Oluşturulma Tarihi: Mayıs 02, 2003 00:00
Türkiye'deki deprem riskinin büyüklüğünedeniyle 3 yıl önce uygulamaya konulan zorunlu deprem sigortası, hala gereken ilgiyi görmüyor. Bugüne kadar toplam 13 milyon konuttan sadece 1.8 milyonu zorunlu deprem sigortası kapsamında.Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun (DASK) verilerine göre, Türkiye'de zorunlu deprem sigortası kapsamında olduğu belirtilen 13 milyon konuttan sadece 1 miyon 847 bini (yüzde 14.2'si) için poliçe düzenlenebildi. Bu, vatandaşın, ''afetler karşısında hala devleti bir sigorta olarak gördüğü'' anlamına geliyor. DASK Genel Sekreteri Bilgi Kongar, zorunlu deprem sigortasının uygulanmamasının önündeki en önemli iki engelin, ''sigorta yaptırmamanın yaptırımının olmaması ve politikacıların (devlet yaraları saracak) anlayışını terketmemesi'' olduğunu söyledi. Kongar, ''Devlet, vatandaşa 40-50 milyon prim ödetmek yerine, deprem zararlarını kapatmak için defalarca vatandaştan ek vergi alıyor, bunda bir sakıncagörmüyor'' dedi. Zorunlu deprem sigortasının 1999 yılında bir kararname olarak çıkarıldığını, 6 ay içinde yasası çıkarılması gerekirken halen çıkarılmadığını hatırlatan Kongar, kararname ile cezai hüküm getirilemediği için deprem sigortasının yaptırılmaması nedeniyle herhangi bir cezai müeyyide uygulanamadığına dikkati çekti. Yaptırım olmaması nedeniyle vatandaşın sigortaya ilgisiz olduğunu kaydeden Kongar, ''nasıl
trafik sigortasını yaptırmayanlara ceza veriliyorsa, buna da aynı sistem getirilmeli, aksi takdirde, sigortasını yaptırmayanların neden olduÄŸu maliyeti, bütün vatandaÅŸlar çok daha yüksek bedeller ödeyerek üstlenmek durumunda kalır'' diye konuÅŸtu. Zorunlu sigortanın sadece tapu iÅŸlemleri sırasında arandığını hatırlatan Kongar, bunun da çok saÄŸlıklı iÅŸlemediÄŸini kaydetti. Kongar, zorunlu deprem sigortasına iliÅŸkin yasa taslağının halen Hazine'de beklediÄŸini, ancak burada da cezai yaptırıma yer verilmediÄŸini öğrendiklerini söyledi. ''POLÄ°TÄ°KACILARIN POPÃœLÄ°ST TUTUMU''Zorunlu deprem sigortasının geliÅŸememesinde politikacıların popülist tutumunun da etkili olduÄŸunu vurgulayan Kongar, şöyle devam etti: ''Ne zaman deprem olsa, politikacılarımız koÅŸup (devlet yaraları saracaktır) diyor. Oysa bu kadar yüksek bir deprem riski altında kalanTürkiye'nin, bu kadar büyük kayıpları karşılayacak ekenomik kaynaklarıyok. Hiçbir ekonomi bu kadar yükü kaldıramaz. 13 milyon konutun sadece1.8 milyonu sigorta kapsamında Allah Korusun Marmara depremi gibi bir deprem olsa, bu kadar zararı kim karşılayabilir? Kimse ev alırken devlete danışmadığına göre, aldığı evin sorumluluÄŸunu üstlenmeli. Politikacılar, vatandaÅŸa 40-50 milyon lira sigorta primi ödetmek yerine, deprem zararlarını kapatmak için defalrca ek vergi alma yolunagidiyor. Yıkılan evin bedelini hepimiz ödüyoruz. VatandaÅŸların ek vergi ödeyecek gücü de bir yere kadar. Herkes aldığı evin sorumluluÄŸunu üstlenmeli.'' PRÄ°M TUTARI ÇOK DÜŞÜKZorunlu deprem sigortasında prim tutarının da çok düşük olduÄŸuna iÅŸaret eden Kongar, prim tutarlarının Bayındırlık ve Ä°skan Bakanlığı'nın birim inÅŸaat maliyetlerine baÄŸlı olarak Hazine MüsteÅŸarlığı tarafından belirlendiÄŸini kaydererek, şöyle konuÅŸtu: ''Ancak, vatandaÅŸa çok fazla para ödetmemek adına, memurundan baÅŸlamak üzere, daire baÅŸkanı ve müsteÅŸara kadar Hazine'nin her biriminde belirlenen prim miktarı biraz daha kırpılıyor. Sonuçta birimmaliyetle hiçbir bağı olmayan prim tutarları ortaya çıkıyor.'' DASK'ın verilerine göre, 100 metrekarelik bir konutun zorunlu deprem sigortası nedeniyle prim miktarı, yapının tipine ve risk bölgesine göre deÄŸiÅŸiyor. Karkas 100 metrekarelik bir konutun prim miktarı, I. risk bölgesinde 53 milyon lira, II. risk bölgesinde 37.1 miyon lira, III. risk bölgesinde 19.9 milyon lira, IV. risk bölgesinde ise 13.3 milyon lira, V. risk bölgesinde ise 10.6 miyon lira düzeyindebulunuyor. DASK Genel Sekreteri Bilgi Kongar, bu prim miktarlarının en az 15'er milyon lira artırılması gerektiÄŸini vurgulayıp, deprem riskinin çok yüksek olduÄŸu Japonya'da zorunlu deprem sigortası primlerinin yarısının devlet tarafından karşılandığını hatırlatırken, Türkiye'de ise zaten primlerin düşük olduÄŸunu, 25-30 milyon lira prim ödenerek, 25-40 milyar liralık teminat verildiÄŸini kaydetti. DOÄžU'DA SÄ°GORTA ORANI ÇOK DÜŞÜKDoÄŸu Anadolu Fayı'ndan dolayı sürekli deprem riski altında bulunanBingöl'de, zorunlu deprem sigortasına hemen hemen hiç ilgi GösterilmediÄŸi belirlendi. DASK verilerine göre, 16 Nisan itibariyle, Bingöl'de sadece 382 zorunlu deprem sigortası düzenlenmiÅŸ bulunuyor. Söz konusu 382 poliçe ile sigorta ÅŸirketleri, 7 trilyon 549.3 milyar liralık demeprem teminatı vermiÅŸ oldu. Devlet Ä°statistik Enstitüsü'nün (DÄ°E) 2000 yılı bina sayımı sonuçlarına göre, 2000 yılı itibariyle Bingöl'de, 25 bin 529'u il ve ilçe merkezlerinde olmak üzere toplam 28 bin 73 konut stoÄŸu bulunuyordu. DÄ°E'nin inÅŸaat istatistiklerine göre, 2000 yılı itibariyle Bingöl'de 11 bin 450 adet inÅŸaat ruhsat izni verildiÄŸi, ancak yapı kullanım izni verilen bina yasısının ise 4 bin 953'te kaldığı tespit edildi. Yani, bu ildeki binaların çok büyük bölümünün inÅŸaat ruhsatı ve yapı kullanım izni yok. Bingöl gibi birinci derecede deprem riski altında bulunan Erzincan, Tunceli, MuÅŸ, Elazığ, Bitlis, Siirt, Van, Hakkari, Batman, Hatay, Osmaniye, KahramanmaraÅŸ, Malatya, Adıyaman gibi illerde zorunludeprem sigortası yaptırılan konut sayısının oldukça düşük kaldığı dikkat çekiyor. Halen, Erzincan'da 5 bin 431, Tunceli'de 749, MuÅŸ'ta 606, Elazığ'da 2 bin 396, Bitlis'te 549, Siirt'te 407, Van'da 1712, Hakkari'de 173, Batman'da 737, Hatay'da 9 bin 658, Osmaniye'de 3 bin 257, KahramanmaraÅŸ'ta 2 bin 326, Malatya'da 4 bin 168, Adıyaman'da 2 bin 114 zorunlu deprem sigortası poliçesi düzenlenmiÅŸ bulunuyor. Zorunlu deprem sigortasına iliÅŸkin mevzuat uyarınca, sadece konutlar bu sigorta kapsamında teminat altına alınliyor. Kamu kurumve kuruluÅŸlarına ait binalar, köy yerleÅŸim alanlarında yapılan binalar, tamamı ticari ve sinai amaçlar için kullanılan binalar kapsam dışında.Â
button