Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Eylül 21, 2017 13:26
Bursa'dan Kayseri'ye şehirler arası otobüsle ’Odin’ isimli ’Golden’ cinsi köpeğiyle birlikte seyahat etmek isteyen 23 yaşındaki Merve Işıktaş, köpeğinin, firma yetkililerinin zorlayarak koydurduğu bagajda havasızlıktan öldüğünü öne sürerek savcılığa suç duyurusunda bulundu.
İstanbulda oturan Merve Işıktaş, yaz tatili için 1.5 yaşındaki ’Odin’ isimli köpeği ile birlikte Bursa’ya gitti.Genç kız,buradaki tatilinin ardından akrabalarının oturduğu Kayseriye gelmek üzere bir şehirlerarası otobüs firmasından,"Yanımda 24 kilo ağırlığında ’Golden’ cinsi bir köpeğim var” diyerek bilet aldı. Işıktaş, köpeğinin ölümüyle sonuçlanan seyahati ile ilgili DHA’ya şu iddialarda bulundu:
"Bulabildiğim tek otobüs firmasına yanımda 24 kilo ağırlığında Golden cinsi
köpek olduğunu belirttim. Yanımda seyahat etmesini istediğimi söyledim. Gerekli şartlar sağlandığında ve veteriner kontrolünde uyutulduğu ve kafese konulduğunda benimle seyahat edebileceğini ifade ettiler. Otogara geldiğimizde durum değişti. Şoför, köpeğimi bagaja koymamı istedi. Bagajı reddettim. Bunun üzerinebeni rahatlatmak için, ’Sürekli bu şekilde hayvan taşıyoruz. Geçenlerde kuş taşıdık. Kedi taşıyoruz’ dediler. Büyük bagaja koyduğumuzda yolculardan birisi, ’Burada erzak var ve erzakların olduğu yerde köpek istemiyoruz’ dedi. Buna yönelik muavin orta yolu bulmak için daha küçük bir bagaj gösterdi.Köpeğimin kafesi ile oraya sığmayacağını düşündüm. Sonrasında ikram kabini dedikleri yeri gösterdiler. Sürekli kuş, kedi gibi hayvanları burada taşıdıklarını belirttiler. Bu kabinin havalandırma aldığını söylediler. Köpeği oraya koyduk ama Bursadan Eskişehire gelene kadar sürekli tedirgindim. Eskişehir otogarında yolcu alınırken köpeğime 2 dakika süreyle baktım, Köpeğimin daralıp, terlediğini gördüm. Şoföre inmek istediğimi ve köpeğimi bulunduğu yerden almak istediğimi söyledim. Bana belirttiği saatte başka peronda olmaları gerektiğini, inemeyeceklerini ve 1 saat sonra Sivrihisarda mola verdiklerinde onu görebileceğimi söyledi. Sivrihisara gidene kadar şoförün yanında oturdum ve içimin rahat olmadığını belirttim. Şoför sürekli telkin etti. Sivrihasara geldiğimizde köpeğimin ölüsüyle karşılaştım. Firmayı aradığımda suçu önce bana atmaya çalıştılar. Sürekli hayvan taşıdıklarını, o hayvanlara bir şey olmadığını köpeğimde problem olduğunu söylediler. Köpeğim zaten otobüse binmeden önce veteriner kontrolünden geçti."
'BİR KÖPEK İÇİN AĞLIYORSUN'Merve Işıktaş, tutanak tutturmak ve şikayetçi olmak içinjandarmayı aradığını,bunun için de otobüsün beklemesi gerektiğini söylemesi üzerine firma görevlilerininbunu kabul ettiğini söyledi. Merve Işıktaş, şöyle devam etti:
"Jandarma gecikince çirkinleşmeye başladılar ve ’Bir sürü insan ölüyor. Sen bir köpek için ağlıyorsun. Hepimiz bunun için bekliyoruz. İşimiz, gücümüz var’ dediler. Firmaya da bunu ilettiğimde aynı şeyi söylediler; ’Bir sürü asker, Müslüman ölüyor. Sen bir köpek için insanları alıkoyuyorsun’ denildi. Jandarma geldiğinde şoför ve muavinin köpek bilgileri alındı. Onlar sonra yola devam etti. Ben de ifade verdikten sonra Sivrihisar Belediyesi ekipleri geldi. Köpeğimin kireçlenip gömülmesi gerekiyormuş. Bu şekilde yaparak gömdük. SonrasındaKayseriye döndüm. Olayla ilgili suç duyurusunda bulundum."
Merve Işıktaş,daha sonra savcılığa yaptığı suç duyurusunun ’mala zarar vermek’ olarak işlem gördüğünü, ilk duruşmanın ardındandurumu öğrendiğini,manevi tazminat davası da açacağını,kazanması haline 1 kuruşuna dokunmadanbir barınağa bağışlayacağını ya da sokak hayvanları için bir kliniğe fon olarak vereceğiğini söyledi.
Işıktaş,"Artık başka hayvanlar zarar görmesin. İnsanlar köpeğin, kedinin, kuşun nefes aldığının farkına varsın. Köpek sahiplerinin de seyahat etmesi gerekiyor. Buna göre otobüslerde bir bölüm olsun diye konuştu.