Hafıza-i beşer EMASYA ile maluldür

YAZILI soruyu Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül yanıtlıyor. Tayyip Erdoğan kendisine yöneltilen soruyu, Gönül’ün yanıtlamasını istiyor.

Haberin Devamı

2004 Nisan ayında CHP soru önergesiyle EMASYA hakkında bilgi istiyor. Geçenlerde kaldırılması, “büyük devrim” olarak sunulan Emniyet-Asayiş-Yardımlaşma (EMASYA) ile ilgili.

2004 Mayıs ayında Vecdi Gönül, Tayyip Erdoğan adına verdiği yanıtta, 7 Temmuz 1997’de İçişleri Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasında ortak bir protokol imzalandığını belirterek şunu söylüyor:

“Özel maksatla teşkil edilmiş EMASYA birlikleri yoktur, olmadığı gibi, faaliyetleri de söz konusu değildir.
(...) Bu görev çerçevesinde herhangi bir kişi veya grubun izlenmesi veya izlendiği iddia edilen kişi ve gruplar hakkında herhangi bir işlem yapılması söz konusu değildir”.

Milli Savunma Bakanı EMASYA ile ilgili protokolün varlığını söylüyor, ama o çerçevede ne birlik var, ne de o birliğin yapmış olduğu bir iş.
EMASYA’nın adı var, kendi yok.

BU BAKAN ÖVÜYOR


Tayyip Erdoğan EMASYA Protokolünün kaldırılacağını söylüyor.

CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol konuyu Meclise getiriyor. EMASYA Protokolü 1997’de imzalandığında, İçişleri Bakanı Murat Başeskioğlu, o zaman ANAP’lı, şimdi iktidar partisinden. Anadol’un sıkıştırması üzerine Başeskioğlu Mecliste söz alıyor, 2 Şubat 2010 tarihli tutanaklardan aktarıyorum:

“EMASYA planı Türkiye’nin meşru güvenlik güçleri arasında işbirliğini en yüksek seviyeye çıkarmanın yasal dayanağı olan bir protokoldür. Özünde, il valisinin bölgesinde çıkan toplumsal olayların kendi gücüyle üstesinden gelemediği takdirde, kuvvet talep etmesidir.

(...) O günün şartları içinde birbiriyle görüşmeyen, yardımlaşmayan, istihbarat paylaşmayan, operasyon yapmayan güvenlik güçlerini birlikte çalıştırma modelidir”.

Şimdiki Milli Savunma Bakanı “yoktur” diyor, dönemin İçişleri Bakanı ise, EMASYA’yı övüyor.

ÇADIR TİYATROSU


Bir bakanın sahip çıktığı, öteki bakanın, protokol dışında başka bir varlığı olmadığını söylediği EMASYA,  yardakçıların “yaşa, var ol” nidaları arasında siliniyor.

Zaten ölü olan bir protokol kaldırılıyor. “Demokratik bir adım daha” nutuklarıyla karışık, iktidara şakşakcılık eden gezginci grubun çadır tiyatrosunda son peşrevi.

Sahneye koyan da, oynayan da, propaganda üstadlarına taş çıkartıyor.

Haberin Devamı

Kongre değil, sanki müzikal gösteri

Haberin Devamı

NE havada uçuşan sandalyeler var, ne yumruklarla birbirine girenler. Ne kulislerde ayak oyunları var, ne liste dalavereleri.

Sanki İngiliz İşçi Partisi ya da Alman SPD kongresi. Biraz daha sıksan, sanki müzikal gösteri. Hiç biri değil, CHP İstanbul İl Kongresi.

Sahnede önce Anadolu Ateşi gösterisi. Salonda CHP delegeleri ile birlikte kongreyi izleyen MHP, SP, DP İl başkanları, iktidar partisi yok.

CHP’lilerin iktidar hakkında düşüncesi belli, önemli olan, kongreye merak duyan sıradan vatandaşların yargısı:

“Bu hükümet gidecek, seçimden sonra bu iktidar değişecek”.

CHP İstanbul’da öyle uygar bir kongre düzenliyor ki, Gürsel Tekin’in yeniden il başkanı seçildiği kongre, uzun süredir pek rastlanmayan olgunluk gösterisine sahne oluyor.

Haberin Devamı

Elazığ’da ‘Yeşil’ vali

Elazığ Valisi Muammer Erol verdiği vaaz ile, tarafsız bir vali olmadığını ilan ediyor.

Geçmişte bir Başbakanı (Bülent Ecevit) eleştiriyor, Tayyip Erdoğan’ı övüyor. “Ortalığını boş buldum, biraz yeşil gidiyoruz” diyen Erol, haddini aşıyor, açıkça iktidar yanlısı siyaset yapıyor.

Dahası, Tayyip Erdoğan’ı öveceğim derken, Peygamber ile karşılaştırmaya kalkan partilinin başına ne geldiğini unutuyor. Erdoğan, partiden atılsın, dediğinde, o adam istifa ediyor.

Şimdi vali beyin çizmeyi aşan sözleri ne olacak? Başbakana bu kadar yağ çeken bir valiye Elazığ halkı ne kadar güvenecek?

Erdoğan bu valiyi merkeze mi çekecek, bağrına mı basacak? 

Yazarın Tüm Yazıları