A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 20, 2007 15:13
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, Türkiye'nin 2006 yılı Aralık ayında normalin dörtte biri oranında yağış aldığını belirterek, “Toprakta nem eksikliği yaratan bu durum 2007'de buğday, arpa, yulaf gibi serin iklim tahıllarında verim ve üretim kayıplarının ortaya çıkacağına işaret ediyor” dedi.
Günaydın, yaptığı yazılı açıklamada, Aralık ayında, Türkiye'de normalinden yüzde 73,1 oranda daha az yağış kaydedildiğine işaret ederek, yağış rejiminde ortaya çıkan normal dışı gelişmelerin, verim ve üretim üzerinde sınırlayıcı etkiler yapacağını ifade etti.
Trakya, Çukurova, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin, Türkiye'nin önemli tahıl üretim merkezleri olduğunu belirten Günaydın, bunlardan, Trakya hariç tüm bölgelerde, önemli oranda yağış azlığı söz konusu olduğunu bildirdi.
Bazı illerde üreticinin, kışlık ekim yaptığı tarlasını yeniden sürdüğüne dikkat çeken Günaydın, şunları kaydetti: “Bu çerçevede, yaklaşık 20 milyon ton buğday, 9 milyon ton arpa, 300 bin ton yulaf ve 200 bin ton çavdar üretiminin İç Anadolu, Çukurova ve Güneydoğu'nun Batısında gerçekleştirilen bölümü için, Çukurova'da yüzde 30, İç ve Güneydoğu Anadolu'da yüzde 10 olmak üzere ortalama yüzde 20'lere varan bir üretim düşüşünü öngörmek ve buna göre önlem geliştirmek zorunluluğu bulunmaktadır. İyimser bir tahminle, kışlık buğday ekiminde yaşanan kuraklık sorunu nedeniyle üretim düşüşünün 1 milyon tonla sınırlı olacağı varsayıldığında, bunun genel ekonomiye olumsuz etkisinin 400 milyon YTL düzeyinde gerçekleşeceği beklenebilir.” Günaydın, verim ve üretimdeki düşüşlerin de en çok yoksul tahıl üreticisini olumsuz etkileyeceğini ifade etti.
SULAMA YATIRIMLARI GERÇEKLEŞTİRİLMELİ
Mevsim normallerine göre kaydedilen yüksek sıcaklık ve düşük yağış değerlerinin, tahıllar dışında Çukurova'da karnabahar, soğan ve patates gibi ürünlerin üretimini de tehdit ettiğini belirten Günaydın, ayrıca erik, kiraz, kayısı, şeftali gibi sert çekirdekli meyveler ve narenciye, zeytin ve üzümde, ağaç ve asmaların kışlama evresini yeterince yaşayamamalarının verim ve kaliteyi olumsuz etkileyebileceğini kaydetti.
Dünya genelinde görülen küresel ısınma sürecinin Türkiye'yi de tehdit ettiğine işaret eden Günaydın, Türkiye'nin bu gerçekle yüzleşmek, uygun önlemleri zamanında almak zorunda olduğunu vurguladı. Türkiye'de, teknik ve ekonomik ölçütlere göre sulanabilir 8,5 milyon hektar tarım alanının, ancak 4,5 milyon hektarının sulanabildiğine dikkat çeken Günaydın, “Türkiye, önümüzdeki 10 yıllık dönemde, her yıl 400 bin hektar sulama yatırımı gerçekleştirerek, toprağı su ile buluşturmalıdır” dedi.
Yatırım eksikliği yanında, mevcut yatırımların gerçekleştirilmesinde de ciddi sorunlar bulunduğunu savunan Günaydın, bu bağlamda yer altı suyuna yüklenen su temini yanında, açık kanallarda taşınan su ile yapılan “vahşi sulama” yöntemlerinden vazgeçilmesi, damla sulama başta olmak üzere, suyu tasarruflu kullanan, toprakta tuzlulaşma, alkalileşme, çoraklaşma sorunu yaratmayan çağdaş teknikler uygulanması gerektiğini kaydetti.
Su mülkiyeti ve işletmeciliğinde, üreticiye, suyu kullanan ve yöneten bir nitelik kazandırılması, “su hizmetlerinin özelleştirilmesi” uygulamalarından vazgeçilmesi ve kamu yararı su politikalarının odağına oturtulması gerektiğini vurgulayan Günaydın, atık su ve kuraklık yönetimi yanında, yeni dönemin koşullarına uygun tarımsal araştırma, yayım ve danışmanlık hizmetleri kurgulanması ve etkinlikle uygulanması gerektiğini belirtti.