Yüksek mimar, mühendis, ozan ve yazar Cengiz Bektaş geçen hafta, 86 yaşındayken aramızdan ayrıldı. Türkiye mimari tarihinin simge isimlerinden olan Bektaş aynı zamanda iyi bir şairdi; mimari ve şehircilik alanında da pek çok kitaba imza atmış, pek çok ödül almıştı...
#Cengiz BektaşCumhuriyet dönemini simgeleyen 20 yapıdan biri sayılan Ankara’daki Türk Dil Kurumu binasını tasarlayan, Akdeniz Üniversitesi Sosyal – Kültürel Özek yapısıyla 2001 yılında prestijli Aga Khan Ödülü’nü kazanan, 2014 yılında ise Uluslararası Mimar Sinan Ödülü’ne layık görülen Türk mimarlığının önemli ismi ve şair Cengiz Bektaş, hayata veda etti. Türklerinin konut yapılarını incelediği ‘Türk Evi’ adlı kitabıyla da tanınan Bektaş, 86 yaşındaydı.
#Cengiz BektaşBilsar AŞ, dünyanın önde gelen 20 gömlek markasına Çorlu’da organik üretim yapıyor. Bilsar AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Selman Bilal, “Tasarım odaklıyız. Tasarımlarımızı dünya markaları alıyor. 7-10 gün arasında müşterilerimizin siparişlerini yükleyip gönderebiliyoruz. Amazon ile de ihracatımızı geliştireceğiz” dedi.
#GazetehaberleriEDİRNE Ticaret Borsası Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Yardımcı, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın bilgilendirme konferansına çağırınca, geçen cuma sabahı Finans Dünyası Dergisi’nin sahibi Şeref Özgencil’le birlikte Edirne’ye gittik.
Bugüne kadar 10 bin konut inşa eden, Kristalşehir’de 5 bin konuta yönelen İhlas İnşaat, artık büyük ölçekli projeler yapacak.İhlas İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Halil Şeker, aynı bölgede yeni proje için çalıştıklarını açıklarken, “İlk alıcı fiyatın aynı kalması halinde ‘yanlış yatırım yaptım’ diye düşünüyor” dedi.
Dünyanın en önemli ve prestijli mimari ödüllerinden Ağa Han Ödülü iki hafta önce Lefkoşa Türk Belediyesi ile Lefkoşa Rum Belediyesi’nin ortak yürüttüğü "Lefkoşa Master Planı"na verildi. Hemen heyecanlandım tabii, çünkü kentin güney tarafı hiç anlatılmadı bu sayfalarda. İşte tam da o günlerde karşıma Emre Özdemir (25) çıktı.
Bundan 9 yıl önce, 16. ve 17. yüzyıl İznik çinisi geleneğini yeniden canlandıracak, üretimini yapacak bir kurum kurmaya karar verdiğinde Prof. Dr. Işıl Akbaygil çok düşünmüştü: Bu kuruma vakıf ismi vermek, hantallık çağrışımı yapar mıydı? Sonuçta İznik Vakfı’nı kurdu. Bugün dönüp bakıldığında olayların Akbaygil’in istediği doğrultuda geliştiği söylenebilir.