HAYATI ARADIĞIMDA BULDUĞUM YER!

Orası öyle bir yerdir ki… Gülmenin, ağlamanın, sıcaklığın, sevginin, nefesin, mutluluğun, tutkunun, samimiyetin, coşkunun, sevincin, hüznün, özlemin, umudun, kahkahanın, ‘AN’ın, yaşamın kendisidir. O öyle ince bir çizgidedir ki… Kimi zaman bir bakışın gizinde kimi zaman bir duyuşun, dokunuşun izinde… Zamanın efendisi, hayatın kendisidir o!

Haberin Devamı

O;

İnsanı anlatır,
 
İnsanı bilerek.

İnsana anlatır.

İnsanı bularak.

Nefes aldırır,

Yaşama katarak.

İnsanca anlatır,

Ki meselemizse insan olmak.

***

Günümüzde insan;

Yaşamın anlamını arıyorsa,

Bazen kendini bulamıyorsa,

Sevgisini söyleyemiyorsa,

Sıcaklığını gösteremiyorsa,

Duyguları, olguları, olayları ve hayatı sorguluyorsa,

Labirentlerde kayboluyorsa,

Ruhen ve manen yoruluyorsa,

Durup düşünemiyorsa,

Karşısındakileri yoruyorsa,

Hayatı, gerçeği arıyorsa,

Çıkmazlarda kalıyorsa,

Abesle iştigal ediyorsa,

Sağlığını koruyamıyorsa…

Zaman zaman saçmalıyorsa,

Bazı şeylerden kaçamıyorsa,

İnsan insandan korkuyorsa,

Kötülükler çoğalıyorsa,

İyiliğe, güzele, gerçeğe giden yola sapmalı.

Hayatla sahne arasındaki koltuğa kurularak.

Orda biraz durularak.

Neyin ne olduğunu anlayarak.

Kendini bularak.

Haberin Devamı

Şehir, devlet, amatör, profesyonel fark etmez, gidilmedik sahne, seyredilmemiş oyun bırakmayarak.

Hafta sonlarında ya da uygun olan günlerde…

Ama özellikle tam da gününde…

27 Mart!

Tiyatroların, sahnelerin günü bugün.

Aynı zamanda hayatın da…

Nefes almanın da…

‘AN’ların da…

Bugün ve her gün.

***

‘Kendine gel, seni orda bekliyorum!’

Ne güzel söylemiş Özdemir Asaf.

Hadi gidiyorum ben.

Beni nerede bulacağınızı biliyorsunuz.

Ha, yine de

Derseniz ki nereye?

Kendime gelmeye!


 

Yazarın Tüm Yazıları