray resmen ÅŸaha kalktı. Fenerbahçe ve Trabzonspor'u bol gollü skorlarla yenmeye baÅŸladı. 1908-1909'da kazandığı Ä°stanbul Pazar Ligi ÅžampiyonluÄŸu'ndan sonra, aralıklarla bu susuzluÄŸunu giderdi. 1996'dan sonra, ligde üst üste 3 kez ÅŸampiyon olan "ilk" takım.Galatasaray Kulübü'ne 95 yılda 27 ayrı kiÅŸi baÅŸkanlık yaptı. Görev süresi rekoru, 14 yıl ile, ilk baÅŸkan Ali Sami Yen'e ait. Uzun yıllar yöneticilik yaptıktan sonra kulübün başına seçilen ÅŸimdiki baÅŸkan Faruk Süren'in 1996'da baÅŸlayan baÅŸkanlık devrinde Galatasaray, 4'ü lig olmak üzere, 10 kupa kazandı; tesisleÅŸmede Avrupa'ya yetiÅŸildi. Takımın en ünlü gol kralları ise, Florya'daki tesislere adını veren efsane Metin Oktay, Tarık Hotç, Tanju Çolak ve Hakan Şükür. Metin Oktay tam 6 kez gol kralı olarak kırılması zor bir rekorun sahibi. Tanju Çolak ise 39 golle Avrupa Gol Kralı olan "ilk" Türk futbolcusu. Hakan Şükür de karnesindeki (yani, oynadığı tüm takımlarda attığı goller dahil) 200'e yaklaÅŸan gol sayısı ile bir baÅŸka rekora gidiyor.Babam, "PaÅŸa olacak adam, hali, tavrı, derslerde aldığı notlarla daha orta 1'den belli olurdu" derdi. Cim-Bom'un bu sene ÅŸampiyon olacağı sezon başından âyan beyân ortada idi. Fatih Terim, 4 senedir takımın başında. Maç öncesinde futbolculara uzun boylu konferans falan çektiÄŸini hiç sanmıyorum. Ä°ki üç dakikalık taktikler veriyordur, o kadar. Takımın ruhunu okuyor. Tüm camia da dayanışma ruhunu yaşıyor. Hani ÅŸu, pilava kaşık çalan ruh. Golü atan Arif, pası veren Okan'ı sırtına alıp sahada dolaÅŸtırıyorsa, o takımda iÅŸ vardır. Ä°stikrar, düzenli hayat, tutarlılık, ne istediÄŸini bilmek, hedefe emin adımlarla yürümek Fatih Terim'i özetliyor. Bu kiÅŸilik özelliÄŸi olduÄŸu gibi takımın performansına yansıyor. Fatih Terim'in futboldaki becerisinin yanı sıra, yıllar içinde, büyük bir psikoloji ustası olduÄŸuna eminim. Her futbolcunun her hareketini, onun ruh halini göz önüne alarak, izliyor.Galatasaray'da 1950 ile 1960'lı yıllarda, bir Gündüz Kılıç fırtınası esmiÅŸti. Uzun yıllar Galatasaraylı olarak top koÅŸturan Gündüz Kılıç, sevecenliÄŸi nedeniyle "Baba" lakabıyla anılırdı. Tam 10 yıl teknik direktör olarak kulübe hizmet eden Gündüz Kılıç devrinde, Galatasaray, 2'si lig ÅŸampiyonluÄŸu olmak üzere, toplam 11 kupa kazandı. Ona en yakın isim ise "Ä°mparator" Fatih Terim. 1974'te Adana Demirspor'dan transfer edilen Fatih Terim, 10 küsur sene formasını giydiÄŸi dönemde, Galatasaray hiç ÅŸampiyonluk sevinci yaÅŸayamadı. Fatih Terim ÅŸimdi bunun intikamını alıyor. Futbolu beyniyle okuyor ve ülke tarihinin "en golcü" takımını kurdu. Tüm olumsuz ÅŸartlara, mali sıkıntılara raÄŸmen, negatifi pozitife dönüştüren bir enerjisi var. Takım üzerindeki otoritesi ise, tartışılmaz. Florya'yı evi biliyor. Galatasaray'ı yaşıyor. Oyunculara da aynı ruhu yaÅŸatıyor.Haydi Aslanlar! Kalbimiz sizinle.Jülide ERGÃœDER - 19 Nisan 2000, ÇarÅŸamba Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!