Tam bir Akrep kadını olduğunu söylüyor, kendini ‘tuttuğunu koparan, biraz da gizemli bir tarafı olan, inatçı’ sözleriyle tarif ediyor. Hayatımıza ‘Aşk-ı Memnu’da canlandırdığı Peyker rolüyle giren Nur Fettahoğlu, şimdilerde çocuğu katil olmuş bir anneyi oynuyor. Onunla çocukluğunu, anne olmayı ve oyunculuk serüvenini konuştuk.
#GazetehaberleriÇocukluk hayali diplomatlıktı, olmadı. O da tercüman rehberlik yaptı; dışarıya gitmek yerine gelen yabancıların kültür elçisi oldu. Mimari okudu... Ancak ilk kez Şayeste Sokak’ta gördüğü ve ilk görüşte aşık olduğu sinema onun kaderiydi. Öyle ki daha 12 yaşındayken izlediği tüm filmleri defterine yazıyor, birkaç cümlelik eleştiriler yapıyor ve hatta yıldız veriyordu. Bu tutkusu sayesinde bugün tüm Türkiye onu ‘duayen sinema yazarı’ olarak tanıyor. Atilla Dorsay ile filmi geriye sardık, renkli geçmişine yolculuk yaptık.
#Atilla DorsayNe kadar zamandır şiir okumuyormuşum. <br>O da “Şiir, küçük mutlulukları, ayrıntıda kalan hüzünleri, bir çiy damlasının falanını-filanını aşalı, buralardan gideli çok zaman geçti” diye yazmış. <br>2014 Erdal Öz Edebiyat Ödülü’nü kazandığını öğrendiğimde sevindim. <br>Galiba bu söyleşiye bir fırsat diye baktım. <br>Eski kitaplarını karıştırmak, derinlere dalmak, biraz da yüzleşmek için… <br>Küçük İskender’e kulak verin… <br>Bu ülkenin seslerini, savruluşunu en iddialı gazetecilerin, akademisyenlerin mi yoksa esaslı bir airin mi daha iyi sezdiğine siz karar verin…
Dünyanın başka şehirleriyle kıyasladığımızda İstanbul gece hayatı efsaneleşme yolunda emin adımlarla ilerliyor. Her gece binlerce insan dışarı çıkıyor; hafta içi bile iğne atsan yere düşmez kıvamında mekânlar var. Peki neden? Gecelerde ne arıyoruz? İş, seks, para, cazibe, tutku, aşk, avlanmak, gülmek, dans etmek... Hangi mekân hangi duygumuzu tatmin ediyor? Yılbaşına yaklaşırken hafta içi bile birçok partinin düzenlendiği İstanbul’da dört gece dışarı çıktık ve arı kovanına çomak soktuk. İşte mekânların ve gece müdavimlerinin haleti ruhiyesi
Harry Potter serisinin yazarı J. K. Rowling’in ‘büyükler için yazdığı’ ilk romanı ‘The Casual Vacancy–Geçici Boşluk’ elimde; şaşırttı kitap beni. Aslında, dünyaca ünlü Fransız romancısı, ilk romanı Günaydın Hüzün ile ortalığı birbirine katan, aşkın ve tutkunun anlatıcısı Françoise Sagan bir çocuk kitabı yazsaydı, o da ancak bunun kadar şaşırtırdı beni.
Aldatma, Freud’un savunduğu gibi, evlilikteki ruhsal sorunların tedavisi için bir emniyet supabı mı, yoksa kuraldışı bir oyun, ahlaki zâafiyet veya bir aşk yanılsaması mı? 20 yıldır aile danışmanlığı yapan sosyal psikolog Prof.Dr. Aliye Mavili Aktaş, (b) şıkkını işaretliyor. Aktaş’a göre son dönemdeki boşanma davalarının büyük çoğunluğu kayıtlara “şiddetli geçimsizlik” olarak geçse de “aldatma” nedeniyle açılıyor.
Aralık 1976’da, yani bundan tam 30 yıl evvel, bir anne ve çocuk sağlığı dergisi olarak yola çıktı Elele. Zaman içinde pek çok değişimden geçti, farklı kimliklere büründü. Yönetim ve yazar kadrosunda birbirinden önemli sayısız isim yer aldı. Bugün bildiğimiz haline 1990’lı yıllarda büründü.
Evrim psikologları, insan soyunun ne dik yürüyüşle, ne de alet kullanımıyla geliştiğine inanıyorlar. Onlara göre başarının nedeni diğer canlılarda bulunmayan eşsiz çocuk yatırımı. İnsanı tüm türlerinden üstün kılan dev beyni, anne karnının dışında büyüyor.
Bugünden ve bu yaştan sonra burcumu değiştirmişler. Oysa ben alışmıştım ona, kuzu kuzu geçinip gidiyorduk. Otuz sekiz yıldır Koç olan burcum, 13’üncü burcun bulunmasıyla birlikte, ‘balık’ olmuş. Şimdi kendi hakkımda bildiğim her şeyi çöpe mi atmam gerekecek?