Çok Gezenti

Gezenti ailesi artık 3 kişi

TEVE2’de yayınlanan “Çok Gezenti” programıyla yıllardır dünyayı dolaşan Burak Akkul ve Seda Akkul, kısa süre önce dünyaya gelen oğulları Yekta ile birlikte objektif karşısına geçti.

Bir adet kurabiye 110 lira olur mu: İstanbul’daki fiyatlar Avrupa’yı solladı

5 kıtada 227 şehri kapsayan ve 2023’te açıklanan araştırmaya göre dünyanın en pahalı şehri Hong Kong’du.

Yaz tatilini verimli geçirme rehberi

Çocuklar karne aldı, yaz tatili başladı. Eğitime verilen bu uzun ara çocukların öğrenme kaybı yaşamasına sebep oluyor. Eğitim Bilimci Dr. Bahar Eriş, eğitimin sürekli bir eylem olduğunu belirtiyor ve yaz dönemini verimli geçirmenin öneminin altını çiziyor. Peki, ama yaz tatilini verimli geçirmek için neler yapılmalı? İşte öneriler...

Uzay çağından esinlenilmiş...

Valensiya şehrindeki fütüristik mimariye sahip bu kültürel kompleks İspanya’nın en modern turizm merkezlerinden biri. Uzay çağından ve hayvan iskeletlerinden esinlenerek tasarlanmış alanda opera salonu, dev bir akvaryum, göz şeklinde bir havuz, bilim müzesi ve botanik bahçesi gibi bölümler var. Kompleks 1957’deki bir selden sonra yeniden yönlendirilen Turia Nehri’nin eski yatağına inşa edilmiş.

Amazonların ve kralların şehri

Misket elması, kirazı, baklalı dolması ve haşhaşlı çöreği dillere destan. Yunan tarihçi ve coğrafyacı Strabon’a göre geçmişi Amazonlara kadar uzanan; bilim insanları, şairler, şehzadeler yetiştiren bir krallar şehri. Tam ortasından akan nehrin iki tarafına yapılmış Yalıboyu evleri güzelliğini hep koruyor. Sokaklarında Ferhat’la Şirin’in hüzünlü hikâyesi anlatılıyor. Harşena Dağı’nın eteklerindeki kalker kayalara oyulmuş 21 anıt mezarsa sessizce kentte olup bitenleri izliyor.

Yıldızın derin kuyusu

Yerel halk arasındaki söylentiye göre gökyüzünden bir yıldız düşmesiyle meydana gelen düden, Umman’ın başkenti Muskat’taki doğal güzelliklerden biri. Arapça ismi ‘Hawiyat Najm’ Türkçede ‘yıldızın derin kuyusu’ anlamına geliyor. Alttaki kireçtaşının çözülmesiyle oluşan gölün turkuvaz rengi de tatlı suyla deniz suyunun karışmasıyla ortaya çıkıyor.

Arkeoloji meraklılarını cezbediyor

Cezayir’in kuzey kıyısındaki dağlık alanda, eski adı Cuicul olan küçük bir köyde kurulan bu antik kent, Roma mimarisinin benzersiz bir örneği. 1982’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenen, deniz seviyesinden 900 metre yüksekteki tarihi alan her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor. Özellikle de arkeoloji meraklılarını cezbediyor.

Dev bir buz parkı

Arjantin’in Patagonya bölgesindeki milli park ‘dev buz kabı’ anlamına gelen adını, yaklaşık yarısını kaplayan buzullardan alıyor. 1981 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan milli park Antarktika ve Grönland’dan sonra dünyanın en büyük buz örtüsü. Dağlara, nehirlere, göllere ev sahipliği yapıyor. Biyolojik çeşitlilik açısından oldukça zengin ve pumaların, boz tilkilerin, kartalların yuvası. Bu doğal güzellik, tırmanma ve yürüyüş meraklısı turistler için de bir cazibe merkezi.

Sönmüş stratovolkan

Filler, bufalolar ve daha pek çok türdeki canlının yuvası olan bu dağ, 1987’de UNESCO tarafından Dünya Doğa Mirası ilan edildi. Yüksekliği 5 bin 895 metre olan dağ, sönmüş bir stratovolkan. Sertleşmiş lav, tüf ve kül tabakası gibi katılaşan çeşitli malzemelerin birikmesiyle oluşan bir volkan türü bu. Ovanın üzerinde yükselen bu görkemli dağın yamaçlarından biri çevresindeki otlaklarla tezat oluşturan ormanlarla kaplı. Ekvatorun 340 kilometre güneyinde ve Tanzanya’nın da kuzeydoğusunda.

Yeşille mavinin aşkı

Dünyanın en iyi kumsalları arasında gösterilen 4.5 kilometre uzunluğundaki plaja ev sahipliği yapan, yeşille mavinin dans ettiği bu küçük beldemiz, özellikle İngiliz turistler tarafından çok seviliyor. Osmanlı padişahlarına da hizmet veren ve ‘şifalı’ olarak bilinen çamur banyosu bugün hâlâ popülerliğini koruyor. Radar Tepesi, Sülüngür Gölü, Kargıcak Koyu, Yuvarlak Çay ve sığla ormanları bölgede mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

Heykeltıraşı doğa ana

Açık deniz adacıkları, kaya yığınları, boğazlar, kemerler ve bir dizi uçurumdan oluşan Avustralya’daki bu milli park, bitip tükenmeyen okyanus gelgitlerinin ‘heykeltıraşlığı’ ile şekillenmiş. On İki Havari Kayaları, Loch Ard Gorge ve Grotto gibi turistlerin ilgi odağı doğal güzelliklere ev sahipliği yapan park, deniz kuşları ve bitki çeşitliliği açısından da çok zengin. Adını bir korsandan alması da ilginç bir detay.

Dünyanın en derin gölü

Birbirinden farklı özelliklere sahip binlerce göl sayabiliriz fakat ‘Sibirya’nın Mavi Gözü’ diye anılan bu muhteşem doğal güzellik, dünyanın en derin gölü olarak biliniyor. 25-30 milyon yıl yaşında olduğu tahmin edilen gölün çevresi eski Türklerin yaşam alanlarından biriydi. Tektonik kırılma sonucu oluştuğu tahmin ediliyor. Kendine özgü bir ekosistemi var ve tatlısu foklarına ev sahipliği yapıyor. Kış aylarında manzarası çok daha güzel oluyor çünkü gölün yüzeyi donuyor.

Her mevsim gidilebilir

Halk dilinde ‘Anne Şehir’ olarak anılan kent, 1488’de Portekizli kâşif Bartolomeu Dias tarafından keşfedildi. Masa Dağı’nın görkemi, Muizenberg Beach gibi beyaz kumlu plajlarının egzotik doğası, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Robben Adası’yla ünlü şehir, dört mevsim ziyaretçilerini ağırlıyor. Turizmin doruk noktasıysa aralık, ocak ve şubat aylarını kapsayan yaz mevsiminde yaşanıyor.

İsis'e adanmış hazine

Antik Mısır’ın en büyük tanrıçası İsis için inşa edilmiş tapınak, ülkedeki en değerli tarihi eserlerden biri. 2 bin yılı aşkın geçmişi olan bu tarihi mirasa, Mısır’a hâkim olan her medeniyet farklı bir etki bırakmış. Dolayısıyla bu özel yapı hem Mısır’ın hem de Yunan ve Roma uygarlıkları gibi farklı kültürlerin izlerini taşıyor. Asvan Barajı’nın yapımında büyük hasar gören tapınak kompleksi UNESCO’nun yürüttüğü çalışmalarla Agilkia Adası’na taşındı.

'Dağların Dağı'nda manzara çok güzel

İtalya’da Monte Cervino ve Fransa’da Mont Cervin olarak bilinen bu dağ, dünyanın en ikonik zirvelerinden... ‘Dağların Dağı’ olarak da anılan bu görkemli doğa harikası 4.478 metre yüksekliğiyle Alpler’in 5’inci zirvesi. İsviçre-İtalya sınırındaki dağın en önemli özelliği, dönerek yükselen ve uçlara doğru sivrilen şekli. Belki de bu sebeple dünyada en çok fotoğraflanan manzaralardan biri.

Çanlar ne için çalıyor?

Kanallar kenti Venedik’te dinlenen gondolların arkasında ünlü meydanın silüeti görünüyor. San Marco Meydanı’ndaki bazilikanın çan kulesi uzaktan en çok seçilen yapı. 98.6 metre yüksekliğindeki kule, tuğla döşeli. Beş farklı çanı, gündoğumu ve günbatımı, alanda toplanın çağrısı gibi farklı amaçlar için çalıyor.

En Büyüklerden

Marmara Bölgesi’nin en büyüğü, Türkiye’ninse beşinci büyük doğal gölü... Su yüzeyinin 2 metre kadar altında, 740 yılındaki depremde yıkılan Aziz Neophytos Bazilikası var. Bulunduğu ilçe Hıristiyanlık tarihi için önemli kabul ediliyor. Göle adını veren yerleşimin kökleri de MÖ 316’ya tarihleniyor.

Taşın başkentindeyiz

Yukarı Mezopotamya’da tarih boyunca önemli olmuş, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri... Taş konakları, dar sokakları, manastır ve kiliseleriyle farklı kültür ve dinlerin yüzyıllarca barış içinde yaşadığı özel bir şehir. Mor Gabriel ve Deyrulzafaran manastırları kenti özel kılan taş işlemeciliğinin en güzel örneklerini görebileceğiniz duraklar.

Büyülü 'Sıvı Gökkuşağı'

Kolombiya’nın Meta bölgesindeki Sierra de La Macarena Milli Parkı büyüleyici bir doğal güzelliği saklıyor. Yılın belirli dönemlerinde kırmızı, sarı, pembe, mor gibi renklere bürünen nehre ‘Sıvı Gökkuşağı’ ve ‘Beş Renkli Nehir’ de deniyor. Yerel efsaneler sebebiyle bölgenin büyülü olduğuna inanılıyor ama aslında bu güzel manzara ‘macarenia clavigera’ isimli endemik bir bitki sebebiyle oluşuyor.

Baltık'ın ışıltılı kızı

Feribotla ulaşılabilecek kadar yakın eşsiz takımadaları, huzur veren doğası, göz alıcı mimari yapıları, yıl boyu devam eden kültür-sanat etkinlikleriyle bir Kuzey Avrupa metropolü. ‘Baltık’ın Kızı’ unvanına sahip olan şehir, yılın 200 günü ‘Kuzey ışıkları’nı görme imkânı sunarak keşfedilmeye değer rotalar arasındaki yerini alıyor.

Kozmopolit bir kentti

Kars’ın 44 kilometre doğusunda, Ocaklı Köyü’nün bitişiğindeki yerleşim, ‘İpek Yolu üstündeki 100 bin nüfuslu Krallar Diyarı’ olarak da biliniyor. 2016’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kaydedildi. Bu kent önemini Arpaçay ve Alacasu vadilerine hâkim yüksek bir kayalığa kurulu güvenlikli konumuna borçlu. İpek Yolu’nun Anadolu’daki ilk konaklama merkezi olduğu için de ünlü bir ticaret şehri. Zengin ve kozmopolit bir ortaçağ kenti olsa da ilk yerleşim 5 bin yıl önceye tarihleniyor.

Çölün ortasında bir vaha

Peru’ya yolu düşen herkesin mutlaka gidip görmesi gereken, palmiye ve sakız ağaçlarıyla çevrili bir göl, hemen etrafında da küçük bir köy... Bir efsaneye göre ölen sevgilisinin ardından ağlayan bir kadının gözyaşlarını İnka tanrıları göle dönüştürmüş. Yaklaşık 100 kişinin yaşadığı vahada halen İnkaların torunları var. Ica bölgesinde olan bu küçük köy, maalesef küresel ısınma yüzünden tehdit altında. Gün geçtikçe küçülüyor ve suları azalmaya devam ediyor.

Bir müze kent

Daereungwon Mezar Kompleksi, Gyeongju şehir merkezinde. Silla döneminin tipik bir üst sınıf mezarı olarak nitelendirilen Cheonmachong Mezarı, ziyaretçilerin içine girmesine izin verilen tek mezar. Silla Hanedanlığı, MÖ 1’inci yüzyıl ile MS 10’uncu yüzyıl arasında hüküm sürmüş. Bugüne dek bu höyükte toplam 11 bin 526 eser keşfedilmiş. Muhteşem eski mezarlar, tapınaklar, mezar höyükleri ve kaya oymalarıyla dolu olan Gyeongju, tam bir açık hava müzesi.

Çin’in Batı’ya açılan yüzü

Fotoğrafta gördüğünüz şehir, 19’uncu yüzyıldan beri Çin’in Batı’ya açılan yüzü ve en önemli ticaret merkezi. Yönetmen Steven Spielberg ‘Güneş İmparatorluğu’ filmini burada çekti. 1920’lerden itibaren kurulan French Concession bölgesi art deco çizgileriyle görülmeye değer; 1990’lardan sonra yapılan binalarsa ‘junk architecture-çerçöp mimari’ olarak tanımlansa da ilgi çekici… Dünyanın en göz kamaştırıcı gece kulüpleri ve restoranları da burada.

Tarihi bir kaplıcaş şehri

Romalılar tarafından ‘Aquae Sulis’ adıyla kuruldu. 1987’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alındı. Kentin geniş caddelerinde ve sokaklarında neoklasik dönemin izlerini görmek mümkün. Avon Nehri’nin üzerinde, 1774’te inşa edilen Pulteney Köprüsü ise şehrin sembollerinden biri. Russell Crowe’un rol aldığı 2012 yapımı, Oscar’lı ‘Sefiller’ (Les Misérables) filminin önemli sahnelerinden biri bu köprüde çekildi.

Bitmeyen kilise

İspanya’nın Barselona şehrindeki, fotoğrafta görülen bazilikanın yapımına 1882 yılında halkın yardımlarıyla başlanmış. Yapının mimarı ise modern mimarinin öncülerinden sayılan Antoni Gaudi. Gaudi’nin 1926 yılında ölümünden sonra yarım kalan bazilikanın yapımına halen devam ediliyor. Uzun süren inşa çalışmaları nedeniyle halk arasında ‘Bitmeyen Kilise’ olarak da bilinen yapının 2026-2028 yılları arasında bitirileceği tahmin ediliyor. Kilisenin inşaatı halen halkın yardımlarıyla devam ediyor. 1984 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edilen kilise Barselona’nın da en çok ziyaret edilen noktalarından.

Masalsı kale

Fotoğraftaki yapı Trakai kentindeki Galvė Gölü'nde kurulu bir ada kalesi. Taş kalenin inşaatı 14’üncü yüzyılın ikinci yarısında başlamış ve aşama aşama geliştirilerek 15’inci yüzyılda tamamlanmış. Savaşlardan ve bakımsızlıktan harap düşen kale 1946'da başlatılan büyük restorasyonla bugünkü halini almış. Ahşap bir köprüyle ulaşılan kale hem peri masallarındakine benzer görünümü, hem manzarası hem de içindeki müzelerle ülkenin en önemli turistik merkezlerinden.

Yıkımın eşiğinden dönmüş

Fotoğraftaki katedral Estonya’da ve ismi Alexander Nevski. 1894-1900 yılları arasında yapılmış. Mikhail Preobrazhensky tarafından inşa edilmiş ve oldukça etkileyici bir dekorasyona sahip. Bölgenin Ruslaştırılması için temelleri atılan katedral bu nedenle ilk zamanlarda sevilmemiş. 1924’te yıkılmak istense de devasa boyutlarından ötürü bu karar uygulanmamış.