Demokrasinin beşiği dediğimiz Fransa, son günlerde yaşanan olaylara oldukça aşina. Öyle ki ülkenin politik hafızasına “banliyö sorunu” olarak yerleşmiş. 1981 yılında Lyon’da başlayan olaylara “été chaud (sıcak yaz)” ismi verilmişti. O sıcak yazlar Fransa için artık günlük rutine dönüşmüş durumda.
#FransaAK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik, "Birtakım AB yetkilileri, Türkiye'ye ek mali yardımdan bahsediyor bu rüşvet siyasetidir. Rüşvet siyasetine kapalı olduğumuzu bir kez daha belirtmek isteriz." ifadelerini kullandı.
#Ömer ÇelikDoğu Türkistan olaylarına Ankara’nın tepkisi, Türk dış politikasında yeni bir ekolün gelişmekte olduğunu ispatladı. Başbakan Erdoğan’ın Çin açısından yenilir yutulur cinsten olmayan sözlerinin ardından Pekin’e karşı en ufak bir yaptırıma bile gidilmemesi, Davos sürecini hatırlatıyor. Dış politikamızı “parlayıp sönme” rutinine oturtan bu gelgitlerin, Erdoğan’ın çok eleştirdiği “Sarkozy popülizminden” farkı nedir? Öyle görünüyor ki, Uygurların kurtuluşu ne Ankara, ne de Washington’da... Belki Urumçi’de, Kaşgar’da...
Fransa’daki varoş ayaklanması Paris’in göbeğine kadar dayandı. Dün sabaha karşı, Republique (Cumhuriyet) semtinde araçlar yakıldı. Yayılan şiddet olaylarının 11'inci gecesinde, ülke genelinde 1408 araç yakıldı, 321 kişi gözaltına alındı. İçişleri Bakanı Sarkozy, ‘Suçlular cezasını bulacak. Cumhuriyet, şiddeti kabul edemez’ dedi.