Çanağında havuçlu, bezelyeli ve patatesli bir enginar görmeye tahammülüm yok. Bol soğan, taze soğan, arpacıksoğanı, limon suyu ve limon kabuğuyla pişiriyorum enginarları... Sonra zeytinyağı ekleyip ılımaya bırakıyorum. Bizim evde zeytinyağlı büyüklerden öğrenildiği gibi pişirilir. Bazılarının soğanı önceden zeytinyağında kavrulur, bazılarıysa tüm malzemeler üst üste tencereye konduktan sonra zeytinyağı eklenerek yapılır. Bazı zeytinyağlılar dolapta 1 gün dinlenirse daha lezzetli olur ve zeytinyağlı oda sıcaklığında yenir. Mesela barbunya, taze fasulye, domates soslu karışık kızartma ve imambayıldı...
#EgeBabaannesi ve dedesini kaybettikten sonra bayram kutlamalarına hasret kaldığını söylüyor, “Dilerim her günü bayram gibi yaşar, sevgimizi bayramların dışında da paylaşırız” diye ekliyor. Yazarımız Vedat Milor, pek az kutlayabildiği bayram günlerini yâd ediyor, geniş aile özlemini ve bayram sofrasında görmek istediklerini anlatıyor: “Çibörek! Ninemiz yapardı. Isırdığın zaman et suyu akardı. Hayatım boyunca çok iyi dolmalar, baklavalar yedim; hiçbiri bu çiböreğin yerini tutamaz.”
#Vedat MilorSöz konusu sarma olunca konuya Tokat yaprağından girilir. Yani yörenin Narince üzümlerinin incecik, damarsız, pişince ağızda dağılan körpe yapraklarından... Ancak ülkemizde asmanın yanı sıra kiraz, dut, fasulye, ayva gibi sebze meyvelerin yapraklarının ya da lahana, pazı gibi sebzelerin sarmaları da başlı başına bir dünya yaratıyor. Anadolu’nun geneline baktığımızda, doğadan toplanan çeşitli yabani otların yapraklarıyla da farklı sarmalar yapıldığını görüyoruz...
#Sarma