EGE’yi “ikinci konut mezarlığına dönmüş ve alışkanlık yapmış ismi lâzım değil beldeler”den ibaret sanan, tatillerini “büyük tesislerin açık büfe kuyruklarında tüketen”, üstelik bu coğrafyanın, aslında doğa ve tarihin harmanlandığı bir “açıkhava müzesi” olduğunu unutmuşlara ithaf ettiğim “yaz karalamaları”nı hep aynı cümleyle bitirmişim.