Kış bir türlü gelmedi. Bahar, ağaç dallarında ve yol kenarlarında açan papatyalarla kendini göstermeye başladı. Biz de mesire yerlerine, göl kıyılarına, çiçekli vadilere doğru düştük yollara ve İstanbul’un artık kaybolmaya yüz tutmuş köylerine gittik. Arnavutköy, Kadıköy, Ataköy gibi olanlarına değil, derelerinde mandaların yıkandığı, yollarında paytak kazların dolaştığı, çimenlerinde kuzuların otladığı köylere.