Hava pis, su pis her yer pis

SON üç yılda on üç milyon metrekare orman turistik tesisler için feda ediliyor.

Haberin Devamı

Karadeniz ve Isparta-Antalya otoyolları nedeniyle ormanlar kesiliyor.

Kaz Dağları, Marmaris ve Bodrum’daki orman alanları madencilik için talan ediliyor.

Ama, Türkiye bugün Dünya Çevre Günü’nü kutluyor.

Ormanlar açısından çevre vaziyeti, bugünü kutlamak ne kelime, ele güne karşı, hatta utandırıcı.

SU, GÖL, DENİZ

Pırıl pırıl deniz.

Nerdeee?

Pırıl pırıl göl ya da ırmak ve nehir.

Nerdeee?

Türkiye’de kirlenmemiş akarsu, göl ve deniz bulmak artık kolay değil.

Marmara Denizi, İzmit ve İzmir Körfezi’nin pek çok yeri kirlilik nedeniyle denize girmenin yasaklandığı alanlar.

Güney kıyılarımız farklı değil.

Dünya atlasları her yıl bizim koylardan birini daha cennet koylar listesinden düşüyor.

O kadar ki, İzmit Körfezi’nde sadece üç tür balık kalıyor.

Balıklar kirlilikten yaşayamıyor.

Marmara Denizi’nde balık türleri iki elin parmaklarına iniyor.

Bu arada belediyelerin ve otellerin unutulmaz katkısını es geçmek yanlış.

Belediyeler ve oteller el birliği ile, sıvı ve katı atıklarını en yakın dere, nehir, göl ya da denize şakır şakır boşaltıyor.

Bunlara ilişkin haber, yazı, fotoğraflar gündemde iki gün kalıyor, sonra herkes yine bildiğini okuyor.

Ama, Türkiye bugün Dünya Çevre Günü’nü kutluyor.

60 MİLYAR EURO


1.5 milyon hektar sulak alan kuruyor.

Bunun sonucunda verimli mera ve otlaklar yok oluyor.

Her bir akarsuyun üzerine yapılan barajlar, ırmak ve nehirlerin doğal akışını bozuyor.

Böylece balık göçleri, balıkların yumurtlaması engelleniyor.

Balıkçılık akarsularda ve denizlerde bir kez daha ölüyor.

Bozulan doğal akışla birlikte, yer altı suları artık beslenemiyor.

Balık çiftlikleri denizlerin ve kıyıların kirlenmesinde en büyük paya sahip olmayı ibretle sürdürüyor.

Filtresiz fabrika bacaları, yanlış yerlere kurulan santral ve fabrikalar, hem el değmemiş bölgelerde, hem büyük kentlerde havayı solunamaz hale getiriyor.

Pırıl pırıl hava.

Nerdee?

Hava pis, su pis, her yer pis ve sis.

Ama, Türkiye bugün Dünya Çevre Günü’nü kutluyor.

İnsan hakları, demokrasi, eşitlik, temel hak ve özgürlükler, bunların hepsinde dev adımlar atsak bile, AB üyeliği için, sadece çevrenin AB standartlarına uyumunu sağlamak açısından 60 milyar Euro gerek.

Çevre günü nedeniyle bugün atılacak nutuklardaki her cümle aldatmacadan ibaret.

ROMA’DA BİZİMKİLER YOK
DÜNYA gıda fiyatları hızla yükseliyor.

Son gıda krizi yüz milyon insanı daha açlığa itiyor.

Açlık tehlikesinin bütün bölgelerde giderilmesi için, dünya gıda üretiminin iki katına çıkartılması gerek.

Bunun için elli milyar dolarlık yatırım zorunlu.

Global ısınmayla birlikte, bütün dünya şu anda gıda krizini tartışıyor.

Bu amaçla, BM öncülüğünde Roma’da Dünya Gıda Zirvesi toplanıyor.

Kırk ülkenin devlet ya da hükümet başkanları orada.

Ama, bizimkiler yok.

Türkiye, sanayileşme adımları atan bir tarım ülkesi.

Türkiye global ısınmanın etkilerini yaşayan bir ülke.

Geçen yıl bu etkiye önlem olmak üzere, üç bakan sahne alıyor.

Slaytlar, raporlar, açıklamalar, mangalda kül bırakmıyor.

Her yere koşa koşa giden bizimkiler, gidilecek zamanda gidilecek yere gitmiyor.

Gül Japonya’da, Erdoğan Azerbaycan’da.
Yazarın Tüm Yazıları